logo tobb logo tobbetu

TEPAV, Eğitimde “4+4+4” Formülüne İlişkin Meclis’e Görüş Sundu: “Eğitim Reformu Olarak Yeterli Değil” Meclis Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu bünyesindeki alt komisyon, zorunlu eğitimi kademelendirerek uzatan kanun teklifine ilişkin TEPAV’dan görüş aldı.
Haber resmi
28/02/2012 - Okunma sayısı: 3402

 

ANKARA – TEPAV, hükümetin 4. sınıftan sonra açık öğretimin yolunu açan ve zorunlu eğitimi kademelendirerek 12 yıla çıkaran kanun teklifine ilişkin TBMM’ye görüş bildirdi. Yeni kanun teklifinin Türkiye’nin mevcut eğitim reformu ihtiyacını karşılamadığına işaret eden TEPAV’a göre; öncelik eğitim süresini uzatmaya değil eğitim kalitesini arttırmaya verilmeli.

Meclis Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu bünyesindeki alt komisyon, 28 Şubat 2012 Salı günü, “4+4+4 formülü” olarak ifade edilen yeni kanun teklifine ilişkin aralarında TEPAV’ın da bulunduğu bazı sivil toplum kuruluşlarından görüş aldı.

İnsan gücü ile 2023 hedefi uyumlu mu?

Komisyon’a “Yeni kanun teklifi neden yeterli değildir?” başlıklı bir sunum yapan TEPAV Direktörü Prof. Dr. Güven Sak, Türkiye’nin öncelikleri ve makro hedefleri çerçevesinde düzenlemeyi değerlendirdi. Türkiye’nin 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefi ortaya koyduğunu hatırlatan Sak, bu hedefe yönelik olarak milli gelir, çalışan başına üretim ve kadınların işgücüne katılımının yanı sıra nüfusun ortalama eğitim süresi ile matematik, fen ve İngilizce performansı gibi veriler açısından düşük küresel performansına dikkat çekti.

TEPAV Direktörü Sak, Türkiye’nin bir eğitim reformuna ihtiyacı olduğunu ve eğitim reformunu tasarlarken önceliklerin doğru belirlenmesi gerektiğini belirtti. Sak, eğitim kalitesini iyileştirmeden, üretim deseni dönüşümünü gerçekleştirmenin de mümkün olmadığını ekledi.

Nitelik vurgusu yaptı

Bu tabloda zorunlu eğitim süresini uzatan yani kanun teklifine ilişkin değerlendirmesinde nitelik vurgusu yapan Sak, şöyle konuştu:

“Eğitimin niteliği en az niceliği kadar önemli. Zorunlu eğitim süresinin arttırılması nüfusun eğitim süresinin arttırılması için önemlidir. Ancak, maliyeti yüksektir. Süreyi artırırken eğitime ayrılan kaynak miktarını artırmazsak kaliteden taviz vermiş olacağız. Şu anda ilköğretimde 10,9 milyon; ortaöğretimde 4,7 milyon öğrenci var.  Zorunlu 12 yıl, ortaöğretimin kapasitesini iki katına çıkarmak demek. Bunun için kaynak ayrılacak mı? Eğitim bütçesinin büyüklüğü kısa dönemde ciddi biçimde arttırılmayacaksa önceliği eğitim süresini uzatmaya değil eğitim kalitesini arttırmaya vermek gerek.”

Sak ayrıca, eğitim kalitesini en çok artıran ülkelerde yerelleşme, öğretmenlerin koşullarının iyileştirilmesi ve başarısız öğrencilere odaklanılması gibi çoğunlukla ortak politikalar izlendiğini ancak taslakta bu hususlara değinilmediğini söyledi.

Okul öncesi eğitimle kadın işgücü de desteklenir

Prof. Dr. Sak, sunumunda, düzenlemede yer almayan okul öncesi eğitim konusundaki ihtiyaca da dikkat çekti. Okul öncesi eğitimin yaygınlaşmasının kadınların işgücüne katılımına katkı sağlayacağının altını çizen Sak, “İngilizce yeterlilik indeksinde Türkiye, 44 ülke arasında 43. sırada. Okul öncesi eğitime önem verilerek İngilizce yeterliliğinde istenen seviyeye ulaşılması mümkün” dedi.

Mesleki eğitime geçiş yaşı, 16-17’lerde

Düzenlemede başlangıç yaşı ilk 4 yılın sonuna kadar düşürülen mesleki eğitim konusunda ise erken yaşta meslek seçiminin çok doğru olmadığını belirten Sak, pek çok ülkede mesleki eğitime geçiş yaşının 16-17 olduğunu kaydetti. Diğer yandan işverenlerin düz lise ve meslek lisesi mezunlarını ayırt edemediklerini ifade eden Sak, “Mesleki eğitim sistemini elden geçirmeden giriş yaşını düşürmek sorunları çözer mi?” sorusunu yöneltti.

 

Yazdır

« Tüm Haberler