TEPAV Direktörü Sak: "Korumacılık Tartışmasının Meşru Olduğu Bir Dönemden Geçiyoruz"
TEPAV ve Dünya Bankası tarafından düzenlenen "Küresel Kalkınma Finansmanı 2009 - Küresel İyileşmenin Haritası" konulu panel TEPAV'da yapıldı.
ANKARA- TEPAV Direktörü Prof. Dr. Güven Sak iç talebi geliştirmek için alınan her önlemin, bu küresel çağda başka ülkelerin şirketlerine destek anlamına geldiğine dikkat çekerek, "Ben aslında korumacılık tartışmasının meşru olduğu bir dönemden geçtiğimizi düşünüyorum " dedi.
TEPAV ve Dünya Bankası tarafından düzenlenen "Küresel Kalkınma Finansmanı 2009 - Küresel İyileşmenin Haritası" konulu panel Ankara'da yapıldı.
TEPAV Direktörü Prof. Dr. Güven Sak toplantının açılışında yaptığı konuşmada, yaşanan mali ekonomik krizin karakterinin belli olmadığını belirterek, söz konusu ortamda eski bilinenlerin bir tarafa bırakılarak yeni bir çerçeve çizilmesi gerektiğini ifade etti. Krizin ekonomi üstündeki olumsuz etkilerine değinen Sak, "Finansal sistem kriz başladığından beri işliyor ama bir nevi yaşam destek ünitesine bağlı olarak işliyor. Bunun da ne kadar olumlu olduğu tartışılır" dedi. Ülkelerin korumacılık politikaları kapsamında iç talebin toplanmasına dönük de çeşitli tedbirler aldıklarını hatırlatan Sak, iç talebi geliştirmek için alınan her önlemin küresel anlamda başka ülkelerin şirketlerine destek anlamına geldiğini söyledi. Sak konuşmasına şöyle devam etti:
" Bu önemli soruna çözüm için global bir koordinatör bulmamız gerekiyor. IMF, Dünya Bankası'nın bence bir nevi Devlet Planlama Teşkilatı gibi rol üstlenmesi gerekiyor. Küresel bir Devlet Planlama Teşkilatı gibi yani. Bu yarar görenin maliyetini ödemesine imkân sağlayacak bir mekanizma tesis edilmesi gerekiyor herhalde. Ancak ulus devletin üzerinde böyle bir mekanizmanın tesis edilmesini Monacco bile istemez büyük ihtimalle. Dolayısıyla bu koordinasyon problemini çözmek oldukça zor. Diğer tarafta da o zaman kolay olan opsiyon ne kalıyor? Korumacı tedbirler almak kalıyor."
Dünya Bankası Türkiye Ofisi Baş Ekonomisti Mark Thomas ise konuşmasında, krize dönük olarak bir miktar toparlanma sinyali olduğunu belirterek, ancak bunun kimseyi rahatlatmaması gerektiğini, her duruma hazırlıklı olunması gerektiğini ifade etti. Türkiye'de krizin etkisiyle ihracatta, sanayi üretiminde ve çeşitli göstergelerde önemli düşüşler olduğunu, işsizlik rakamlarının arttığını anlatan Thomas, "Yavaş toparlanmanın yaşanacağı bir dönemdeyiz. Türkiye'de de özellikle ihracatla alakalı hızlı bir toparlanma bekleyemeyiz " dedi. Thomas, buna karşılık kriz ötesine bakılan bir döneme geçildiğine de dikkati çekerek, Türkiye'nin de bu süreçte uzun vadeli politikalar geliştirmesi ve uzun vadede sürdürülebilirlik ve mali genişleme sağlaması gerektiğini vurguladı.
Panel'de ise, Dünya Bankası Kalkınma Ekonomisi Grubu Kıdemli Ekonomisti Mick Riordan ile Dünya Bankası Kalkınma Ekonomisi Grubu Ekonomisti Dilek Aykut birer sunum yaptılar.
Küresel Kalkınma Finansmanı 2009 Raporu…
TEPAV'da yapılan toplantıda ayrıca Dünya Bankası'nın Küresel Kalkınma Finansmanı 2009 raporunun sunumu yapıldı. Rapor'a göre, dünya finans sisteminin daha sıkı ve etkili bir şekilde yönetilmesini gerektirecek daha yavaş bir büyüme çağına girdi. 2007'deki yüzde 8,1'lik ve 2008'deki yüzde 5,9'luk büyüme performansının ardından, gelişmekte olan ülkelerin bu yıl sadece yüzde 1,2 büyümesi bekleniyor. Çin ve Hindistan hariç tutulduğunda diğer gelişmekte olan ülkelerin GSYİH'nın yüzde 1,6 oranında küçülmesi ve bunun da iş kayıplarının devam etmesine yol açması ve daha fazla insanı yoksulluğa itmesi öngörülüyor. Küresel büyümenin ise negatif gerçekleşmesi ve küresel GSYİH'nın 2009'da yüzde 2,9 daralması bekleniyor.
Rapora göre, küresel GSYİH'nın 2010 yılından itibaren tekrar yükselmeye başlayarak 2010 yılında yüzde 2 ve 2011 yılında da yüzde 3,2 büyümesi bekleniyor. Gelişmekte olan ülkelerde ise büyümenin daha hızlı olacağı, 2010 yılında yüzde 4,4 ve 2011 yılında yüzde 5,7 olarak gerçekleşeceği ancak yine de mevcut kriz öncesindeki güçlü performansa nazaran düşük kalacağı tahmin ediliyor.