Türk-Amerikan İlişkileri İçin TEPAV ve CSIS İşbirliği TEPAV ve CSIS, Türk-Amerikan ilişkilerinin gündemine katkı sağlayacak raporlar üstünde çalışıyor.

19/01/2009 - Okunma sayısı: 1749 ANKARA - TEPAV ve CSIS Türk- Amerikan ilişkilerine katkı sağlamak üzere işbirliği yapıyor. Bu çerçevede iki kuruluş birer rapor hazırlıyor. Raporlar Ankara'da 14 Ocak'ta yapılan bir toplantıda ele alındı.

Toplantıya, Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi'ni (CSIS) temsilen Başkan Yardımcısı ve Uluslararası Güvenlik Programı Direktörü Stephan J. Flanagan, CSIS Rusya ve Avrasya Projesi Direktörü Andrew Kuchins, CSIS Türkiye Projesi Direktörü Bülent Alırıza ve CSIS Uluslararası Güvenlik Programı uzmanı Samuel Brannen katıldı.

Toplantıda, TEPAV ve CSIS tarafından eş zamanlı olarak hazırlanmakta olan Türk-Amerikan ilişkileri raporları hakkında karşılıklı bilgi verildi. TEPAV'ın raporu ekonomi ve uluslararası ilişkiler uzmanlarından oluşan bir komite tarafından hazırlanıyor. CSIS tarafından kaleme alınan raporun hazırlık komitesinde ise geçmişte A.B.D.'de ulusal güvenlik danışmanları olarak görev yapmış olan Zbigniew Brzezinski ve Brent Scowcroft yer alıyor.

Amerika'daki yönetim değişikliği sonrasında ikili ilişkilerin geliştirilmesi ve daha sağlam temeller üzerine oturtulması için elverişli bir ortam ortaya çıktığını değerlendiren TEPAV ve CSIS, raporlarında Türk ve Amerikan hükümetlerine, ikili ilişkileri geliştirmek için öneriler sunuyor.

TEPAV raporunda, Türk-Amerikan ilişkilerinin, Türkiye ve etrafındaki bölgede, özel sektör gelişimine yönelik projelere odaklı olarak yapılandırılmasının faydalarına değiniliyor. Türkiye'nin özellikle 1980'li yıllar sonrasında geçirmeye başladığı ekonomik ve sosyal dönüşüm sürecinin siyasi sonuçları da olduğu belirtiliyor ve Türkiye'nin kendi dönüşümünden edindiği kazanımları ve dersleri çevresindeki diğer ülkelere aktarmasının, bu ülkelerdeki özel sektör gelişimi ve ekonomik entegrasyona katkı sağlayabileceği anlatılıyor. Türkiye'nin Amerikan dış politikasının öncelikli dosyaları arasında yer alan Irak, İran, Suriye, İsrail, Filistin, Kafkaslar, enerji yollarının güvenliği, kitle imha silahlarının engellenmesi, radikalleşmenin engellenmesi gibi pek çok ülke ve tematik alanın kesişme noktasında olan belirleyici bir ülke olduğu, iki ülkenin gündemlerinin kesiştiği ve birbirini tamamlayıcı nitelikte oldukları anlatılıyor. Bu nedenle de iki ülke arasında verimli işleyen bir koordinasyon mekanizmasının tesis edilmesinin önemine değiniliyor. Bu mekanizmanın işleyebilmesinin ancak yeni Amerikan hükümetinin daha çok taraflı ve tedrici bir politika izlemesine bağlı olduğunun altı çiziliyor. Raporun son bölümünde ise iktisadi bir bakış açışı ile uyumlu yürüyecek etkili bir dış politikanın kullanabileceği araçlar sıralanıyor. Türkiye'nin son dönemde üye olduğu Birleşmiş Milletler Geçici Güvenlik Konseyi Üyeliği ve G-20 üyeliklerinin operasyonel hale getirilmelerinin önemine değiniliyor.

Raporların Şubat 2009 itibariyle tamamlanarak, politika yapıcılarla paylaşılması öngörülüyor.