logo tobb logo tobbetu

Köşe Yazıları

Fatih Özatay, Dr. - [Yazarın tüm yazıları]

Döviz müdahalesi gerekiyor mu? 23/04/2007 - Okunma sayısı: 2241

 

Başlıktaki sorunun uzun ve doğru hali şöyle: 'Şoklara bağlı olarak hızla döviz kuru artarsa, Merkez Bankası (MB) dövize müdahale etmeli mi?

Geride bıraktığımız yılın mayıs ayında başlayan büyük dalgalanma sonucu kısa sürede döviz kurunda oldukça önemli oranda artış oldu. Belli bir süre sonra MB yüklü miktarda döviz satarak kura müdahale etti. MB'nin tepkisi, sadece müdahale şeklinde değildi; aynı dönemde faiz haddi oldukça yüksek bir düzeye sıçratıldı ve piyasadaki likiditeyi ayarlamaya yönelik bir takım önlemler alındı.

Dövize müdahale birbirine tümüyle zıt tepkilere yol açtı: Bazılarına göre kur nereye kadar gitmeliydiyse oraya gitmeliydi. Buna karşın müdahalenin çok daha önce yapılması gerektiğini savunanların sayısı da az değildi.

Bu arada yeri gelmişken belirteyim. Merkez bankalarının döviz müdahalelerinin bu tür zıt tepkiler doğurması son derece doğal ve sık gözlenen bir olgu. Bu da bu tür müdahalelerin neden yapıldığının anlatılabilmesinin ne denli zor olduğunu gösteriyor. Nitekim bazı merkez bankaları, başka nedenlerin yanı sıra, bu 'iletişim' problemi nedeniyle de dövize hiç müdahale etmiyor.

Şimdi önümüzdeki döneme bakalım. Varsayalım ki yurtdışı piyasalar yeniden karıştı. 'Bizim gibi' ülkelerden yüklü miktarda sermaye çıkışı oldu. Kur ve faiz arttı. Bu artışların uzunca bir süre geçerli olması ihtimali yüksek. Beklenen enflasyon oranı ve MB'nin öngördüğü enflasyon da arttı. Dövize müdahale etmeli mi MB?

Geçen pazartesi yazdığım yazıda ileri sürdüğüm görüş (yeni bir şok karşısında enflasyon hedefi yükseltilmeli) ile birlikte ele alındığında bu soruya yanıtım net: Hayır müdahale etmemeli. Zira bu koşullar altında enflasyon yükselecek. Şu anda hedef ile karşılaştırıldığında enflasyon zaten yüksek bir düzeyde. Bu durumda enflasyon hedefini değiştirmek gerekiyor.

Kaldı ki enflasyon hedeflemesine başlarken, bu rejimin nasıl yürütüleceğinin anlatıldığı duyuruda MB zaten enflasyon hedefini anlamsız kılacak gelişmeler karşısından hedefi değiştireceğini açıklamıştı. Bu durumda, kurun gideceği yere kadar gitmesine müsaade etmekte yarar var.

Diyelim ki enflasyon hedefini değiştirmeyi tercih etmedi MB ve faizleri yükseltti. Bu koşullar altında müdahale açısından iş biraz karışık. Yukarıda sorduğum soruya yanıtım, bu durumda, o kadar net değil. Yine de 'müdahale etmemeli' görüşü daha ağır basıyor.
Peki, karşı karşıya kalınan şok dışsal değil de içselse. Daha açıkça; iç siyasi gelişmeler nedeniyle kurlar ve enflasyon beklentileri sıçradıysa?

Bunun yanıtı da kolay: Bu koşullar altında zinhar kura müdahale etmemeli. Siyasi gerginliği kim çıkardıysa işi o çözmeli. Nedeni basit: Gerginliğin hemencecik geçeceğini bilseniz, kurdaki artışın geçici olacağını da bilirsiniz. Bu durumda o anda gözlediğiniz bir artış bir oynaklık göstergesidir, kura müdahale edip eski eğilimine (trendine) döndürmeniz gerekir ki boşuna ileride daha fazla oynaklık olmasın.

Oysa siyasi gerginliklerin nasıl ve ne zaman sonuçlanacağını kestirmek zor. Bu durumda gerginlik çıktığında yapılacak döviz müdahalesinin ileride daha fazla oynaklık doğurması olasılığı çok yüksek. Öyleyse bırakırsınız kuru nereye kadar gidiyorsa gider. Sorun çözülürse de zaten düşer.

Şu noktayı vurgulamakta yarar var: Döviz kuru müdahaleleri para politikasının 'bilim' tarafından çok 'sanat' tarafına giriyor; bir hazır reçete sunmak oldukça zor. Bu yazıyı, bu zorluğu dikkate alarak değerlendirmekte yarar var.

 

Bu köşe yazısı 23.04.2007 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

Paylaş Bookmark and Share

« Diğer köşe yazıları