Arşiv

  • Nisan 2024 (11)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Brezilya'nın yaptığı ama bizim yapamadığımız nedir

    Güven Sak, Dr.13 Mayıs 2008 - Okunma Sayısı: 1237

     

    Bundan çok değil altı-yedi yıl önce Brezilya krizdeydi. Hatırlayın biz de öyleydik. İktidar değişti. Lula üzerine düşenleri yaptı. Burada da öyle oldu. AKP iktidara geldi. Erdoğan üzerine düşenleri yaptı. Buraya kadar gelişmeler paraleldi. Ama bakın artık öyle değil. Geçen hafta uluslararası derecelendirme kuruluşu Standard&Poor's (S&P) Brezilya'nın notunu yatırım düzeyine yükseltti. Hatırlayın bizimkini ise indirmişti. İki gün önce Referans'ta haberdi. Ekim 2007'de İMKB endeksi ile ora borsası BOVESPA arasındaki fark yüzde 8 iken şimdi nasıl oldu da yüzde 65'e çıktı. Ne oldu? Tarih bize neden böyle bir şaka yaptı? Brezilya ile bizim paralel giden talihimiz neden son zamanlarda birbirinden ayrıldı? İşler kötü iken beraberdik, iyileşince neden ayrıldık? Gayet basit bir nedenle: Orası iyi yönetiliyor, burası ise kötü. Gelin bir bakalım.   "Fark nerede?" sorusuna bulunabilecek en kolay cevap "yabancı tasarruf bağımlılığı" ile alakalı olabilir. S&P Brezilya'nın kendi parası cinsinden borçlarının yüksekliğine rağmen, yabancı para cinsinden borçların azalışını olumlu buldu. Ayrıca Brezilya dış ticaret fazlası veriyor. Biz değil. Bu dönemde yabancı tasarruf ve de yabancı para bağımlılığı bir kırılganlık kaynağı olarak kabul ediliyor. İsteseniz de böyle istemeseniz de. S&P'ye kızabilirsiniz. AMBAC gibi kurumların notunu kırmayanların bizimkini kırıyor olmalarından hazzetmiyor olabilirsiniz. Ama yapılan işin bir mantığı olduğunu lütfen unutmayın. Zamanın ruhundaki değişiklikleri yakından takip etmek gerekir. Küresel likidite koşullarının öyle ya da böyle kötüleşeceği bir dönemde yabancı tasarruf bağımlısı olmak bir eksi puandır. Nokta. Bu birinci tespit. Ancak bugün size Brezilya'yı hatırlatıyor olmamızın esas sebebi yalnızca S&P'nin bu yeni kararı değil. Brezilya aynı Türkiye gibi altyapı yatırımlarını kamu kaynakları ile finanse etmeyi amaçlayan bir programı doğru zamanda, Ocak 2007'de açıkladı. Biz de geçen hafta sonu "Orta Vadeli Mali Çerçeve"yi tam da aynı amaçla açıkladık. İşte ikinci tespitimizin temeli bu benzerliktir efendim. Bu konuda ayrıntı görmek isteyenlerin, önümüzdeki günlerde TEPAV web sitesine koyulacak tartışma notuna bakmalarında fayda vardır. Brezilya Ocak 2007'de "Büyümeyi Hızlandırma Programı"nı (Programo Aceleraçao do Crescimento-PAC) açıklamıştı. Program özel yatırımı özendiren bir dizi vergi düzenlemesi ve yatırım ortamını iyileştirme önlemi ile birlikte kamu yatırımlarını artırmayı hedefliyordu. Lula hükümeti, PAC ile kriz sonrası IMF programları esnasında, ülkenin altyapısına hiç yatırım yapılmadığı tespitini yapıyor ve yaklaşık 250 milyar dolarlık bir yatırım programını ortaya koyuyordu. Lula hükümeti esasen Brezilya ekonomisinin büyüme kapasitesini genişletmek üzere PAC'ı açıkladı. Açıklanan programda ekonominin kapasite kısıtlarının altyapı yatırımı eksikliğinden geldiği tespiti yapılmış ve 2007-2011 döneminde bu yatırımların ne kadarının federal bütçeden, ne kadarının ise kamu iktisadi teşekkülleri eli ile gerçekleştirileceği açıklıkla belirlenmiştir. Program esasen bunu göstermektedir. Hükümet bununla da kalmamıştır. PAC'ta esasları ortaya konulan yatırım programı sürdürülürken milli gelirin yaklaşık yüzde 4,2'si düzeyinde olan faiz dışı fazlanın 2007-2011 döneminde aynen korunması benimsenmiştir. Amaç ekonominin anılan dönemde yıllık yüzde 5 büyümesini sağlamak olarak açıklanmıştır. Ortada bir program vardır. Şimdi gelelim bizim vakamıza. Gerekçe, Brezilya ile aynıydı. Ekonomimizin kapasite kısıtlarını genişletmek için kamu yatırımlarına ağırlık vermek gerekiyordu. Pardon ama siz ikinci nesil reform denilince kamu yatırımı gerekmeyecek mi zannediyordunuz? Elbette gerekecekti. O nedenle konuyu gündeme taşıyan TEPAV metinlerinin hepsinde "önceliklendirme"nin önemi vurgulanıyordu. Brezilya ile bizim amaçlarımız aynıydı. Bu bir. Ancak onlar bu amaç için dört başı mamur "Büyümeyi Hızlandırma Programı" açıkladılar. Son derece ciddiydiler. Uluslararası kuruluşların kamu yatırımlarına bakışı bu program ile değişmeye başladı. Biz ise bir programımız olduğu hissini veremedik. Öyle olunca da ciddi olmadı. Bu iki. Brezilya ortada bugünkü gibi büyük bir küresel kriz olmadığı halde faiz dışı fazlanın milli gelir içindeki payını son gerçekleşme yılı olan 2006'nın altına düşürmeyeceğini açıkladı. Mali başıbozukluğa prim verilmeyeceği en baştan açıklandı. Sisteme bir kural yerleştirdi. Bizde ise küresel krizin tam ortasında ayrıntılı harcama programı ve hedefleri olmayan bir kamu harcamalarını artırma programı açıklanmış oldu. İyi olmadı. Bugünlerde bilgi hazinemizi genişletmeyen bir malumat seli üzerimizden geçiyor. Biz şaşkın şaşkın bakıyoruz. Allah sonumuzu hayreylesin.

     

    Bu yazı 13.05.2008 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır