Arşiv

  • Nisan 2024 (12)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Yeni terör dalgaları için beklerken

    Nihat Ali Özcan, Dr.16 Ocak 2015 - Okunma Sayısı: 1085

    Fransız donanmasına ait bir uçak gemisi Ortadoğu’ya doğru yola çıktı. Muhtemelen Yemen açıklarında demir atacak. Bu intikal Fransa’nın “cezalandırma” operasyonuna başlayacağını gösteriyor. Devletler arası savaşta “şeyleri” imha etmek için inşa edilen uçak gemisi, bu defa sivillerin arasına karışmış “silahlı küçük gruplara” karşı kullanılacak.
    Uzmanlar bunun askeri olmaktan uzak, propaganda harekâtı olduğunun farkında. Fransız hükümeti, kendi kamuoyunun gazını almak ve örgütlere “cezalandırma” gücüne sahip olduğunu göstermek istiyor.
    Öte yandan Paris saldırısından kısa süre sonra ABD’nin Ortadoğu komutanlığı siber saldırıya uğradı. Komutanlığın hesapları kısa süreliğine DEAŞ sempatizanları/militanları tarafından ele geçirildi. Olay bize, “savaşın” geniş ve farklı bir yelpazede cereyan ettiğini ve edeceğini gösteriyor.
    Eski yöntemin yeni yüzü
    Terörizm, politik amaçları gerçekleştirmek için kullanılan eski bir strateji. Zamanla daha karmaşık, etkili ve yıkıcı olmaya başladı. Mücadele ise ciddi zorluklar içeriyor. Batı için en büyük zorluk, teröristin kendi vatandaşları arasından çıkması.
    Soğuk Savaş sonrasında Avrupa sağ-sol ve etnik terörizm olgusuyla daha az yüzleşmeye başladı. Yasaları, tehdit algısı, psikolojisi, hazırlıkları ve anlayışı teröristlerin dışarıdan gelecek yabancılar olacağı varsayımına dayanıyordu. Ancak teröristler içeriden zuhur edince ortaya ciddi zayıflıklar çıktı.  
    Bireysel terörizm
    Diğer zorluk sanal âlemde kurulan ağlar ile bireysel terörizmin yükselmesi. Katı hiyerarşik yapısı olmayan, bireysel kararların belirleyici olduğu terör tipleri istihbarat ve güvenlik örgütlerinin korkulu rüyası haline geldi. Çünkü bunları bulmak ve izlemek çok zor.
    Teknolojinin gelişmesi, çifte kullanımı, sivil amaçlı masum buluşların ciddi bir terör aracına dönüşmesine neden oldu. Yolcu uçakları kolaylıkla bombaya dönüştürü-lebiliyor. Bu nedenle terör eylemlerini yapmak kolay ve ucuz, önlemek ise zor ve pahalı hale geldi.
    Batı demokrasilerinde halk ve medya, oyları ve demokratik tepkileriyle belirleyici olduğu kadar sonuç almak içinde sabırsız. Hükümetler üzerinde sürekli bir baskı var. Fakat teröre hızlı ve çabuk çözüm yok. Bu ise gerilimlere neden oluyor.  
    Batı kamuoyunun “teröristin düşünme biçimi” ve mantığına yabancılığı da işleri zorlaştırıyor. Bunun tipik örneği, saldırı sonrası gösterilen tepkilerdir. Değişik ülkelerde milyonlar, protesto yürüyüşü yaptılar ve saldırıyı kınadılar. Kitlesel gösterileri demokratik duyarlılık, dayanışma ve tepki olarak okuyan “Batılı” anlayışın yanı sıra, “teröristler”in de nasıl korkuttuk, sokaklara döküldüler, saatlerce medyada propagandamızı yaptılar anlayışına sahip oldukları da göz ardı edilmemelidir.
    Empati ya da dikte
    Fransa’daki terör saldırısının bize öğrettiği önemli hususlardan bir diğeri de tarafların ortak değer yaratma istek, arzu ve gerekliliği yerine “dikte edici” bir tutuma sahip olmalarıdır. “Fikir ve ifade özgürlüğü” ile “dini değerlere saygı” hakkının orta noktasının bulunamaması işbirliğini zorlaştırmaktadır.  
    Cevap bekleyen acil sorular şunlardır. Öncelik, İslam dünyasını “üstün Batılı değerler” çerçevesinde değiştirmek mi? Yoksa terörü gündemden çıkarmak mı? Amaç birincisi ise birkaç yüz yıl beklemelisiniz ve sabırlı olmalısınız... Seçiminiz ikincisi ise, Nazileri övmeyi ve Yahudi karşıtlığını yasaklayan tutumun benzeri bir yaklaşımı İslam karşıtlığına yansıtmanın zamanı gelmiş demektir.

     

    Bu köşe yazısı 16.01.2015 tarihinde Milliyet Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır