Arşiv

  • Nisan 2024 (12)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Kefalet sistemi yardımcı olur

    Fatih Özatay, Dr.28 Aralık 2008 - Okunma Sayısı: 1085

    İçinde bulunduğumuz ekonomik durgunluktan çıkabilmemiz için hem iç talebi artıracak hem de şirketlerin krediye erişimini kolaylaştıracak önlemler öneriliyor. Bu köşede, özellikle şirketler kesiminin krediye erişimini kolaylaştırıcı önlem önerilerine bol miktarda yer verdim. Zira bunların çoğu olağandışıydı ve tartışılmaları gerekiyordu.

    Bir IMF programında bu tür önlemler hiç yer almaz. Olağandışı önlemler sınıfından olup da bu 'hiç yer almaz' ifadesini 'hiç yer almazdı' biçimine dönüştürmeye en büyük aday şu öneri: 'Bütçeden ayrılacak kaynakla bir tür kredi garanti fonu' kurulması.

    Bu tür fonlara ilişkin anlaşılmayan temel bir nokta var. Bu tür fonların şirketlere karşılıksız para dağıttığını sanan bazı arkadaşlarımız mevcut. Yani, böyle bir fon kurulması önerisi, ilginç ve de anlaşılmaz bir biçimde 'kamu kaynaklarının ona buna dağıtılması' düzeyine indirgeniyor.

    Öyle değil elbette. Öyle olsaydı zaten bu köşede böyle bir öneri asla yer almazdı. Bırakın karşılıksız olmasını, bu fonlar çoğu zaman para da dağıtmıyorlar. 'Çoğu zaman'; çünkü sadece ve sadece fonun kefalet verdiği şirketin bankadan aldığı krediyi batırması durumunda fondan para çıkıyor.

    Bankaların bazı tür şirketlere kredi açmakta gönülsüz olmalarını, açılan kredilere kefil olarak engelliyor bu fonlar. Yani, bir olumsuz gelişme olur ve krediyi alan şirket bankaya borcunu ödeyemezse bu fonun kefaleti devreye giriyor. Böylece bankanın riski azalıyor, azaldığı için de böyle bir kefaletin olmadığı duruma göre banka daha fazla kredi açıyor. Dünyanın çoğu gelişmiş ülkesinde bu tür fonlar var. Yine çoğunda şu ya da bu şekilde kamu kaynakları kullanılıyor. Kullanılıyor; çünkü bu fonlar asıl olarak, normal koşullarda kredi alamayacak küçük şirketlere ve yeni girişimcilere destek oluyorlar.

    Şirket kredi borcunu bankaya ödeyemezse, bu fonun şirketin borcunu bankaya ödediğini belirttim. Dolayısıyla, sadece bu durumda fondan para çıkmış oluyor, ama bu da karşılıksız değil. Zira fondaki paranın reel değerinin korunması gerekir ki, fon yaşayabilsin. Bu nedenle, verdikleri her kefalet için şirketlerden bir komisyon alıyor bu fonlar. Dünyanın her yerinde olduğu gibi, açılan kredilerin bir kısmı elbette 'batak' hale dönüşüyor. Ama bu fonlar her şirkete (projeye) kefil olmuyorlar, ince eleyip sık dokuyorlar. Böylelikle batak kredilerin oranı yüzde 3-4 dolaylarında tutulmaya çalışılıyor ki alınan komisyonlar bu zararı karşılasın. Farklı bir ifadeyle bu fonlar kâr amacı gütmüyorlar.

    Yeni kredi açılmasını özendirmeyi bir tarafa bırakalım. Şimdi böyle bir fon en azından şuna yarar: Şirketlerin aldıkları krediler karşısında bankalara verdikleri teminatlar var. Bu kriz ortamında bu teminatların değeri düşüyor. Dolayısıyla, bankalar şirketlere dönüp "ek teminat verin, ya da kredinizi geri ödeyin" diyebiliyorlar. Ama bu yaşayabilir durumdaki bir şirketi zor duruma düşürecek bir gelişme; onu işletme sermayesi yetersizliğine iter, küçülmesine, daha az üretim yapmasına ve işçi çıkarmasına yol açar. Mesela, böyle bir durumu önlemek için bu fonun kefaleti işe yarar.

    Şu sıralar, BDDK'nın şirketlere açılan kredilerin yeniden yapılandırılmasını kolaylaştırıcı bir kanun değişikliği üzerinde çalıştığı anlaşılıyor; çok da iyi yapıyor. Kredilerin yeniden yapılandırılmasında da bu tür kefalet sistemlerinin yardımcı olacağı sanırım yeteri kadar açık: En azından kredileri yeniden yapılandırmak için bankaları biraz daha özendirecek.
    Bu tür bir kefalet sistemini hayata geçirmek için, milli gelirin yüzde 1'i kadar bir kaynak ayrılması yeterli olur. Üzerinde çalışılmakta olan ekonomik programın böyle bir sistemi de içermesinde sayısız yarar var gibi görünüyor.

    Bu yazı 28.12.2008 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır