Arşiv

  • Nisan 2024 (12)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Sızdırma tasarımı çok sorunlu

    Fatih Özatay, Dr.11 Aralık 2008 - Okunma Sayısı: 948

    IMF  ile yapılan görüşmeleri basına sızdıran 'yüksek düzey bürokrat' ya çok eğleniyor, ya da tasarım yeteneği çok zayıf, 'sızdırma biçimi' bizde 'kandırılıyoruz' duygusunu anında uyandırıyor. Geçenlerde 'yüksek düzey bürokrat'tan naklen, IMF'nin, 2009 enflasyon hedefinin yüzde 13-14 düzeyine çekilmesini istediğini okuduk. O zaman bu çok 'komik'
    gelmiş, IMF ile yapılan görüşmelere ilişkin 'yüksek düzey bürokrat'a atfen çıkan haberlerin üzerinde durmamaya karar vermiştim. Ama bu bayram günü şeytan dürttü, ben de bir şeyler karalayayım istedim.

    Kasım ayı itibarıyla yıllık tüketici enflasyonu yüzde 10.8 düzeyinde. 2009 için önceden açıklanan hedef ise yüzde 7.5. Bugünkü veriler ışığında bakıldığında, 2009 sonunda enflasyonun bu hedefe yakın bir yerde gerçekleşmesi beklenir. Açayım. Enflasyonun ana belirleyicilerinden döviz kuru dışında kalan unsurların hepsi de enflasyonu düşürücü yönde hareket ediyorlar. Birincisi, tüketiciler ortadaki büyük belirsizlik nedeniyle, otomobil gibi yüksek tutarlı tüketim harcaması yapmaktan kaçınıyorlar. Şirketler de yatırımlarda frene bastılar. İç talep yerlerde sürünüyor. Bu gelişmelerin sonucunda ağustos-ekim döneminde sanayi üretimi düştü, daha da düşecek. İthalat ve elektrik enerjisi tüketimi verileri de bu öngörüyü doğruluyor. Dolayısıyla, 2009'un çok önemli bir kısmında iç talepteki gelişmelerin enflasyonu düşürücü yönde çalışacağını rahatlıkla belirtebiliriz.

    İkincisi, küresel kriz nedeniyle bütün büyük ekonomilerde büyüme hızı düşüyor. Çoğunda ise küçülme bekleniyor 2009'da. Bu gelişmelere bağlı olarak çoğu önemli malın fiyatı son aylarda baş aşağıya gidiyor. Bunun en güzel örneği, ham petrol fiyatlarındaki çarpıcı düşüş. Bir ara varili 150 dolara dayandı, şimdilerde 43 dolar dolaylarında. Bırakınız fiyat artış hızını (enflasyonu) düşürmeyi, fiyatların kendisini düşürücü yönde çalışıyor bu gelişme.

    Döviz kuru bugünkü düzeyinin etrafında dalgalansa, ama yukarıya doğru bir eğilim göstermese, bu gelişmeler çerçevesinde enflasyon hedefinin tutturulacağını rahatlıkla belirtebiliriz. Ama döviz kurunun nasıl şekilleneceğini bilemiyoruz. Zira Türkiye bundan sonra nasıl bir ekonomik program uygulayacak belli değil. Ek olarak küresel krizin bundan sonra nasıl gelişeceği alınan bunca önleme karşın hala bir soru işareti.

    Peki döviz kurunun ileride izleyeceği yola ilişkin bu belirsizlik, 2009 enflasyon hedefinin yüzde 7.5 yerine yüzde 13-14 aralığına yükseltilmesini gerektirir mi? Sorunun yanıtı çok net: Hayır. İki nedenle:

    Birincisi, enflasyonun, kendisini düşürücü unsurların varlığına karşın bu kadar yükselmesi için, döviz kurunun bayağı, ama bayağı bir sıçraması ve sıçradığı düzeyde çakılı kalması gerekir. Bunu bekleyen yok sanırım. İkincisi, varsayalım ki IMF böyle bir olasılık gördü. Yeni ekonomi programını neden istiyoruz ki? Bu tür sevimsiz gelişmelere uyum sağlamak için mi, önlemek için mi? IMF'nin sevimsiz koşullara kayıtsız şartsız 'biat' isteyeceğini düşünmek biraz garip olur herhalde. Zaten haberi sızdıran 'yüksek düzey bürokrat' sanırım yüzde 13-14 enflasyon hedefinin saçmalığının farkında olacak ki başka bir kulp bulmaya çalışmış: Bazı ürünlerde KDV artışı istiyormuş IMF, bu da fiyatları yükseltecekmiş.

    'Miş!' Bu daha da garip: Enflasyon dediğiniz şey, fiyatlardaki sürekli artış. Yani, bu ay artacak, sonra yine artacak, sonra yine artacak... KDV'yi artırdınız,  diyelim ki 100 liralık ürün 110 liraya çıktı. Peki sonra? Sonra, olsa olsa o malı girdi olarak kullanan bazı malların fiyatları artar, o kadar. Tek kezlik fiyat artışına enflasyon demiyoruz biz.

    Hadi bu bayram günü hiç sevmediğim bir komplo teorisi de ben geliştireyim. Bu işten anlamadığım için basit olacak: Belki de seçimlere kadar IMF ile anlaşmak istemeyenler var aranızda. Olabilir. Anlaşmak istemediklerini söylemek yerine, anlaşma yapılmamasının nedeninin IMF'nin olumsuz sonuçlar yaratacak istekleri olduğuna kamuoyunu ikna etmek istiyorlar. Bu da olabilir. Ama lütfen biraz daha sağlam gerekçeler bulsunlar. KDV- enflasyon bağlantısı biraz garip kaçıyor çünkü.

    Bu yazı 11.12.2008 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır