logo tobb logo tobbetu

İki Gün Süren Orta Doğu Konferansı TEPAV'da Düzenlendi Toplantıda Irak konusundan İran'ın bölgedeki rolüne, İsrail- Suriye ve İsrail-Filistin barış görüşmelerine kadar pek çok farklı konu ele alındı.
13/09/2008 - Okunma sayısı: 1948 TEPAV, Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM) ile ortaklaşa iki günlük bir Orta Doğu konferansı düzenledi. "Değişen Dünya Düzeninde Orta Doğu" ("Middle East in a Changing Context") isimli toplantıda Irak konusundan İran'ın bölgedeki rolüne, İsrail- Suriye ve İsrail-Filistin barış görüşmelerine kadar pek çok farklı konu ele alındı.


Konferansta alanlarında tanınmış pek çok uzman, konuşmacı olarak yer aldılar. Bu kişiler arasında, Amerika'nın eski İsrail Büyükelçisi ve Brookings Enstitüsü'nün Orta Doğu ile ilgili Saban Merkezi Direktörü Martin Indyk, İngiltere'nin eski Türkiye Büyükelçisi Sir David Logan, Washington D.C. merkezli Orta Doğu Enstitüsü Başkanı Büyükelçi Wendy Chamberlin, the Economist dergisinin Orta Doğu Büro Şefi Max Rodenbeck, "Iraq Foundation for Development and Democracy" vakfının kurucusu Dr. Ghassan Atiyyah, Suriye merkezli "Orient Center for International Studies" adlı araştırma merkezinden Dr. Samir al-Taqi, İsrail'de yayınlanan Bitter Lemons adlı derginin editörlerinden Yossi Alpher, KDP'nin Uluslararası İlişkiler birim direktörü Safeen Dizayee, Irak-Türkmen Cephesi'nden Erşad Salihi gibi isimler vardı. Toplantının açılış konuşmalarını TEPAV Direktörü Güven Sak, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Sayın Büyükelçi Ertuğrul Apakan ve Başbakanlık Dış Politika Baş Danışmanı Prof. Ahmet Davutoğlu yaptılar.


Bu toplantının gerekliliği, son dönemde Orta Doğu'da yaşanan önemli gelişmeler ile daha da ön plana çıktı. Bir yandan Irak'taki çatışmalar sürerken, bir yandan da İran'ın artan rolü bölgede etkili diğer bazı aktörlerin endişelerini arttırıyor. Arap-İsrail sorunu, 2006 yılından beri şekil değiştirerek Lübnan'ı da içine alacak şekilde gelişiyor. Lübnan kendi içinde güç paylaşımına yönelik sorunlar yaşıyor. Kafkaslar eğer iyi kontrol edilemezse Orta Doğu Bölgesi'ni de içine alabilecek şekilde genişleyebilir. Bu nedenle, tüm bu konuları ele alan iki günlük bir konferansı düzenlemek, TEPAV ve SAM açısından kaçınılmaz oldu. Toplantının 11 Eylül günü düzenlenen ilk oturumunda, Orta Doğu'daki politik durum ve Türkiye'nin bu çerçevede bölgedeki rolü ile ilgili genel sunumlar gerçekleştirildi. Prof. Davutoğlu, Soğuk Savaş dönemi sonrasında Türkiye'nin Orta Doğu'ya yönelik daha olumlu ve aktif nitelik kazanan bir dış politika izlediğini anlattı. Sayın Davutoğlu'nun bahsettiği örneklerden bazıları, Irak'taki anayasal sürece ülkedeki Sünni'lerin dahil edilmesi ve İsrail-Suriye'nin yakınlaştırılması süreçlerinde Türkiye'nin sağladığı katkılarıdır. İkinci konuşmacı Sir Logan, Türkiye'nin Orta Doğu ile olan ilişkilerinin yine bu ülkenin Avrupa Birliği'ne üyeliğini nasıl etkileyebileceğine değindi.

Tarihten gelen geleneksel bağlar, din, mesafe olarak yakınlık gibi, Türkiye'nin Orta Doğu ülkeleri ile olan ilişkilerini etkileyen faktörlere değindi. Orta Doğu Enstitüsü Direktörü Wendy Chamberlin ise önümüzdeki dönem Amerikan başkanlık seçimlerinin olası sonuçlarını ve yeni başkanın bölge ve Türkiye için etkilerinin neler olabileceğini anlattı. Bilgi Üniversitesi öğretim üyelerinden Soli Özel, Türkiye'nin dış politikasındaki değişimin Ak Parti yönetimi ile başlamadığını ama bu hükümetin, adı geçen aktif politikayı desteklemek adına önemli bir rol oynadığını belirtti. Konferansın ikinci oturumunda İsrail-Filistin ve İsrail-Suriye barış süreçlerinin dünü, bugünü, geleceği ve karşısındaki riskler ve fırsatlar tartışıldı. Martin Indyk, kendisinin de aktif bir şekilde rol aldığı İsrail-Filistin barış sürecinin geçmişine değindi. Geçtiğimiz yedi sene boyunca Amerika'nın bölgede barışın sağlanmasına yönelik aktif bir rol oynayamadığını, yeni Başkan'ın bu rolün tekrar canlandırılması açısından iyi bir fırsat oluşturabileceğini, yeni dönemde Amerika'nın Türkiye tarafından arabuluculuğu yapılan İsrail-Suriye yakınlaşmasını desteklemesi gerektiğini söyledi.

