Arşiv

  • Mart 2024 (17)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)
  • Nisan 2023 (9)

    Enerji savaşları ve Türkiye

    Nihat Ali Özcan, Dr.25 Kasım 2014 - Okunma Sayısı: 1431

    Batı ile Rusya arasında gerilim gittikçe artarken, niyetlerini ve stratejilerini açık etmeye başladılar. Rus Dışişleri Bakanı S. Lavrov, geçen hafta yaptığı bir konuşmada uluslararası ilişkilerin geçiş dönemi yaşadığını ifade etti. Ardından, Rusya, bu yeni “çok kutuplu sistemin” merkezlerinden biri olarak mevzilerini sağlamlaştırmak için tüm olanaklara sahiptir dedi. Rusya’nın bu bakışı Ukrayna krizi ile birlikte ele alındığında ortaya ilginç bir tablo çıkıyor.
    Rejim değişikliği mi?
    Lavrov, Batı’nın Ukrayna krizi sonrası Rusya’ya uyguladığı yaptırımların amacının, “politikalarının değişmesini sağlamak değil rejimi yıkmak olduğunu” belirterek gelişmelerden ne anladığını iyice ortaya koydu. Batı’nın “ekonomiyi yıkarak halkı sokaklara dökmeyi ve rejimi değiştirmeyi amaçladığını” iddia etti.
    Aslında bu görüşü destekleyecek ipuçları da yok değil. Rusya’yı zorlamaya başlayan petrol fiyatlarındaki düşüşü sadece “arz ve talep dengesi” ile açıklamak ne kadar mümkün bilemiyoruz. Fakat orta ve uzun vadede Rusya’nın enerji tekelini kıracak girişimlerin Rusya’yı endişelendirdiğini görebiliyoruz.  
    Güç dönüşürken
    Ülkesinin geleceğini ve ekonomisini doğalgaz ve petrol ihracatı üzerine inşa eden, bir dönem de bunda başarılı olan Putin aslında stratejisinin en zayıf noktasını da açık etmiş oldu. Gelirlerinin neredeyse % 70’ini bu kalemlerden elde eden Rusya, petrolün varil fiyatının 1 dolar düşmesi ile 2 milyar dolar kaybetmeye başladı.
    Öte yandan, ABD Başkan Yardımcısı Biden, Suudi Arabistan’ın petrol fiyatlarını düşürmesinin Rusya ve İran’ı “mağdur” etmesini görmezden gelerek ilginç yorumlar yapmayı sürdürüyor. Üstelik “Rusya ve başkalarının enerjiyi silah olarak kullandığını” ileri sürüyor.  
    Biden, “Küresel enerji güvenliği Amerika’nın ulusal güvenliğinin hayati bir parçasıdır” derken, Avrupa’ya kaynakları çeşitlendirme tavsiyesinde bulundu.
    Çeşitlenen kaynaklar
    Rus tekelini kırmayı amaçlayan kaynakların çeşitlenmesi gündeme geldiğinde akla Hazar, Irak ve Kıbrıs’ın enerji kaynakları geliyor. Söz konusu bölgelerdeki doğalgaz ve petrolün Avrupa’ya taşınması elbette genel görünümü değiştirecek ve Rusya’nın etkisi zayıflayacaktır. Ancak ortada dikkatle alınması gereken başka gerçekler de var.
    Menteşe ülke: Türkiye
    Rusya, petrol ve doğalgazda kaynak çeşitlendirme girişimlerini ülkenin bekasına yönelik ciddi bir tehdit olarak görüyor.
    Bu nedenle, oturup beklemek yerine, yüksek düzeyde risk içeren, uygun karşı stratejiler üretmesi kaçınılmazdır. Rusya, Batı’nın kendisine karşı “ekonomik örtülü operasyon” yürüttüğüne inanıyor. Bu nedenle de ağırlıklı olarak örtülü operasyonlarla cevap vermesi sürpriz olmayacaktır. Nitekim, tarihi, politik kültürü ve tecrübeleri buna uygundur.
    Bu durumda kaynak çeşitlenmesini yavaşlatacak, öteleyecek ve maliyeti artıracak aktörler, bölgeler ve sorunlar üzerine odaklanacaktır. Ukrayna’dan Suriye’ye, İran’dan Kürt sorununa kadar bir dizi konu Rusya’nın uzmanlık alanına girmektedir.  
    Hazar, Kıbrıs ve Irak üçgeninin merkezinde yer alan Türkiye, yeni güvenlik risklerine karşı bu günlerde olup bitenleri ve yakın tarihi iyi okumalı, gelişmelere hazır olmalı. Çünkü enerji konusu fırsatlar kadar riskler de içermektedir.

     

    Bu köşe yazısı 25.11.2014 tarihinde Milliyet Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır