logo tobb logo tobbetu

TEPAV, Türkiye'yi Bekleyen Tehlike Konusunda Uyardı: "Orta Gelir Tuzağı..." Türkiye'nin, ucuz işgücü ve ihracat yapısında emek yoğun sektörlere dayalı stratejilerini sürdürerek uluslararası rekabetçiliğini korumasının mümkün görünmediğini açıklayan TEPAV, dönüşüm sürecinin hızlandırılması gereğine dikkat çekti.
Haber resmi
30/09/2010 - Okunma sayısı: 6374

ANKARA - TEPAV, Türkiye'nin, ucuz işgücü ve ihracat yapısında emek yoğun sektörlere dayalı stratejilerini sürdürerek uluslararası rekabetçiliğini koruması ve arttırmasının mümkün görünmediğine dikkat çekerek, ülkenin "orta-gelir tuzağı*"na yakalanmaması için  dönüşüm sürecini hızlandırılması gerektiğini açıkladı. Orta-gelir tuzağından kurtulmayı başaran Güney Kore'nin bu süreçteki uygulamalarının önemine değinen TEPAV, bu uygulamaların Türkiye şartları göz önünde bulundurularak değerlendirilmesinin faydalı olduğunu vurguladı.

TEPAV Araştırmacıları Selin Arslanhan ve Yaprak Kurtsal tarafından hazırlanan "Güney Kore inovasyondaki başarısını nelere borçlu? Türkiye için çıkarımlar" başlıklı politika notu yayımlandı.

Politika Notu'nda, Güney Kore'nin ekonomik kalkınmadaki başarısı, inovasyon ve Ar-Ge alanlarındaki çarpıcı gelişimi ile oldukça ilgi çeken bir ülke olmayı başardığı kaydedilerek, "1980'lere kadar kişi başına düşen GSYİH ve Ar-Ge faaliyetlerine yapılan harcamalar açısından Türkiye'nin altında yer almış olan Güney Kore, 1980'lere gelindiğinde bu gidişatı tamamen tersine çevirmeyi başarmış ve kayda değer bir büyümenin yanı sıra teknolojik açıdan da önemli bir gelişim kaydetmiştir" denildi. Notta, Güney Kore'nin gerek inovasyondaki girişimleri gerek eğitime, beceri geliştirmeye ve insan kaynaklarına verdiği önem sayesinde günümüzde orta gelirli ülkelerin karşısına çıkan önemli zorluklardan biri olarak kabul edilen "orta-gelir tuzağı"ndan da kurtulmayı başardığına dikat çekildi. Politika notunda, bu değerlendirmeye şöyle devam edildi:

"Bu başarıların temelinde, (Güney Kore'nin) gelişmiş ülkeler ile rekabet edebilecek bir konuma ulaşma yolunda attığı önemli adımlar ve geçmiş olduğu bir takım değişim süreçleri yer almaktadır. Bu değişim süreçlerinde ön plana çıkan en önemli nokta, Ar-Ge sisteminin geliştirilmesi olmakla birlikte buna en fazla etki eden faktörlerden biri de eğitime yapılan yatırımlardır. Bu çalışma ile Güney Kore'nin sanayi stratejisi ile bilim ve teknoloji politikası değişim süreçleri incelenmekle birlikte, Türkiye'nin aynı değişim süreçleri dahilinde nasıl bir gelişme gösterdiği karşılaştırmalı bir şekilde tartışılmaktadır. Güney Kore'nin sektörel değişimi ve hızlı ekonomik büyümesinde Ar-Ge sisteminin gelişimi büyük rol oynamaktadır. Özellikle 1980'lerden günümüze hem Ar-Ge harcamalarındaki kayda değer artış hem de üretim ve ihracatta yüksek katma değer getiren ileri teknolojili ürünlere doğru hızlı geçiş, Ar-Ge sistemindeki bu gelişmeleri desteklemiştir."

Çalışmada, şu tespitlere de yer verildi:

"Güney Kore 1960'larda emek yoğun ve düşük teknolojili sektörleri ön planda tutarken 70'ler ve 80'lerde hızla teknoloji yoğun sektörlere kayma eğilimi göstermiştir. Türkiye'de ise emek yoğun ve düşük teknolojili sektörlerden teknoloji yoğun sektörlere geçiş ancak 2000'lerin başından itibaren gözlemlenmektedir.

Güney Kore'de imitasyon süreci olarak adlandırılan 1960-1980 döneminde teknoloji transferi önemli yer tutarken, 80'lerin başından itibaren yerli Ar-Ge kapasitesinin geliştirilmesine yönelinmiştir. Türkiye'de ise teknoloji transferinin önemi ancak 1980'lerin sonuna doğru ve ulusal Ar-Ge'nin gücünün arttırılması ise 2000'lerin başında gündeme gelmiştir.

Türkiye ve Güney Kore'nin benzer dönemlerde başlayan ihracat odaklı sanayi stratejisinin uygulamasında önemli farklılıklar olduğu görülmektedir. Güney Kore bu süreçte aynı zamanda ihracat kompozisyonun değiştirilmesine ve teknoloji yoğun sektörlere yönelmiştir. İhraç edilen malların teknolojik yapısına bakıldığında, Güney Kore'de orta teknolojili ürünlerin ihracatı 1990'larda ön plana çıkarken, Türkiye'de ancak son yıllarda orta teknolojili ürünlerin ihracatı düşük teknolojili ürünlere yaklaşmıştır. Yüksek teknolojili ürünlerin ihracatında ise Türkiye, henüz Güney Kore'nin 1980'lerdeki seviyesine ulaşmamıştır."

Çalışmanın sonuç bölümünde ise şu tespitler yeraldı:

"Türkiye'nin ucuz işgücü ve ihracat yapısında emek yoğun sektörlere dayalı stratejilerini sürdürerek, uluslararası rekabetçiliğini koruması ve arttırması mümkün görünmemektedir. Küresel pazarlarda daha üst bir noktaya sıçramak ve rekabetçiliğini sürdürülebilir kılmak için Türkiye'nin düşük teknolojili bir yapıdan, orta ve yüksek teknolojili bir yapıya geçişi önemlidir. Bunun için ülkenin sektörel değişime ve ihracat kompozisyonunu değiştirmeye gitmesi gerekmektedir. Türkiye'nin "orta-gelir tuzağı"na yakalanmaması için de bu stratejilerin önemi yadsınamaz. Güney Kore'nin bu süreçteki uygulamaları, Türkiye şartları göz önünde bulundurularak değerlendirilmeli ve dönüşüm süreci hızlandırılmalıdır. "

* Dünya Bankası'nın tanımına göre "orta-gelir tuzağı"na yakalanan ülkeler, düşük ücretli, fakir ülkelere karşı standart imalat sanayi ürünlerinde rekabet gücü zayıflayan; diğer taraftan inovasyona dayalı büyüyen zengin ülkelere ise yakınsamakta zorlanan ülkelerdir.


 

 

Yazdır

« Tüm Haberler