Arşiv

  • Nisan 2024 (12)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Su akmazsa, fiyatından bize ne!

    Fatih Özatay, Dr.23 Ekim 2008 - Okunma Sayısı: 1057

     

    İşi gücü bırakıp terki-diyar yapıyorum; yazıyı yazmaya koyulduğum şu gece yarısından az sonra. Bu ortamda... Üstelik, itiraf ediyorum, tam anlamıyla meleklerin cinsiyetini tartışmaya gidiyorum.Mısır ve Tunus'ta ve de benzeri bölge ülkelerinde enflasyon hedeflemesi rejiminin uygulanabilirliği katılacağım konferansta mercek altına alınacak. Türkiye'nin deneyimini merak ediyorlar. Millet krizle yatıp kalkıyorken, bizleri de Tunus'ta "Vallaha enflasyon çok önemlidir kardeşim." ya da "Enflasyon hedeflemesi rejimi uygulayabilmenin ön koşullarına dikkat etmek gerekir." falan babından konuşmalar bekliyor. Günahlarımız, şimdiden af ola...Peki, gerçekten de bu konferansta ele alınacak konunun hiçbir anlamı kalmamış olsun. Diyelim ki enflasyonla pek ilgilenmiyoruz artık. Soru şu: Bu ortamda, Türkiye'de politika faizini düşürmek uygulanacak reçetenin önemli bir öğesi olmalı mıdır? 'Önemliyi' boş verin, faiz düşürmek işe yarar mı? İşe yaramaktan kasıt açık olmalı: Artık ayak sesleri iyice duyulan çok düşük bir büyüme hızına, belki de durgunluğa ve şüphesiz artacak olan işsizliğe merhem midir faizlerin düşürülmesi?Yaklaşan durgunluğa karşı ileri sürülen başka önlemler de var elbette Türkiye'de. Ama onları bir tarafa bırakıyorum. Salt faiz indirimi önerisine yoğunlaşıyorum; ciddi bir öneri çünkü. Üstelik gelişmiş ülkelerde son zamanlarda hızla düşürülüyor faizler ve daha da düşürülmesi gündemde. Onlar, hem mali sistemde çarkların dönmesi hem de iç talebi uyarmak için istiyorlar bunu. Peki, bizde işe yarar mı böyle bir politika?İpe un da sermeyeyim... "Hangi faiz?" falan diye sormayayım. Hatta şu anda piyasada faizlerin yükselmekte olduğunu falan da dikkate almayayım. Gerçekçi olmayan bir de varsayım yapayım: Politika faizini düşürünce diğer tüm faizler (mevduat ve kredi faizleri gibi) paralel bir biçimde düşsünler. Soru yine aynı: İşe yarar mı?İşletme sermayesi peşinde koşan, ya da yatırım yapmayı planlayan bir şirketsiniz. Belki de küçük bir araba almayı düşünen ve tüketici kredisi kullanmak isteyen bir tüketici. Krediye ihtiyacınız var. Hadi, 'ağanın eli tutulmaz', faizleri yüzde 5'e düşürelim. Ne işe yarar, ortada kredi veren yoksa? Faizin bir anlamı var mı kredi musluğu kapalıysa?Ne olur, unutmayalım: Sorun tıkanmakta olan kredi kanalında. Hem yurtdışı kredi muslukları 'tıssss' sesi vermek eğiliminde, hem de yurtiçi musluklar... Ancak kredi kanalının tıkanmasını engelleyebilirsek, o musluklardan akacak suyun fiyatının bir anlamı olur. Şu kredi kanalını nasıl çalıştıracağız, o konuyu halledelim, faizi de konuşuruz elbette.Not: Heyecanla kriz konusunda tam mesai okur ve yazarken, Para Politikası Kurulu'nun yazıyı yazdığım günün (çarşamba) ilerleyen saatlerinde toplanacağını unutmuşum. Yazının ortasında aklıma geldi. Bu yazının bu toplantıyla hiçbir ilgisi yok. Gerçekten... Bir şey falan ima etmiyorum. Oradan açıklanacak karar beni ilgilendirmiyor bu aşamada. Konu faiz politikası falan değil çünkü. Konu, durgunluğun nasıl aşılacağı, kredi kanalının nasıl çalıştırılacağı. Elbette, mali disipline helal getirmeden, elbette istikrarı bozmadan...

     

    Bu yazı 23.10.2008 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır