TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Geride bıraktığımız hafta önemli veriler açıklandı yurtiçinde. Büyük ölçüde dış gelişmelere bağlı olarak tüketici enflasyonu yüzde 12’ye yükseldi. Dış gelişmelerin nasıl şekilleneceğine ilişkin çok sayıda belirsizlik var. Ancak petrol fiyatlarında son günlerde gözlenen eğilim kalıcı olursa ve lira da değerli konumunu sürdürürse, yıl sonunda Merkez Bankası’nın tahminleri ile uyumlu bir enflasyon patikasına oturmak mümkün olacak. Şüphesiz bu öngörüde çok fazla ‘eğer’ var. Enflasyonda artık en kötüyü bıraktık dedirtmeye yarayacak bir başka gelişme de üretim tarafından geliyor. Merkez Bankası’nın ısrarla belirttiği iç talepte enflasyonu düşürmeye yardımcı olan gelişmeler daha bir belirginleşti cuma günü açıklanan üretim değerleriyle. Özellikle imalat sanayi üretiminde yavaşlama daha belirgin: Haziran ayında, bir yıl öncesinin aynı ayına göre üretim azalması yaşandı bu sektörde. Şüphesiz az sayıda gözleme dayanarak yorum yapmanın anlamı yok. Ancak aylık değil de üçer aylık hareketler olarak bakılınca da imalat sanayi üretim artış hızının yavaşladığı hemen görülüyor (Grafik 1). Yılın ilk iki çeyreğindeki üretim artışı
2007’nin altında. Altı aylık değerler de şöyle:
2007’de yüzde 5.4 olan artış hızı 2008’de yüzde
4.4’e düştü. Sanayi sektöründeki artış hızları ise aynı dönemler için sırasıyla yüzde 6 ve 4.9.
Üretimdeki bu gelişme istihdam açısından sevimsiz de olsa beklenmedik bir gelişme değil. Daha önce bu köşede birkaç kez üzerinde durdum: 2007’ye kıyasla 2008’de büyüme hızımızın daha düşük olmasına yol açacak önemli nedenler vardı. Bunların başında da yurtdışı mali piyasalardaki depremin yarattığı büyük belirsizlik geliyordu. Yine dışarıdaki gelişmelere bağlı olarak artan risk primi ve faizler de bu öngörüyü destekliyordu. Bir de bizim içeride bir türlü yeni bir program ortaya koyamamamız da bu olumsuzluğa katkıda bulunuyordu. Düşük büyüme öngörüsüne ters iki hareket ise şunlardı: Yılın ilk beş ayında yurtiçi reel kredi genişlemesi 2007’ye kıyasla daha yüksek bir düzeydeydi. İkinci olarak da tarımsal üretim artışının 2007’ye göre daha fazla olması ihtimali vardı. Cuma günü ödemeler dengesi verileri de açıklandı. Cari işlemler hesabı cephesinde çok fazla değişen bir şey yok. Cari açık hız kesmeden artmaya devam ediyor: Yılın ilk altı ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla 8 milyar dolarlık bir artış var. Cari açığın ilk altı ayda geldiği düzey ise 27.3 milyar dolar. Üretimdeki yavaşlama eğilimi ile karşılaştırıldığında cari açığın artmayı sürdürüyor olması tarihsel deneyimimize ters düşüyor ilk bakışta. Zira geçmiş veriler Türkiye ekonomisinin daraldığı dönemlerde cari işlemler fazlası verdiğini gösteriyor. Şöyle de ifade edebiliriz: Büyüme hızı yavaşladıkça cari işlemler hesabında da iyileşme olması beklenir. Tabii cari işlemleri etkileyen diğer unsurlar aynı kaldığı sürece. Bu unsurlar aynı kalmıyorlar elbette. Artan enerji ve emtia fiyatları ithalatımızın da faturasını yükseltiyor; cari açık ile büyüme hızı arasındaki bu kuvvetli ilişkiyi maskeliyor. Bu ilişkiyi bir kez daha sergilemek için bir grafik daha veriyorum. İkinci grafikte ithal fiyatlardaki gelişmelerden arındırılmış (reel) ithalat ile imalat sanayi üretiminin yıllık artış hızları beraber gösteriliyor. Veriler üçer aylık ve 2004’ten başlıyor. Soldaki eksen ithalat için. Üretim, yuvarlakların yer aldığı çizgi ile gösteriliyor. Her iki değişkenin de beraber hareket ettiği gözleniyor. Son gözlem her ikisinde de düşüş olduğunu ifade ediyor. Daha sağlıklı yorum için elbette daha fazla veriye ihtiyaç var. Ama veriler bir tarafa, yukarıda kısaca değinilen iktisadi nedenler bize, 2008’in 2007’den daha kötü bir yıl olması olasılığının çok yüksek olduğunu söylüyor.
Grafik 1: İmalat sanayi üretimi (yıllık yüzde artışlar, 2004.I - 2008.II) Grafik 2: İmalat sanayi üretimi ve fiyat hareketlerinden arındırılmış ithalat (Yıllık yüzde artışlar; 2004.I 2008.II)
Bu yazı 10.08.2009 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Fatih Özatay, Dr.
11/12/2024
Burcu Aydın, Dr.
07/12/2024
Fatih Özatay, Dr.
06/12/2024
Fatih Özatay, Dr.
04/12/2024
Güven Sak, Dr.
03/12/2024