logo tobb logo tobbetu

TEPAV/Koyuncu :” Türkiye, Avrupa Konseyi yerel yönetişim mükemmeliyet ödülü sistemine girsin” Koyuncu KALDER’in kamu kalite sempozyumunda “Yerel yönetimler, çıktılar ve sonuçlar” başlıklı bir sunum yaptı.
Haber resmi
10/03/2016 - Okunma sayısı: 965

ANKARA- TEPAV Şehir Çalışmaları Program Direktörü Emre Koyuncu tüm belediyeleri kucaklayan bir kıyaslama / ödül mekanizmasının eksikliğine değinerek, “Bu kapsamda Avrupa Konseyi yerel yönetişim mükemmeliyet ödülü sistemine (European label of governance excellence) Türkiye’nin de girmesi faydalı olur” dedi.

KALDER’in Kamu Kalite Sempozyumu 10 Mart’ta yapıldı. TEPAV Şehir Çalışmaları Program Direktörü Koyuncu, Sempozyum kapsamında “Yerel yönetimler, çıktılar ve sonuçlar” başlıklı bir sunum yaptı. Ülke olarak hızlı kentleşen bir ülke olduğumuzu vurgulayan Koyuncu, “Son 50 yılda %30’unu kentlerde barındıran bir ülkeden %80’ini kentlerde barındıran bir ülke haline geldik. Almanya’nın 8 nesillik kentleşme serüvenini biz 3 nesle sığdırdık. Büyük travmalar yaşamadan bu süreci atlatabildik” dedi.

Ekonomik dönüşümün de bu kentleşme serüveni bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Koyuncu, bir tarım ülkesinden orta düzey sanayi ülkesi haline geldiğimizi; ancak kentleşme hızıyla sağlanan iktisadi verimliliğin artık sonuna gelindiğini; bundan sonra yapılması gerekenin, yüksek teknolojiye dayalı sanayi üretimine ve daha sofistike bir hizmet sektörüne geçmemiz olduğunu söyledi.  Emre Koyuncu, “Şehirlerimizin, nitelikli insan gücünü çekebilecek, yaşam kalitesi yüksek ve yaşanabilir şehirler haline gelmesi gerekir. Bir şehrin yaşam kalitesinden de yerel yönetimler sorumludur” dedi.

Koyuncu konuşmasına şöyle devam etti:

“Yaşam kalitesi demek sonuçlar demektir, belediyelerimiz çıktılarını, yani hizmetlerinin kapsamını ve kalitesini artırdılar ama şehrin zenginleşmesi, yaşam kalitesinin, sosyal uyumun güçlenmesi gibi sonuçlarla ilgilenmiyorlar. Sonuçlarla ilgilenmenin önünde ülkenin çok merkezi bir yapıda olması, merkezi yönetimle koordinasyonun zayıf olması, gibi sorunlar var ama önemli olan algıyı değiştirmek. Belediyeler kendilerini bir takım hizmetler sunan, hasbelkader seçimle işbaşına gelmiş bir kuruluş olarak algılıyorlar. Bu algı halka da yansıyor. Halbuki belediyeler halkın huzur, esenlik, sağlık ve mutluluğu için çalışan ve bu özellikleriyle de şehirlerde tüm boyutlarıyla yaşamın kalitesinden sorumlu olan kuruluşlardır. Belediyelerin bu şekilde konumlanabilmesi için çeşitli araçlara sahibiz ama ya hiç kullanmıyoruz ya da iyi kullanmıyoruz.”

Koyuncu, bu araçlardan birincisinin stratejik plan olduğunu belirterek, belediyelerin stratejik plan yaparken nasıl bir belediye sorusuyla yetinmeyerek, nasıl bir şehir için, nasıl bir belediye sorusunu sormaları gerektiğine dikkat çekti.

Bir diğer aracın kıyaslama olduğunu söyleyen Koyuncu, tüm belediyeleri kucaklayan bir kıyaslama / ödül mekanizmasının eksikliğine değindi. Koyuncu, “Belediyeler kıyaslama araçlarını bir rekabet ortamı olarak algılıyor ve uzak duruyorlar. Birbirinden öğrenmeye dayalı kıyaslama çalışmaları yapılmalı. Bu kapsamda, Avrupa Konseyi yerel yönetişim mükemmeliyet ödülü sistemine Türkiye’nin de girmesi faydalı olur.”

Koyuncu, son olarak vatandaş karnelerine değindi. Katılımcı bir anket süreci olarak adlandırılabilecek olan vatandaş karnesi uygulamasının 7 şehirde yapıldığını anlatan Koyuncu, yereldeki kurumların sonuçlar etrafında bir diyalog oluşturabildiklerini gözlemlediklerini ifade etti.

Haberle ilgili dosyalar

Emre Koyuncu nun Sunumu

Etiketler:

Yazdır

« Tüm Haberler