logo tobb logo tobbetu

 

Dünyada 80'lerin sonundan itibaren kamu yönetiminde değişim rüzgârları esmektedir. Değişimi verimsiz kamu harcamaları, hantal bürokrasi ve yüksek borç yüklerinin yol açtığı kötü ekonomik performans tetiklemiştir. Anglosakson ülkelerde başlayan ve daha çok kamu mali yönetimine odaklanan reform, Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte ortaya çıkan demokratikleşme dalgasının da etkisiyle bütün dünyada devletin yapısı ve işlevlerinin topyekûn sorgulandığı bir değişim furyasına yol açmıştır.

Türkiye, bu değişim dalgasına 90'lardaki siyasi ve iktisadi istikrarsızlık sonucu gecikerek ancak 90'ların sonunda ve çeşitli travmalardan sonra kapılmıştır. AB adaylık sürecinin başlaması ve siyasi istikrarın sağlanması son yıllarda değişimin ivmesini önemli ölçüde arttırmıştır.

Yerelleşme ve stratejik düşünme dönemi...

Türkiye'de son yıllarda yapılan yasal düzenlemelerle hem mali anlamda hem de idari anlamda radikal sayılabilecek bir reform çabası göze çarpmaktadır. Bu reformlar yeni kamu yönetimi ilkeleri ve AB hedefleriyle uyumlu bir biçimde bir taraftan hiç olmadığı kadar yerelleşme/yetki devri sürecini içermekte öte yandan kamu yönetimini stratejik düşünmeye, sonuç odaklı ve performansa dayalı bir hesap verme sorumluluğuna yöneltmektedir.

Bütün bu yapılan ve tasarlanan değişikliklerle hem kamu kurumlarının iç işleyişinde hem de vatandaşla olan ilişkilerinde önemli değişiklikler gündeme gelecektir. Merkezi idarenin yerel idare üzerindeki vesayeti nitelik değiştirecek, mevzuata uyum, yerindelik denetimi ve idari kontrollerin yerini demokratik süreçlerin teminatına yönelik ve kamusal hizmet odaklı performans denetimi alacaktır.

Bu reform niyetlerini destekleyen araçlar ve kurumlar henüz yeteri kadar gelişmemiştir. Üstelik kurumlar arasında kapasite açısından ciddi farklılıklar vardır. Bu nedenle Türkiye çapında, aynı anda ve aynı düzeyde bir reform uygulaması oldukça zor görünmektedir.

Sürdürülebilir kalkınmanın peşinde

TEPAV, bu dönüşüm sürecinin iyi yönetilmesinin ve ilgili paydaşlarca benimsenmesinin kalkınmanın "sürdürülebilir" kılınması açısından hayati olduğuna inanmaktadır. Yönetişim Etütleri, bu çerçevede merkezi ve yerel idarelerin kapasitelerinin geliştirilmesine ve iyi yönetişimin kurumsallaşmasına yönelik çalışmalar yapmaktadır. Çalışmalar özellikle "kamu yönetiminde saydamlığın sağlanması" ve "yerelleşme"ye odaklanmakta, ancak kamu yönetiminin etkin kılınması ile ilgili diğer etkinliklere de yer verilmektedir.