logo tobb logo tobbetu

"Batı Balkanlar'ın Geleceği Avrupa Birliği'nde" TEPAV Dış Politika Analisti Erhan Türbedar'ın da konuşmacı olduğu uluslararası bir konferansla, Balkanlar'ın geleceğine ilişkin endişe ve beklentiler Saraybosna'da ele alındı.
Haber resmi
07/06/2011 - Okunma sayısı: 2701

SARAYBOSNA - Avrupa Birliği Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü ile Bosna-Hersek Dış Politika İnisiyatifi tarafından 6-7 Haziran 2011 tarihleri arasında Saraybosna'da "2030 Yılında Balkanlar: Mevcut Eğilimler ve Gelecekteki Zorluklar" başlıklı bir konferans düzenlendi. Konferansta, Batı Balkanlar'ın gelecekte Avrupa Birliği (AB)'nin içinde olacağı yönünde verilen mesajlar dikkat çekti.

Konferansın açılış konuşmacılarından Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Boşnak Üyesi Bakir İzetbegoviç, bölge ülkelerinin tek seçeneğinin AB üyeliği olduğunu söylerken; Bosna-Hersek Yüksek Temsilcisi Valentin İnzko da üyeliğin ön koşulu dönüşümlerin gerçekleştirilebilmesi için bölge ülkelerinde tüm vatandaşların seferberliğinin önemini vurguladı. TEPAV Dış Politika Analisti Erhan Türbedar ise, Ankara'nın Batı Balkan ülkelerinin AB'ye üyeliklerini desteklediğini hatırlattı. Türbedar, Türkiye'nin hem iktidar hem de ana muhalefet partisinin 2011 seçim programlarında AB üyeliğine özel önem atfettiğini söylerken, Türkiye ile Batı Balkan ülkelerinin başlangıç koşullarının birbirinden farklı olması nedeniyle AB üyeliğine farklı yollardan ilerleyeceklerini belirtti.

seminar 2

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölgesel toplu üyelik istemiyorlar

Konferansta diğer konuşmacılar tarafından ise, Batı Balkan ülkelerinin AB üyelik sürecinde ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği belirtildi ve "bölgesel toplu üyeliğe" karşı çıkıldı.

Konferansta, 1990'lardan bu yana Batı Balkanlar'da yaşanan değişim sürecinde demokrasi alanında iyileşmeler gerçekleştiği gibi uluslararası toplumun desteğiyle barış sürecinde de ilerleme yaşandığı ifade edildi. Konuşmacılar, mevcut tabloda savaş gibi büyük ölçekli şiddet olaylarının yeniden yaşanma olasılığını düşük gördüklerini, olumlu gelişmelere rağmen bölgede süren sorunların varlığının da inkâr edilemeyeceğini belirtti. Bölgede etnik milliyetçiliğin ve kimliğe dayalı siyasetin varlığının belli ölçüde devam ettiği, farklı etnik kesimlerin birarada yaşamasına karşı çıkan bazı küçük çaplı grupların insanlar arasında güven sorunu yaratmayı sürdürdüğü belirtildi. Düşük refahın bölgede aşırı sağcı eğilimleri tetiklediği ve siyasilerin günlük sosyo-ekonomik sorunların karşısındaki başarısızlıklarını örtbas etmek için bölgede ilişkileri geren gündemler yaratabildiği de ifade edildi. Katılımcılar, bölge insanının siyasilere fazla güvenmediğini ve sosyal ağların gitgide gençlerin siyasete katılımında olduğu kadar etnik ve dini nefreti kışkırtanların da aktif olarak kullandığı bir mecra halini aldığını paylaştı.

Türkiye ile Brezilya: "Orta güçler"...

Konferansta ayrıca, Batı Balkanlar "tamamlanmamış devletler" olarak nitelendi ve devlet kapasitelerinin geliştirilmesi doğrultusunda AB'nin sunduğu yardımlara işaret edildi. ABD, "AB'nin bölgedeki genişleme sürecine destek veren" ve Rusya da "bölgedeki sorunların varlığını kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışan" ülkeler olarak değerlendirilerek, bunların bölgenin geleceğinde eskisi kadar aktif olamayacakları konuşuldu. AB Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü Direktörü Alvaro de Vasconcelos'un, sadece Balkanlar'da değil başka bazı bölgelerde de daha aktif olmaya çalışacağını belirttiği Türkiye ve Brezilya gibi ülkeleri "orta güçler" olarak tanımlaması dikkat çekti.

 

 

Yazdır

« Tüm Haberler