logo tobb logo tobbetu

Yargısal sorunların çözümü ekonomik istikrarın anahtarı olabilir mi? TEPAV tarafından düzenlenen “Ekonomide İstikrar ve Hukuk” başlıklı toplantıda hukuk ve ekonomi ekseninde Türkiye’deki sorunlar ve çözüm önerileri tartışıldı. Toplantıda sürdürülebilir ekonomi için hukukun belirleyici rolüne de dikkat çekildi.
Haber resmi
07/03/2024 - Okunma sayısı: 1750

 

 

TEPAV'ın ev sahipliğinde düzenlenen "Ekonomide İstikrar ve Hukuk" başlıklı toplantı, 6 Mart 2024 tarihinde ilgili kurumların uzmanları, siyasi parti temsilcileri, akademisyenler ve basın mensuplarının katılımıyla gerçekleşti.

Moderatörlüğünü TEPAV Hukuk Çalışmaları Merkezi Direktörü Prof.Dr. Levent Gönenç’in üstlendiği ve TEPAV Kurucu Direktörü Prof. Dr. Güven Sak, TEPAV Program Danışmanı ve TOBB – ETÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Özatay ile Daha İyi Yargı Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Mehmet Gün’ün konuşmacı olarak yer aldığı toplantıda hukuk-ekonomi ilişkisi mercek altına alındı.

“Küresel değer zincirlerinin yeniden yapılanması durumunda Türkiye avantajlı olabilir”

Dünya Bankası'nın yönetişim göstergelerine göre Türkiye'nin, günümüzde 1996-2008 döneminde kaydedilen olumlu ilerlemenin gerisinde kaldığını söyleyen TEPAV Kurucu Direktörü Prof. Dr. Güven Sak, “Küresel değer zincirlerinin yeniden yapılanması durumunda Türkiye ve Hindistan avantajlı olabilir. Bu potansiyeli değerlendirebilmek için Türkiye'nin güçlü ve kapsamlı ekonomik programlar uygulaması ve doğrudan yabancı yatırımların etkinliğini artırması gerekiyor. Ayrıca, yönetişim reformlarıyla birlikte doğrudan yabancı yatırımların doğru kullanımı önemli” dedi.

“TCMB’nin politik bağımsızlığı istikrarın korunması açısından çok önemli”

2019 yılında bakan ve TCMB başkanının görevden alınmasının enflasyon oranındaki sert artışı etkilediğini ve istikrarın bozulduğunu hatırlatan TEPAV Program Danışmanı ve TOBB – ETÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Özatay, TCMB’nin politik bağımsızlığının istikrarın korunması açısından çok önemli olduğunu vurgulayarak “Bu bağımsızlığın sürdürülebilmesi ve korunması hukuk sistemiyle yakından ilişkilidir. Krizler öncesi ekonomik istikrarsızlık görülmektedir. Türkiye gelir gruplarında UN-HDI ya göre uzun süredir ikinci oluyor. Eşitsizliğin ayrıştırıldığı noktada ise 55. sıradayız. Türkiye’de işgücünün GSYH’den aldığı düşük pay da gelir eşitsizliğinin bir diğer göstergesi. Çalışan nüfusun %50’sinden fazlası asgari ücret alıyor. Beklenen açlık sınırı, asgari ücretin üstünde seyrediyor. İhracat gamı geniş olmasına karşın verimsizlik söz konusu. Dünya Bankası’nın yönetişim göstergelerinin büyük çoğunluğunun hukukla yakından ilişkisi var. Bu noktada Türkiye’de reform yapmanın ve statükoyu yıkmanın zorluğu ortaya çıkıyor” diye konuştu.

“Hukuk ekonomik ilişkilerde düzenleyici ve belirleyici bir rol oynuyor”

Daha İyi Yargı Derneği'nin kurucusu Avukat Mehmet Gün, hukukun ekonomik ilişkilerde düzenleyici ve belirleyici bir rol oynadığını ifade ederek yargı sisteminin sorunlarına dikkat çekti. Ekonomistlerin genellikle ekonomideki istikrarı inceleyerek hukuk-yönetim alanındaki sorunlara yeterince odaklanmadığını dile getiren Gün, “TÜİK verilerinin doğruluğu ve TCMB'nin bağımsızlığının sorgulanabilir olması sorun teşkil ediyor. Öte yandan üst düzey yöneticilerle siyasi iktidar arasındaki uzlaşı yozlaşmaya neden olarak ekonomik aktörler arasında güvensizlik yaratıyor. Yolsuzluk ve yozlaşmanın mevcut olduğu bir toplumda hem yargının bağımsızlığı hem de ekonomik istikrar bozulur. Makro ekonomide istikrar, kişilerin ve politikaların değişmez olması değil sürdürülebilir olmasıyla mümkün olabilir ancak bunun gerçekleştirilmesinin yolu yargı ve diğer devlet güçlerinin birlikte çalışmasıdır. Yargının üstünü soruşturamaması, devlet güçlerinin birlikte hareket etmesini engellemektedir. Temsil adaletinin azaltılması gibi bir suni çoğunluk ile yürütmede istikrar yaratma gibi yaklaşımlar Türkiye’nin sürdürülebilir yönetimini ve bunu çözmesi gereken siyasi partilerin anti demokratik tutumları süreci zorlaştırmaktadır. Yargı hukuk kurallarının beyin olması halinde yargı kalp rolü üstlenir ve beynin çalışmasını sağlar. Makro alanlarda istikrar sağlanabilir ve uluslararası ölçekte güven oluşabilir ancak yargının aksaması, karşımızdaki en büyük engellerden biridir. Yargı sorunu tüm sorunların başında gelmektedir” ifadelerini kullandı.

“Ekonomi ve hukukun kesişim alanı iyi belirlenmeli”

Ekonomi ve hukukun kesişim alanının iyi tanımlanması gerektiğini belirten TEPAV Hukuk Çalışmaları Merkezi Direktörü Prof.Dr. Levent Gönenç, hukuk devletinin yöneticiler ve yönetilenler için bağlayıcı olduğunu, ancak Türkiye'de bu ilkenin yeterince işlemediğini ifade ederek “Genellik, öngörülebilirlik ve yaptırım kavramları Türkiye'de sorunlu. Anayasa mahkemesine kararlarına uyulması, hukuk devletine yapılan en ucuz ve rasyonel yatırımdır” açıklamasında bulundu.

Etiketler: Hukuk, Ekonomi,

Yazdır

« Tüm Haberler