logo tobb logo tobbetu

Kuşak ve Yol Girişimi Türkiye’ye yeni fırsatlar sunuyor  
Haber resmi
27/10/2018 - Okunma sayısı: 3772

 

Kuşak ve Yol Girişimi, Çin Devlet Başkanı Şi Jinping tarafından 2013 yılında ilan edildi. Dev proje aynı zamanda dünyanın gündeminden de hiç düşmüyor. Kuşak ve Yol projesinin ülkelere faydası “kazan-kazan” anlayışıyla özetlenebilir. Modern İpek Yolu olarak da tanımlanan Kuşak ve Yol girişimi, güzergâhı üzerindeki ülkeleri yeniden birleştirip, onlara paydaş olabilecekleri küresel bir ortaklık stratejisi sunuyor.

China Today Türkiye olarak, okuyucularımıza 21 yüzyılın kapsayıcı, ‘ekonomilerin yeni çıkış yolu’ gözüyle bakılan Kuşak ve Yol girişiminin Türkiye’ye sunduğu fırsatları konunun uzmanlarına sorduk. Görüştüğümüz uzmanlar, projenin Türkiye’nin önüne Çin’in doğrudan yatırımlarından yararlanma şansı sunduğuna dikkat çekiyorlar. Uzmanlar, Kuşak ve Yol girişiminin, Gümrük Birliği’nden dolayı yıllardır Avrupa’ya bağımlı kalan Türkiye’nin önüne yeni pazarlar çıkardığının da altını çiziyorlar.

Türk iş dünyasının çatı kuruluşu olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) bünyesindeki Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB-ETÜ) Rektörü Prof. Dr. Güven Sak, “Türkiye, Kuşak ve Yol girişimi aracılığıyla, Güney Kafkasya, Ortadoğu, Orta Asya ile Çin'de, ihracat pazarları ve yatırım ortakları arayışında iş ağı kurabilecek” diyor.

Güvenlik sorunları hafifler

Prof. Dr. Sak’a göre, Kuşak ve Yol girişimiyle, Asya’nın küresel sisteme entegrasyonu belirlenecek. Sadece altyapı yatırımlarının değil, yol boyunca tüm Asya’da kamu düzenlemelerinde ahengin önemli olduğunu belirten Sak, “Türkiye’nin ve Türk sermayesinin böyle bir sürecin dışında kalması beklenemez. Türkiye’nin görece az gelişmiş doğu kısmından geçen Orta Koridor projesi, bu bölgede yoğun bir kalkınma fırsatı sunuyor” diye ekliyor.

Türkiye’de kişi başına düşen GSYİH'da doğu ile batı arasında ciddi bir fark olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Sak, şu bilgileri veriyor:

“Olası bir koridorla doğuda canlanan Türk ticareti bu dengesizliği düzeltebilir. Türkiye'nin doğusuna altyapı kapasitesinin geliştirilmesine odaklanan yatırım akışı, Türkiye'nin Orta Doğu'daki problemli bölgelerle sınırları olması nedeniyle var olan güvenlik sorunlarının hafifletilmesine de yardımcı olacaktır. ‘Güney Koridoru’ ile seyahat eden Türk kamyonları, Gürbulak Gümrük Kapısı’nda uzun kuyruklardan kaynaklanan gecikmelere maruz kalıyor. Önemli olan geçişi en ucuz maliyetle gerçekleştirecek alternatif yollar üretmektir. Geçmişteki İpek Yolu’nun manası da budur. Türkiye ve Çin’in bölgenin güvenliği konusunda da ortak bir kavramsal çerçeveye ihtiyacı var. Ben bunun Türkiye ve Çin arasındaki ilişkilerin derinleşmesine katkı sağlayacağına inanıyorum.”

Lojistik merkez olabiliriz

Türkiye, Orta Koridor projesi için lojistik altyapısını ve limanlarını geliştirmeye başladı. Prof. Dr. Sak, diğer ülkelerdeki limanları ve bağlantı noktalarını birbirine bağlayan bu limanların, Türkiye’nin lojistik merkez olma noktasında önem taşıdığını söylüyor. Çin’in Türkiye’deki limanları geliştirmeye başladığını belirten Prof. Dr. Sak, “2015 yılında, Çin merkezli Merchants Holdings International ve CIC Capital ile birlikte Çin'in kamuya ait nakliye ve lojistik şirketi COSCO Pacific, 940 milyon dolar ödeyerek İstanbul'daki Kumport Limanı’nın çoğunluk hissesini satın aldı. Kumport'un Marmara Denizi üzerindeki konumu hem Karadeniz’e hem de Ege Denizi üzerinden Akdeniz’e bağlanması açısından kritik bir öneme sahiptir” diyor.

“Yüksek hızlı bir demiryolu ağı kurmak, Türkiye'nin 2023 Vizyonunun bir parçasıdır” diyen Prof. Sak şöyle devam ediyor:

“Türkiye, 2023 km uzunluğundaki tren yolu ağını, 3.500 km yüksek hız, 8.500 km hızlı tren ve 1.000 km geleneksel demiryolu hattı olmak üzere 13.000 km demiryolu ile 25.000 km'ye çıkarmayı hedefliyor. Bu ağın 2035 yılına kadar 31.000 km'ye çıkarılması planlanıyor. Çin, Kuşak ve Yol ile sadece yüksek değerli mallarını ihraç etmekle kalmıyor. Yüksek hızlı demiryolu ve telekomünikasyon da dahil olmak üzere teknoloji ve mühendislik standartlarını da ihraç ediyor.”

“Türkiye yolcu taşımacılığını 2023 yılına kadar yüzde 10, demiryolu taşımacılığını yüzde 15, 2035 yılına kadar ise yolcu taşımacılığını yüzde 15 ve demiryolu taşımacılığını yüzde 20 artırmayı hedefliyor” diyen Prof. Dr. Sak, sözlerini şöyle noktalıyor:

“Bu yolda, Bakü-Tiflis-Kars'ı doğudan batıya bağlayacak 2.000 km uzunluğundaki Edirne-Kars hızlı tren projeleri planlanıyor. Bazıları Çin yatırımcıları tarafından finanse edilmekte olan bu projeler arasında Edirne-İstanbul-Ankara-Kırıkkale-Yerköy–Sivas-Erzincan-Erzurum-Kars bağlantıları bulunuyor. Türkiye ile Pakistan ve hatta Hindistan arasındaki tren yolu bağlantısının ticarette daha etkin kullanılması gerekiyor. Bu çerçevede, ticaret hacminin bir bölümünün deniz taşımacılığından kara taşımacılığına aktarılması önemli bir başlangıç noktası olacaktır. Mevcut deniz hatları dünün uluslararası ticaret merkezlerini öne çıkarıyor. Hâlbuki eski denge artık değişiyor. Bu değişim sürecinde ticarette tren yolu taşımacılığının önemi artıyor.”

 

Bu röportaj China Today Türkiye Dergisinin 37. sayısında yayımlandı.

Etiketler:

Yazdır

« Tüm Haberler