Transatlantik Ortaklığın Türkiye’ye Etkileri İcracı Kurumlarla Tartışıldı AB ile ABD arasında müzakereleri süren anlaşmanın özellikle tarım ve hizmetler sektörü ağırlıklı olması nedeniyle Türkiye’ye önemli etkileri olması bekleniyor.

ANKARA – ABD ile Avrupa Birliği (AB) arasında kurulması için müzakerelerine başlanan “Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP)”nın Türkiye’ye etkileri, ilgili kamu kesiminden en yetkili isimlerin katılımıyla TEPAV’da tartışıldı.

“Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı : Türkiye İçin Bir Değerlendirme" başlıklı toplantıya TEPAV Ticaret Çalışmaları Merkezi Direktörü Bozkurt Aran’ın konuşmasıyla başlandı. Merkez’den Dr. Sait Akman ve Merve B.Akıncıoğlu’nun sunumuyla devam eden toplantının panel bölümü Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Eski Müsteşarı Ali Tigrel’in yönetiminde yapıldı. Bu bölümde AB Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Haluk Ilıcak, Ekonomi Bakanlığı Eski Müsteşar Yardımcısı Cemalettin Damlacı ve Ekonomi Bakanlığı AB Genel Müdürü Murat Yapıcı konuştu. Konuşmaların ardından geçilen tartışma bölümünde de katılımcıların soru ve katkıları alındı.

Chatham House kuralları çerçevesinde gerçekleştirilen toplantıda, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Doha Turu’nun tıkanıklığa uğramasının ardından ve küresel krizin etkisiyle AB ve ABD ekonomilerinde daralma ile rekabet gücünde azalmayla gündeme gelen bu ortaklığın Avrupa Komisyonu Başkanı Barosso’nun deyişiyle “game changer (oyun değiştirici)” özelliği vurgulandı.

Türkiye’nin seçenekleri neler?

Özellikle tarım ve hizmetler sektörü ağırlıklı olması nedeniyle Türkiye açısından da önemli sonuçları olacak bu anlaşmaya ilişkin Türkiye’nin seçenekleri ise şöyle sıralandı:

-         Üçlü ve eş anlı müzakerelerin yürütülmesi,

-         Gümrük Birliği temelinde Türkiye’nin TTIP’ye dahil edilmesi,

-         ABD ile ayrı bir ortaklık ilişkisi kurulması,

-         Türkiye’nin de TTIP’ye katılımı.

Bu seçeneklerin ve çeşitli kurumlarca yapılan etki analizi sonuçlarının tartışıldığı toplantıda, ABD ile bir serbest ticaret anlaşması (STA) imzalanması seçeneğinin üzerinde duruldu ve bu konuda tarafların siyasi iradesinin ve teknik eksikliklerini tamamlamasının önemine vurgu yapıldı.