Arşiv

  • Nisan 2024 (12)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Bizi koruyan, finansal sistemimizin ilkelliği ve faiz oranlarının yüksekliği

    Güven Sak, Dr.04 Ekim 2008 - Okunma Sayısı: 1067

     

    Bugünlerde ABD'de en zor işlerden biri yatırım danışmanı olarak akıl vermek olmalı. Öyle ya, kocaman şirketler bugün varlar, yarın yoklar. Peki, bu durumda zor olan, yatırım danışmanı mı yoksa servet sahibi mi olmaktır? İsterseniz bugün bu minval üzerinden gidelim. Üç soru ile yola çıkmaya hazır mısınız? Birinci soru şöyle olsun: "Yatırımcılar neden hata yaptılar?" Yatırım danışmanlarının bir sürü modelleri vardı, ama herhalde bir şeyleri eksikti ki, böyle oldu. Acaba neleri eksikti? İkinci soru da şöyle olabilir mi, acaba? "Şimdi eksik olan tamamlandıktan sonra, bundan sonra böyle bir felaket herhalde olmaz, değil mi? Üçüncü soru ise şöyle olsun: "Orada olup da burada olmayan ve de bizim gibi ülkelerin finansal sistemlerini koruyan nedir?" Buyurun bakalım. Öncelikle bu dönemde yatırımcılar neden hata yaptılar? "Yok, canım, yatırımcılar hata yapmadılar. Piyasalar neler olup biteceğine dair pek güzel sinyaller verdi" diyenler varsa, onlara bu aralar internette dolaşan bir fıkrayı hatırlatarak başlayalım, müsaadenizle. Fıkra şöyle: "Geçen yıl 1000 dolarınız olsaydı ve bununla Delta Hava Yolları hisse senedi satın almış olsaydınız, bugün 49 dolarınız olacaktı. O 1000 dolarla Fannie Mae hisse senedi almış olsaydınız, 2,5 dolarınız kalacaktı. Eğer AIG hisse senedi almış olsaydınız, 15 dolardan az paranız kalacaktı bugün. Hâlbuki o 1000 dolarla bira almış ve içmiş olsaydınız, teneke kutuları geri sattığınızda, elinizde 214 dolar kalacaktı. Demek ki neymiş? Elinizde 1000 dolar varsa, tamamı ile hemen bira alın ve içtikten sonra teneke kutuları geri satın. " Bunu bu aralar, en mantıklı yatırım tavsiyesi olarak anlatıyorlar.

    Kaybedenler ve fırsatçılar

    Peki, ne yapalım? Servet sahibi yatırımcıların durumuna üzülelim mi? Yok canım. Bugünler, elinde nakit para olan ve ne yaptığını bilen bir yatırımcı için bir cennet olarak da nitelenebilir. Mesela, bakın dünyanın en ünlü yatırımcısı olarak tanınan Buffet'a. Geçenlerde Goldman Sachs'ın 5 milyar dolarlık hisse senedi ile değiştirilebilir tahvilini dolar bazında yüzde 10 küsurluk faiz oranından satın aldı. Ayrıca bir 5 milyar dolarlık daha satın almak için de bir opsiyonu var. Geri ödeme günü geldiğinde, bilenlerin "iyi fiyat" dedikleri bir tutardan elindeki tahvilleri Goldman'ın hisse senetleri ile değiştirecek. Geçen yıl, istese de bu yatırımı yapamazdı. Demek ki neymiş? Yatırım yaparken önemli olan zamanlanma imiş. Bazı yatırımcılar kaybederken, diğerleri kazanıyor olabilirmiş. Peki, bazı yatırımcılar neden kaybeder? Diğerleri neden kazanır? Mesele finansal piyasaların işleyişi ile yakından alakalıdır. Finansal piyasalarda alınıp satılan hep malumattır. Malumat ile ilgili temel problem ise, bazılarının hep daha fazla malumat sahibi olmasıdır. Hal böyle olunca, bazıları kazanır, diğerleri ise kaybeder. Serbest piyasanın etkin işlediği ve tüm aktörlerin malumat hazinelerini eşitlediği varsayımının yanlışlığı ortaya konulalı bir otuz yıl geçmiştir. Dolayısıyla: Asimetrik malumat ortamında, bazı yatırımcılar kazanır, bazıları ise kaybeder. "Borsada işin aslı zamanlamadır" lafının özeti budur. Gelin bir ara soru daha soralım: Bu zamanlama işi açısından baktığınızda, yatırımcı, felaketi neden önceden bilemez? Bazı yatırımcılar, felaketin gelmekte olduğunu sezebilirler ama onların çıkış kapısına doğru hareketi, yarın olacak felaketi olsa olsa bugüne taşır. Esasen gelen felaketle ilgili analizler yapılabilir ama krizi neyin tetiklediği ancak iş olup bittikten sonra belli olur. Geçen hafta bu seferki kriz için bir not düşmüştük. Özetle şöyleydi: "Çöküşü başlatan Markit adlı bir malumat derleme şirketinin ABX indekslerini tasarlamasıdır. İndeks, "kötü kredi değerliliğine sahip ev sahiplerinin yükümlülüklerine dayalı" menkul kıymetlere sahip olmanın riskliliğine ilişkin bir karşılaştırma yapma olanağı sağlamıştır. O noktadan itibaren, "ne aldığını bilmeden" portföyüne "zehirli" menkul kıymetleri dahil edenler, neyi satın aldıklarını, bunun fiyatındaki değişmeleri takip etmeye başlamışlardır". Demek ki, ortada olmayan malumatın herkesçe bilinir olması, herkesi çıkış kapısına doğru yürütmeye başlatırmış. İlk tespiti hemen koyalım, müsaadenizle: Finansal piyasalar, asimetrik malumat dağılımı nedeniyle, kaynak dağılımında hataya yol açabilir.  

