logo tobb logo tobbetu

Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri nereye gidiyor? TEPAV ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi tarafından düzenlenen “Türkiye Seçimleri Sonrasında AB-Türkiye İlişkilerinin Şekillendirilmesi” başlıklı toplantıda Türkiye-AB ilişkilerinin mevcut durumu ile sorunlar ve öneriler paylaşıldı.
Haber resmi
23/06/2023 - Okunma sayısı: 2040

 

 

 

TEPAV ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi, seçimler sonrası Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerinin nasıl şekilleneceğini konuşmak üzere bir araya geldi.

13 Haziran 2023 tarihinde TEPAV’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü TEPAV AB Çalışmaları Merkezi Direktörü Nilgün Arısan Eralp’in üstlendiği toplantıya İPM Kıdemli Araştırmacıları Atilla Eralp, Funda Tekin ve Senem Aydın Düzgit konuşmacı olarak katıldılar.

Büyükelçilikler, Heinrich Böll Stiftung Derneği, Avrasya İncelemeleri Merkezi, akademisyenler, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu, Dışişleri Bakanlığı Bakan Yardımcısı Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay ve Dışişleri Bakanlığı yetkililerin geniş katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin güncel durumu, taraflar özelinde sorunlar ve yapılması gerenler istişare edildi.

Türkiye ve AB için sıkıntılı zamanlar kapıda

Güncel konjonktürün hem Türkiye hem de Avrupa Birliği için sıkıntılı zamanların geldiğinin habercisi olduğunu belirten Atilla Eralp, “Dünyada artan çatışma ortamı doğrultusunda, Avrupa ve Avrupa bütünleşmesi ele alınmalı. Bu kapsamda Avrupa Birliği’nde öncelenen gündemler, pandemi sonrası toplum, Avrupa’nın geleceği, Rusya-Ukrayna Savaşı ve dönüşen sancılı sistemden oluşmaktadır. Vatandaşlar ise AB yetkililerinden ekonomi ve güvenliğe ilişkin politikalar oluşturmasını beklemektedir. Dönüşen Avrupa sisteminde jeopolitiğe öncelik verilmeye başlandı. Bu kapsamda dış politika ve ortak politika konusunda oybirliğinden oy çoğunluğu sistemine geçilmesine dair tartışmalar öncelenmekte” dedi.

Seçim sürecinde AB’ye ilişkin konular ihmal edildi

Türkiye-AB ilişkilerine bakıldığında her iki tarafın da politika yapımında ortaklıklarına öncelik vermediğinin altını çizen Eralp, “Türkiye’de seçim süreci boyunca AB’ye ilişkin konular ihmal ve göz ardı edildi. Aynı zamanda Avrupa Birliği dönüşen birlik sistemine Türkiye’yi dâhil edecek adımlar atmamakta” diye konuştu.

Türkiye-AB ilişkileri sadece Mülteci Anlaşması çerçevesinde ilerliyor

Türkiye’nin de Avrupa Birliği gibi jeopolitiğe ve işlemselciliğe öncelik verdiğini söyleyen Eralp, “Türkiye-AB ilişkileri sadece Mülteci Anlaşması çerçevesinde ilerlemekte. Türkiye ile ortaklık düzeyinde ilerleyen ilişkiler artık güvenlik konularında da ad-hoc şekilde yürütülmekte” dedi.

Türkiye’nin AB üyeliği askıya alınabilir

Eralp, AB ile ilişkilerin üye devletler ve Türkiye arasındaki ikili şekilde yürütülen ilişkilere dönüşebileceğine vurgu yaparak “Ukrayna Krizi ile birlikte ilişkiler güvenlik merkezli bir diyalog ortamında ilerletilebilir. Öte yandan Türkiye’nin adaylık statüsü üzerine tartışmalar yaygınlaşmakta. Adaylığın askıya alınması gündemde” şeklinde konuştu.

İlişkilerin güçlendirilmesi için kurumsal çerçeveye ihtiyaç var

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın AB’nin gündemini işgal etmesi nedeniyle Türkiye-AB ilişkilerinin tali kaldığını belirten Funda Tekin, “İlişkilerin güçlendirilmesi için en gerekli enstrüman kurumsal çerçevenin geliştirilmesidir. AB kurumları arasında Türkiye’ye karşı farklı tutumlar söz konusu. AB-Türkiye ilişkileri daha az ihtilaflı konular etrafında ilerlemeli; ekonomi bu alanların başında geliyor. Dış politika ise belirli konular harici AB ile hizalanmaya uygun” dedi.

Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantıları canlandırılmalı

Tekin, pozitif gündem çerçevesinde görüşmelerin devam etmesi gerektiğini ifade ederek “Bu kapsamda iyi komşuluk ilişkilerinin teşvik edilmesi, gümrük birliğinin modernize edilmesi ve Kıbrıs Sorunu’na ilişkin iki tarafın da adım atması gerekiyor. Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantıları canlandırılmalı. Bu toplantılarla birlikte halklar ve sivil toplum bir araya getirilmeli” diye konuştu.

Balkanlardaki genişleme süreci önem kazandı

Rusya-Ukrayna Savaşı ile birlikte Balkanlar ve Balkanlardaki genişleme sürecinin önem kazandığını söyleyen Tekin, savaşın güvenlik ortağı olarak Türkiye ve Türkiye’nin güçlü bir şekilde konumlandığı NATO’ya da yeniden önem kazandırdığını kaydetti.

AB güvenlik mimarisi değişiyor

AB güvenlik mimarisinin gelişmekte ve değişmekte olduğunu söyleyen Senem Aydın Düzgit, “Jeopolitik, AB gündemini belirliyor. Bu nedenle son dönemdeki genişleme de bu kapsamda ele alınmalı. AB üyeleri içinde demokrasiden uzaklaşma eğilimleri, özellikle AB tam üyeliğini sağlamış sağ tandanslı iktidarlarda otoriterleşme meydana gelmekte. Türkiye’de olduğu gibi yirmi yıldır tam üyelik için bekleyen diğer ülkelerde de demokratik değerlerden uzaklaşma söz konusu” dedi.

İlişkilerde iklim jeopolitiği ihmal edilmemeli

Düzgit, AB’nin özellikle vize serbestisi konusundaki isteksizliğinin Türkiye içinde Batı ve Avrupa düşmanlığını ivmelendirdiğini söyleyerek “İlişkilerde normativitenin yeniden sağlanması Gümrük Birliği ve Mülteci Anlaşması üzerinden gerçekleşebilir. Aynı zamanda hem ikili ilişkilerde hem de ulusal düzeyde iklim jeopolitiği ihmal edilmemeli” açıklamalarında bulundu.

Yazdır

« Tüm Haberler