logo tobb logo tobbetu

TEPAV Direktörü Sak: "Türk-Amerikan Model Ortaklığının İçini İnovasyonla Dolduralım" ABD merkezli Franklin Center isimli düşünce kuruluşunun TOBB ile düzenlediği ''26. TransAtlantik Konferansı''nda konuşan Sak, Türk-Amerikan model ortaklığının içinin Türkiye ekonomisinde inovasyonu geliştirecek projelerle doldurulmasını istedi.
Haber resmi
08/11/2010 - Okunma sayısı: 2385

ANKARA - TEPAV Direktörü Prof. Dr. Güven Sak, orta düzey teknolojili bir sanayi haline gelen Türkiye'nin bundan sonraki hedefinin inovasyon odaklı zengin bir ülke olmak olduğunu, bu nedenle Amerika ile model ortaklık kapsamında bu amaca dönük projelerin geliştirilmesi gerektiğini belirtti.

ABD merkezli Franklin Center isimli düşünce kuruluşunun TOBB ile birlikte 8 Kasım 2010 Pazartesi günü düzenlediği ''26. TransAtlantik Konferansı''na katılan Sak, Türkiye'nin iç ve dış politika konuları ile Türkiye-ABD arasındaki işbirliği ve anlaşmazlıkların hükümet, muhalefet ve medya temsilcileriyle birlikte tartışıldığı panelde konuştu. Türkiye ile Amerika arasında ekonomik alanda ne tür adımlar atılabileceği konusunda değerlendirmelerde bulunan Sak, "Türkiye ekonomisi son 30 yılda büyük bir dönüşüm geçirmiş ve orta düzey teknolojili bir sanayi devi haline gelmiştir. Türkiye'nin bundan sonraki hedefi inovasyon odaklı zengin bir ülke olmaktır. Türk-Amerikan model ortaklığının içini Türkiye ekonomisinde inovasyonu geliştiren işbirliği projeleriyle doldurmalıyız" dedi. Prof. Dr. Sak, aynı zamanda Ortadoğu ve Avrasya'daki ülkelerin küresel ekonomiye Türkiye üzerinden eklemlenmesinin sağlanması önerisinde bulundu.

''26. TransAtlantik Konferansı''nın açılışı ise TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Franklin Center Başkan Yardımcısı William J. Hughes tarafından yapıldı.

ABD ile ilişkiler ileri gitmiyor

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, konuşmasında ABD ile ticari ve ekonomik ilişkilerin ileri gitmediğini, aksine ivme kaybettiğini ifade etti. Hisarcıklıoğlu, ''ABD'nin Türkiye'nin toplam ihracatı içindeki payı, 2002 yılında yüzde 7,3 iken 2008 yılında bu oran yüzde 4,8'e gerilemiştir. TOBB olarak, Başkan Obama'nın ortaya koyduğu 'model ortaklık' yaklaşımın iktisadi boyutunun güçlendirilmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz" dedi. Türk-Amerikan ilişkilerinin sağlam temellere dayandığını ancak ekonomik ilişkiler konusunda daha ciddi adımlara ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin bölgede ve komşularıyla artan ilişkilerinin de ABD ile ilişkileri açısından engel olmadığını vurguladı.

Bölgenin tümüne yönelik ortaklıklar için Türkiye'yi üs haline getirmeyi amaçladıklarını kaydeden Hisarcıklıoğlu, ''Şimdi önceliğimiz Türkiye'den bölgeye, bölgeden Türkiye'ye değerler zinciri kurmaktır. Bunu piyasa ekonomileri ile yapmayacağız. Devlet kontrolünde ekonomilerle yapacağız. Bu bölgenin küresel ekonomiye bir başka doğal entegrasyon yolu yoktur'' diye konuştu.

İran konusuna da değinen Hisarcıklıoğlu, ''Türkiye İran'ın komşusu ve öyle olmaya devam edecek'' mesajı verdi. Hisarcıklıoğlu, ''Geçen yıl Türkiye ile İran'ın ticaret hacmi 8 milyar dolara ulaşmıştı. İran'ı küresel sisteme entegre etmenin bir yolu da ticarettir. İran ile iş yapan Türk şirketleri, elbette bireysel olarak yapacağı işin artılarını ve eksilerini değerlendirerek karar verecekler. Ancak bunların, İran'da nükleer silah üretimine katkıda bulunmayacakları bilinmelidir'' dedi. Hisarcıklıoğlu, Amerikan yönetiminin İslam ülkelerine dönük başlattığı ''Yeni Başlangıç için Ortaklar Projesi"ne girişimcilik konusunda katkı verebileceklerini belirterek sözlerini tamamladı.

Babacan, ekonomideki gidişatı değerlendirdi

Toplantıda dünya ve Türkiye ekonomisi hakkında değerlendirmede bulunan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, küresel ekonomi için işsizliğin yüksek olması ve yükselmeye devam etmesinin risk oluşturduğunu belirtti. Babacan, ''İşsizliğin yüksek olduğu ülkelerde iç tüketimle ilgili sorun olacak, bu da o ülkelerin büyüme rakamları üzerinde sürekli baskı oluşturacak. Finans sektöründeki kırılganlıklar da devam ediyor, birçok büyük banka hazine ya da merkez bankalarının sağladığı olağanüstü miktarda kaynakla ayakta duruyor. Bugün bu kaynaklar geri çekilirse birçok banka yarın kapılarını açamayacak. Bu sorunların çözülmesi yıllar, bazı ülkelerde on yıllar alacak. Bilançoların normale dönmesi zaman alacak. Bankacılık sektörünün zayıflığının ekonomik büyüme üzerinde sürekli baskı oluşturması da başka bir risk alanı'' dedi. Babacan, Türkiye ekonomisi konusunda ise büyüme tahminlerinin Avrupa'nın en yüksek büyüme oranı olduğunu ve bu gidişatın istihdama da olumlu yansıdığını söyledi.

Farklı olsak da amaçlarımız aynı

Franklin Center Başkan Yardımcısı William J. Hughes da "Farklı ülkeler olsak bile değerlerimiz ve amaçlarımız aynı. Vatandaşlarımız için yüksek hayat kalitesi istiyoruz. Güvenlik ve barış, eğitim, istihdam ve güçlü bir ekonomik büyüme istiyoruz. Ve aynı amaçlara sahip olduğumuz için bunlar üzerinde konuşmak istiyoruz" diye konuştu. Avrupa Birliği'nin bir parçası olarak tanımladığı Türkiye'nin çok önemli bir müttefik olduğunu belirten Hughes, Türkiye ile ABD'nin zorluklarla birlikte başa çıkması gerektiğini söyledi.

 

 

Yazdır

« Tüm Haberler