Füze Savunma Kalkanı Gölgesinde Transatlantik İlişkiler... TEPAV'da gerçekleştirilen bir toplantıyla füze savunma kalkanının gündemi meşgul ettiği dış politikada Transatlantik ilişkiler tartışıldı.

ANKARA - TEPAV'ın 26 Kasım 2010 Cuma günü evsahipliği yaptığı bir toplantıyla füze savunma kalkanı tartışmalarının gölgesinde Transatlantik ilişkiler tartışıldı.

TEPAV ile Turkish Policy Quarterly (TPQ) tarafından gerçekleştirilen toplantı, German Marshall Fund of the United States - Black Sea Trust Fund for Regional Cooperation (BST) tarafından desteklenen yuvarlak masa tartışmaları serisinin bir parçasını oluşturdu. Toplantıya Heritage Vakfı The Kathryn and Shelby Cullom Davis Uluslar rası Çalışmalar Enstitüsü'nden Kıdemli Öğretim Görevlisi Ariel Cohen ve Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Metehan Demir'in yanı sıra aralarında diplomasi, siyaset ve sivil toplumun bulunduğu çeşitli alanlardan temsilciler katıldı.

Toplantıda açılış konuşmasını yapan Heritage Vakfı'ndan Ariel Cohen, Türkiye ile ABD arasında bazı kırılma noktalarından bahsetti. Cohen, bunların başında 2003 yılında Irak'a asker gönderilmesini içeren 1 Mart tezkeresinin TBMM'de kabul edilmemesini gösterdi. Cohen, diğer sıkıntılı dönemeçlerin ise Türkiye'nin 2008 yılında Rusya-Gürcistan savaşı sırasında ABD yardım gemilerinin Boğazlardan geçmesine izin vermemesi ve son olarak da Brezilya ile İran'la uranyum takasına ilişkin Tahran Bildirimi'ne imza koyması olduğunu belirtti. Tüm bunların yaşanması sonucu Türkiye-ABD ilişkilerinde sıkıntılı bir noktaya gelindiğine işaret eden Cohen,bu gelişmelerin ardından bugün de NATO'nun füze savunma sisteminin dış politika alanında gündemi oluşturduğunu hatırlattı. Türkiye'nin İsrail ve İran'la ilişkilerine değinen Cohen, bu çerçevede NATO'da Türkiye'ye ilişkin bazı endişelerin yükseldiğini de savundu.

Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Metehan Demir ise, Türkiye'nin dış politikasının İsrail ve İran'dan ibaret olmadığını ve bulunduğu bölgenin de etkisiyle müttefiklerini tanımlamasının çoğu zaman kolay olmadığını anlattı. Demir, dış politikada koşulların, dolayısıyla da tartışılan konuların sürekli değiştiği bir ortamdan bahsederken, bu açıdan Türk dış politikasını değerlendirmenin zorluklarından bahsetti. Ancak terörizm konusunun Türk dış politikasının hassas alanlarından olduğunu ve Orta Doğu'nın her daim tartışmalı konulardan birini oluşturduğunu belirten Demir, son yıllarda AB üyelik sürecinin Türkiye'de yarattığı düşkırıklığına da değindi.Toplantı açılış konuşmalarının ardından katılımcıların soru ve görüşleriyle katkıda bulunduğu tartışma bölümüyle devam etti.