logo tobb logo tobbetu

Köşe Yazıları

Güven Sak, Dr. - [Yazarın tüm yazıları]

Yetiştirme yurtları iyice sahipsiz kaldı 12/08/2011 - Okunma sayısı: 2051


Yetiştirme yurtları İl Özel İdareleri'ne devrediliyor. Bu durum Köy Hizmetleri'nin yerelleştirilmesine çok benziyor.

İyi mi yoksa kötü mü olduğunu birkaç yıla öğreniriz. Yaparız bir etki analizi, sonuçlarını görürüz, Daha önce yaptık. Arada olan orada büyümeye çalışan çocuklara olur. Biz öyle etrafa 'borç krizi, bulaşma etkileri' filan diye bakarken, seçimlerden önce hükümete verilen kamu idaresini kanun hükmünde kararnameler (KHK) yeniden yapılandırma yetkisini gözden kaçırıyoruz galiba. Ankara'da bürokratlar hangi bakanlıkta görevli olduklarını anlamaya çalışıyorlar. Her gün KHK'larda yazılanların ne manaya gediği daha iyi ortaya çıkıyor. Çıktıkça nasıl çözüm bulacağız diye bakmak gerekiyor. Gelin bakın nasıl oluyor?

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK), sosyal yardım alanında önemli bir hizmet ifa ediyor. 3 Haziran'da çıkan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın teşkilatlanmasına ilişkin KHK ile SHÇEK'in taşra teşkilatı apar topar il özel idarelerine devredildi. Böylece SHÇEK kapsamında faaliyet gösteren yetiştirme yurtları da yerelleştirildi. İl özel idarelerinin bir de yetiştirme yurtları oldu. Yurtlar, ancak üçüncü sayfa haberi olduklarında hatırlanıyorlardı. Benzer içerikle birinci sayfaya ancak İngiliz Kraliyet ailesinin ilgisine mazhar olduklarında çıkıyorlardı. Şimdilerde SHÇEK'in bu yurtları nasıl devredeceğine ilişkin soru işaretleri inanılmaz bir biçimde daha önce Köy Hizmetleri'nin lağvedilip, taşra teşkilatının il özel idarelerine devredilmesine benziyor. Hani madem hata yapıyorsun, bari aynı hatayı neden iki kere yapıyorsun? Madem bir defa yerelleştirme bahsinde hata yapıyorsun, hatalarından neden ders çıkarmıyorsun? Bugün size, TEPAV yönetişim ekibinin Köy Hizmetleri yerelleştirmesinden çıkardığı dersleri anlatayım istedim. 2008'de tamamlanan çalışma, yerelleştirmenin nasıl yapılmaması gerektiğini gösteriyor. Böyle yapmamak gerekiyor.

Öncelikle dil konusunda anlaşalım. Kamu hizmetlerinin sunumunun yerelleştirilmesi tartışması ile özerkleşme tartışmaları aynı mesele hakkında değildir. Aynı meselenin farklı veçheleri bile değildir, Hiç alakaları yoktur. İlki kamu hizmetleri sunumunda iktisadi etkinliği arttırma amaçlıdır, ikincisi ise siyasi amaçlıdır. Bir siyasi kadroya alan kontrolü sağlama amaçlıdır. İlki, amacı iktisadi etkinlik olduğu için, hizmet arzı sürecindeki bürokrasiyi azaltmayı hedefler. İkincisi ise, bürokrasiyi arttırır. Benim "şimdi bir de meclis kuralım" vs. diye giden tartışmadan anladığım budur. Bu çerçevede, Manisa'nın kamu hizmetleri arzı sürecinde ne kadar yerelleşmeye ihtiyacı varsa, Diyarbakır'ın da o kadar ihtiyacı vardır. Yerelleşme kamu hizmetleri arzı sürecinde yerelin karar sürecine daha yoğun katılımını sağlamayı amaçlar. Özerklik ise, merkez ile yerel arasına yeni bir siyasi kontrol bürokrasisi inşa eder. Yekpare pazarın ahenkli işleyişi açısından problemlidir. Çünkü iktisadi değil, siyasidir. Yetiştirme yurtlarının yönetiminin yerelleştirilmesi ilke olarak doğrudur. Yöntem hatalıdır. Türkiye'nin pek çok eksiği gibi bir de kamu hizmetleri arzını yerelleştirme stratejisi yoktur. Bu ilk noktadır.

Şimdi bu çerçevede gelelim Köy Hizmetleri'nin apar topar yerelleştirilmesinin yol açtığı sonuca, Yerelin, kamu hizmeti arzı sürecinde, rol üstlenmesi için gereken altyapı oluşturulmadan yapılan yerelleştirme kısa vadede hizmet arzı sürecini kesintiye uğratmaktadır, Köy Hizmetleri'nde yıllar önce olan budur. Yetiştirme yurtlarında da benzer bir problemin ortaya çıkması beklenebilir. Köy Hizmetleri'nde aksaklık olduğunda taşraya giden hizmetler gecikir. Yetiştirme yurtlarında hizmet aksaklıkları ise oradaki çocuklarımızın doğrudan yaşamı ile kumar oynamak gibidir. Kötüdür Bu da ikinci noktadır. Geleyim üçüncüsüne, Köy Hizmetleri'nde hizmet sunumundaki aksamalar çalışanların fedakârlıkları ile aşılmaya çalışılmıştır. Çocuklarımızın geleceği doğrudan yerel yurt idarecilerinin ferasetine, günlük kararlarının doğruluğuna kalmaktadır. Zaten değiştirmek istediğimiz bu değil miydi? Şimdi çalışanların günlük kararları çocukların geleceğini daha doğrudan şekillendirecektir. Bu da kötüdür. Çocuklar iyice sahipsiz kalmıştır. Yer bitti, susayım. Ekonomi yönetimi, kamu hizmetlerinin yerelleştirilmesinde daha aktif rol üstlenmelidir.


Bu köşe yazısı 12.08.2011 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Paylaş Bookmark and Share

« Diğer köşe yazıları