The articles and opinions on the TEPAV website are solely those of the authors and do not represent the official views of TEPAV.
© TEPAV, all rights reserved unless otherwise stated.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Campus, Section 2, 06560 Söğütözü-Ankara
Phone: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV is a non-profit, non-partisan research institution that contributes to the policy design process through data-driven analysis, adhering to academic ethics and quality without compromise.
Politika Notu / Nilgün Arısan Eralp
Avrupa Birliği (AB), kuruluşundan bu yana en zor dönemini yaşıyor demek sanırım yanlış olmaz. AB geçmişte de farklı krizler yaşadı; “boş sandalye” krizi, anayasa krizi, mali kriz. Ancak bütün bu kriz dönemlerinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD), AB’nin hep arkasında veya yanında oldu. Bugün ise AB, çeşitli çabalarına rağmen hala en zayıf olduğu savunma ve güvenlik alanında, üstelik Rusya’nın saldırganlığı nedeniyle en fazla ihtiyaç duyduğu bir dönemde, ABD’nin koruyucu şemsiyesinden yoksun kaldı.
Esasında bu tehlike yıllar önce fark edilmişti. Hatırlanırsa Trump’ın ilk döneminde, 7 Kasım 2019’da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, The Eonomist dergisi için özel olarak kaleme aldığı bir yazıda, Trump ABD’sinin transatlantik ilişkilerine bakışı nedeni ile NATO’nun beyin ölümünün gerçekleştiğini belirtmiş ve sürekli olarak AB’nin, özellikle de güvenlik ve dış politika alanında “stratejik özerklik” kazanması gerektiğini vurgulamıştı. Daha sonra, ABD’de 2020 yılı seçimlerini Joe Biden’ın kazanması ve Rusya’nın 24 Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgali ertesinde, AB’nin hiçbir AB içi ve dışı krize göstermediği kadar sert, hızlı ve birlik içinde bir tepki vermesi ve Transatlantik ittifakının tazelenerek güçlenmesi sonucunda Avrupa güvenlik ve savunmasında NATO’nun yerinin iyice belirginleşmesi, bu tartışmaların unutulmasına neden oldu.
Politika notunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.