The articles and opinions on the TEPAV website are solely those of the authors and do not represent the official views of TEPAV.
© TEPAV, all rights reserved unless otherwise stated.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Campus, Section 2, 06560 Söğütözü-Ankara
Phone: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV is a non-profit, non-partisan research institution that contributes to the policy design process through data-driven analysis, adhering to academic ethics and quality without compromise.
Kredi Akışını Yeniden Sağlayarak Büyüme Süreci Nasıl Başlatılabilir?
Sorunlu Finansal Varlıkların Yeniden Yapılandırılması Programı Önerisi (Türk TARP’ı olmadan toparlanma olur mu?)
/Burak Dalgın, Güven Sak
Geçtiğimiz senelerde Türkiye'nin ekonomik büyümesi esas olarak krediye artan erişimle sağlandı. Bu sebeple muhtemel bir kredi kısıtı, bilhassa kredi genişlemesinden yararlanan özel sektör için önemli bir risk teşkil ediyor. Hem gelişmiş hem de yükselen ekonomilerin deneyimlerinden biliyoruz ki, yüksek borç yükü varken yaşanan bir resesyondan çıkış genellikle uzun sürüyor. Bu süreyi düşürmek bankaların kredi vermesini engelleyen kısıtların ortadan kaldırılması ile mümkün. Türkiye’de de durum böyle. Ancak sınırlı kaynaklar ve bankacılık sektörünün cazip olmayan karlılığı göz önüne alındığında bunun kendiliğinden gerçekleşmesi zor görünüyor. Bu nedenle, banka bilançolarındaki sorunlu varlıkların hızla ve yetkin bir şekilde bilançolardan çıkarılması gerekiyor. Doğal olarak, bu süreç ancak rasyonel, öngörülebilir ve piyasa dostu makroekonomik bir çerçeve ve mevzuat / yargı desteği ile birlikte işe yarayabilir.
Bu yazıda, sorunlu finansal varlıklar konusunu çözmek için bir kamu kesimi-özel sektör ortaklığı yaklaşımı öneriyoruz. Bu yaklaşımla (i) özel sektör rekabetçiliğin tesisi (zombilerin ortadan kaldırılması, ölçekli firmaların yaratılması) ve desteklenmesi (istihdam, ticari kapasite, değer zincirleri); (ii) serbest kalan sermaye sayesinde bankaların yeni kredi verebilir hale gelmesi; (iii) bağımsız, şeffaf ve performans odaklı bir mekanizma aracılığıyla vergi mükelleflerinin parasının etkin bir şekilde kullanılması; (iv) yabancı fon kaynaklarının harekete geçirilmesi; ve (v) piyasaya güçlü bir sinyal gönderilmesi amaçlanıyor. Sorunlu varlık programları konusunda, küresel krizin akabinde, EBRD ve IFC’nin ciddi deneyim biriktirdiğini de bu vesileyle belirtelim.
“Ekonominin Seyir Defteri”nin ikinci kaydına erişmek için tıklayınız.
Bu raporda yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
23/11/2024
22/11/2024
22/11/2024
25/10/2024
13/10/2024