    Asimetrik malumat

    İkinci sorunun cevabı birincinin doğrudan devamıdır: Siz bu krizi temizleseniz, ortalığı pir-u-pak etseniz de, asimetrik malumat problemi ortadan kalkmaz. Kalkamayacağı için de yeni krizlerin olması mukadderdir. Yapabileceğiniz malumat problemini azaltmaya, mümkün olduğunca simetrik hale getirmeye çalışmaktır. Kamu düzenlemelerinin amacı budur. Ancak Başkan Bush dönemine bakıldığında, bu alanda, atılacak çok sayıda adım vardır. İsterseniz bir ara soru ile devam edelim, meseleyi açmaya. Geçenlerde Cengiz Çandar şöyle sormuştu: "Fed başkanı Greenspan olsaydı, yine de kriz olur muydu?" Evet, olurdu. Bu krizin nedeni ABD'de "kamuyu aydınlatma düzenlemeleri"ndeki problemdir. Asimetrik malumat probleminin muhtemel sonuçlarını Amerikalılar da bildikleri için, "yatırımcının aldatılmasını önlemek üzere" bir dizi düzenlemeyi 1930'lu yıllarda yapmışlardır. Sonra ne olmuştur? Sonra Wall Street bir dizi istisna ile bu düzenlemeleri aşmanın yolunu bulmuştur. Finansal işlemlerin karmaşıklaşması, sorunu daha da vahim hale getirmiştir. Bir yandan, düzenlemelerin gevşetilmesi, satıcıların aktarması gereken malumat miktarını azaltırken, diğer yandan, işlemlerin daha karmaşık hale gelmesi ile ihtiyaç duyulan malumat miktarı artmıştır. İşte bugünkü krizin temel nedeni budur. Bunlar ne zaman olmuştur? İşin şahikası, Başkan Bush dönemdir. Başkan Bush'un bu "finansal" kitle imha silahları nedeniyle yatacak yeri yoktur.

    Bazı yatırımcılar bilir

    İlk iki sorudan çıkan şudur: Finansal piyasalar malumat üzerinde döner, bazı yatırımcılar diğerlerinden daha çok bilir, Başkan Bush malumata bilgiye erişimdeki "fırsat eşitliği"ne gereken önemi vermediği için, bugünkü yıkıma doğrudan neden olmuştur. Zehirli menkul kıymetlerin ortalığı sarmasının temel nedeni, bunları satanların, bunların ne olduğunu, alanlardan daha iyi bilmeleridir. Ortadaki fiyatlama probleminin kaynağı tam da burasıdır. Gelelim üçüncü soruya, orada olup da burada olmayan ve bizim gibi ülkelerin fırtınanın gözünde olmasını engelleyen faktör nedir? Dikkat ederseniz, soruyu "orada olmayıp da, burada olan" diye sormuyoruz. Çünkü esasen orada olmayıp da burada olan bir şey yoktur. Mesele "orada olup da burada olmayanlar"la alakalıdır. Türkiye gibi ülkelerde olmayan, karmaşık finansal enstrümanlardır. Finansal sistemimizin gelişmemiş olması bizi fırtınanın gözünde olmaktan korumuştur. Piyasalarımızda yüksek faiz oranları nedeniyle gelişmeyen karmaşık enstrümanlar bugün bizi korumaktadır. Bizi koruyan bir nevi, hastalığımızdır, finansal piyasalarımızın ilkelliği ve de yüksek faiz oranıdır. Bir de kamuyu aydınlatma düzenlemelerimizin gerektiğinden bile daha fazla ayrıntılı olmasıdır. Bizi fırtınanın gözünde olmaktan koruyan bizatihi sorunlarımızdır.

    Peki, ABD'nin günahı nedir? Finansal piyasaların gelişmişliğine uygun bir biçimde kamuyu aydınlatma düzenlemelerini adapte edememiş olmasıdır. Mesele bundan ibarettir. Kapitalizmin sonuna filan gelinmiş değildir.

     

    Bu yazı 04.10.2008 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

     

    Etiketler:
    Yazdır