Oturumun ikinci konuşmacısı, Dr. Samir al-Taqi idi. Al-Taqi, Amerika'nın Orta Doğu'da demokrasiyi yayma çalışmalarının beklenmeyen olumsuz sonuçları olduğunu, devlet dışı aktörlerin bu sürecin sonucu olarak güç kazandıklarını anlattı. Amerikalıların bölgedeki eski aktif rollerine geri dönmeleri gerektiğini ve barış süreçlerini sağlamak için çalışmaları gerektiğini söyledi. Daha sonra söz alan Dr. Semih Al-Abed, Filistin-İsrail barışının karşısındaki engeller ve buna ulaşılması için yapılması gerekenler üzerine konuştu. "Bitter Lemons" İsrail editörü Yossi Alpher ise bölgedeki üçüncü faktörlerin aktiviteleri, İsrail-Filistin görüşmeleri, İsrail-Suriye yakınlaşması ve bölgedeki Amerikan rolü üzerine konuştu. Sunumunun sonunda, İsrail, Filistin ve Amerikan hükümetlerine tavsiyelerde de bulundu. Sonraki konuşmacı Prof. Bülent Aras, Türkiye'nin bölgedeki rolü ile ilgili bir sunum yaptı.


Konferansın üçüncü ve dördüncü oturumları 12 Eylül 2008 tarihinde düzenlendi. Üçüncü oturumda, İran'ın bölgedeki artan rolü ve bu artan role diğer Körfez ülkelerinin nasıl baktıkları değerlendirildi. TOBB Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Özgür Özdamar, ilk olarak İran'ın bölgedeki rolünü tarihi bir açıdan anlatan bir sunum gerçekleştirdi. İran nükleer programına değindi. Bölgedeki Amerikan ve İran çıkarlarını sıraladı ve sonuç bölümünde ise değişik oyun teorisi simulasyonlarına değindi. Suudi Arabistan'daki King Fahd Üniversitesi profesörlerinden Tayseer al-Khunaizi ise İran'ın artan rolünü diğer Körfez ülkeleri açısından değerlendirdi.


Konferansın en son bölümünde Irak mercek altına yatırıldı. The Economist dergisinin Orta Doğu Büro Şefi Max Rodenbeck Irak ve çevresindeki ülkeler ile ilişkileri konusunda genel bir sunum yaptı. Uluslararası Kriz Grubu Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Direktörü Joost Hiltermann, Kerkük meselesi, bu meselenin Irak ve tüm bölgeye etkileri konusuna değindi. Ayrıca, Irak'ta güvenlik arayışları ile ilgili de konuştu. Hiltermann'dan sonra söz alan "Iraq Foundation for Development and Democracy" vakfının kurucusu Dr. Ghassan Atiyyah, ulusal uzlaşmanın nasıl sağlanabileceği konusunda kendi görüşlerini dinleyicilerle paylaştı. KDP'nin Uluslararası İlişkiler birim başkanı Safeen Dizayee, anayasal süreçte Kürtlerin rolünü, Irak-Türkmen Cephesi'nden Erşat Salihi ise bu süreçte Türkmenlerin rolünü anlattı.


Son oturumda, Dr. Hüssain Sinjari, stratejik bölgesel işbirliğinin sağlanması için neler yapılabileceği konusundaki görüşlerini dinleyicilerle paylaştı. Konferansın son konuşmacısı Prof. Zeki Fattah ise Irak ekonomisinin içerisinde bulunduğu durum ve ekonominin yeniden yapılanması için neler yapılabileceği konusunda dinleyicileri bilgilendirdi. Bu iki günlük konferans, üst düzey konuşmacıların yanısıra Ankara'nın önde gelen bürokratları, akademisyenleri, yabancı misyon temsilcileri, gazeteci ve yazarlarını konuk etti. Her oturum sonunda tartışma için ayrılan kısımlar, verimli bir sohbet ortamının yaratılmasını sağladı.

İngilizce dokümanlar için tıklayınız.

Etiketler: Orta Doğu,

Yazdır

« Tüm Haberler