2009 büyüme hızımız üzerine bir tartışmadır gidiyor. 2009 bütçe çalışmalarında bu hız yüzde 4 olarak saptandı. Daha sonra basında IMF'nin büyüme hızının yüzde 2'ye çekilmesini istediği, bu nedenle de IMF ile anlaşma yapılmaya yanaşılmadığı haberleri çıktı. Şimdi de 2009 büyüme hızımızın yüzde 0 olarak belirleneceği haberlerini okuyoruz.
Biliyorum, artık nereden biliyorsam; sizler de en az benim kadar merak ediyorsunuz. Sayın ve sevgili büyüklerimizden son günlerde duyduklarımız, bir de üzerine bu haberler elbette bu yaman merakın nedeni. Dilimin ucuna gelip de bir türlü soramadığım, bu köşede yazmam için ise parmaklarımın uçlarının klavyenin tuşlarına dokunmasının yeterli olduğu soru şu:

Allah aşkına, madem 2009'da ne kadar büyüyeceğimize karar verebiliyorsunuz; "Yok yüzde 4 büyüsek, ama hiç olur mu, bunca ülke küçülüyorken bize bu kadar büyümek yakışır mı, yüzde 0 alalım büyüme hızımızı da hiç büyümeyelim abi ayıp olmasın el aleme, ama başka ülkeler biz küçüldüğümüzde ayıp edip büyümüşlerdi, hiç olmazsa 2 yapalım gelin bu büyüme rakamını, yok herkesin ayıbı kendine, biz asil bir milletiz", bunlarla uğraşacağınıza neden biz yüzde 7 büyüyeceğiz demiyorsunuz açık açık? Elinizi tutan mı var kardeşim?

Ama kimseyi suçlamak istemem; vardır akılcı bir nedeni yüzde 7 olarak açıklamamanın 2009 büyümemizi. Al başına belayı şimdi. Otur da düşün bu akılcı nedeni. Ola ki şu: "Yüzde 7 dersek herkes nereden çıktı bu rakam diyebilir. Neden 6.5 değil mesela? Oysa yüzde 4 uzun dönem büyümemize yakın, bu kadar soru uyandırmaz." Olabilir mi? Neden olmasın!

Hadi bu bayram öncesi bir iyilik yapayım; korkmayın yüzde 7 olarak açıklayabilirsiniz büyüme hızımızı. Dünya Bankası'nın üç yıl önce yaptığı bir çalışmaya göre üst üste on yıl yüzde 7 hızıyla büyürsek, kişi başına gelir düzeyimizi AB ülkelerinin ortalama kişi başına gelir düzeyinin yarısına yaklaştırabileceğiz. Bu da kötü bir oran değil. AB'ye sonradan üye olan bazı ülkelerin üye olma tarihlerindeki gelir düzeylerinin AB ortalamasına oranı da yaklaşık bu düzeylerdeymiş.

Tamam, peki, beğenmediniz bu 'akılcı nedeni', yüzde 7 yakışmaz bize; gerçekçi kılmak için mikro reformlar yapmak gerekir. Onlar da bir başka bahara artık. Ama madem yüzde 4 büyümeyi garanti etmişsiniz, hazır avucunuzun içinde tutuyorsunuz, neden vazgeçiyorsunuz? Bizler, yani yazılarına ara sıra grafik de koyan köşe yazarları ne yapacak? Büyümenin ölçüldüğü dikey eksenin en düşük olduğu noktayı yüzde 4'ten başlatıp az yer kaplamak varken, şimdi bir de sıfıra kadar çekeceğiz, değerli fikirlerimize nasıl yer kalacak?

Vallahi bu merakın hiç sonu yok. Üstelik uyarıcı özlü sözlerimiz de var: "Fazla merak..." falan gibi, sonunu hatırlamadım, onun için üç nokta, gerçi o 'sonun' önemi de yok. Mübarek kurban bayramı öncesi darılmaca gücenmece ise hiç yok. Önemli olan şu soru:
Madem kontrol edebiliyordunuz şu büyüme hızını, neden 2008'in ikinci yarısındaki büyümeyi eksiye (negatife) 'ayarladınız'? Kontrol aygıtının 'eksi' ölçeklerini mi sınıyorsunuz, acep çalışıyorlar mı diye? Ne gerek vardı şimdi sanayi üretimini ağustos ayında yüzde 4.1, eylülde yüzde 5.2, ekim ayında da yüzde 8.5 küçültmeye? Hadi ağustos ayında eksi (negatif) yüzde 4.1'i ölçebildiğini gördünüz kontrol aletinizin, diğerlerini neden deniyorsunuz kardeşim? Yazık değil mi bu millete?

Bu yazı 07.12.2008 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.