Arşiv

  • Nisan 2024 (13)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Barzani ve başkanlık sistemi

    Nihat Ali Özcan, Dr.26 Haziran 2015 - Okunma Sayısı: 1245

    Türkiye, yeni hükümet senaryolarını konuşmaya devam ediyor. Gündemindeki diğer konu ise Suriye’de olanlar/olabilecekler. “Kürt devleti” kuruluyor görüşü farklı ortamlarda dillendiriliyor. Fikir ilgi çekici olsa da hayata geçirilmesinin maliyetli ve uzun bir iş olduğu açık. Tıpkı, bağımsızlık ilan etmeye en yakın Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin yaşadıklarından anlaşılacağı üzere.

    Komşumuz Kürtler

    Bu günlerde, Irak Bölgesel Kürt parlamentosu tıpkı Türk parlamentosu gibi oldukça hareketli. Gündemi, Barzani’nin üçüncü dönem başkanlığı için şart olan anayasa değişikliği ve seçim yönteminin değiştirilmesi oluşturuyor. Barzani, yeni başkanı halkın doğrudan seçmesini istiyor. 111 sandalyeli parlamentoda 38 üyesi var. Sadece muhalif partiler değil bazı komşular da bu fikre sıcak bakmıyorlar. İran gibi.

    Barzani’nin seçimi halkın oyuyla doğrudan yapmasını talep etmesinin ardındaki neden, adaylar, ittifaklar, güç dağılımı ve “kurallar” sayesinde yeniden seçilebileceğini düşünüyor olmasıdır. Sonuçta bir çıkış yolu bulunamazsa, önümüzdeki aylarda Kürt Bölgesel Yönetimi siyasi bir krizle karşı karşıya kalacak demektir.

    Ekonomik sorunlar

    Bölgede sadece başkanlık tartışılmıyor. Ekonomik ve finansal kriz gündemi işgal ediyor. Geçen yaz vuku bulan IŞİD saldırısı ekonomiyi kötü vurdu ve birçok işletme kapandı. Yabancı yatırımcılar apar topar bölgeyi terk ettiler.

    Bölgesel hükümetin mali krizle baş etmek için Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden aldığı borçlar da soruna çare olmadı. Medyaya yansıyan haberlere göre, hükümet ABD ve Alman bankalarından beş milyar dolarlık yeni kredi arayışlarını sürdürüyor. Bağdat hükümeti, Kürtleri “terbiye” etmek, IŞİD ile savaş, yolsuzluk ve düşen petrol fiyatlarını ileri sürerek Kürtlerin hissesine düşen petrol gelirini ödemiyor. Bu durum krizden çıkışı zorlaştırıyor. Öte yandan, muhalefet, günlük ihraç edilen 950 bin varil petrolün 550 bin varilinin kayıt altında olduğunu, geri kalanın ise kimin cebine gittiğinin bilinmediğini yüksek sesle dil getiriyor. Siyasileri suçluyor.

    Zengin petrol kaynaklarına rağmen, karmaşık hukuki ve siyasi düzenlemeler, yolsuzluk ve güvenlik olmaması krizi derinleştiriyor. Üretime dayanmayan tüketim alışkanlıklarının artmasının en iyi göstergesi yollardaki iki milyona yakın motorlu araç. İthalata ve 170 kaçak rafineriye rağmen benzin yokluğu kriz nedeni. Elektrik kesintileri de halkı canından bezdirmeye devam ediyor.

    Güvenlik sorunu

    Bölgesel Kürt Yönetimi’nin güvenlik endişeleri artarken, IŞİD ile savaş genişleyerek derinleşiyor. Savaş, yüz bin kişilik peşmerge gücüne 1300 kayıp ve yedi bin kadar yaralıya mal oldu. Bin km’lik hat boyunca devam ediyor. Askeri harcamalar artarken, peşmergenin niteliği, sayısı ve organizasyonu her gün tartışılıyor. Bu arada IŞİD’le savaşı bahane eden PKK, başına buyruk davranıyor ve yönetimin canını sıkıyor.

    Sonuçta, bölge dinamikleri, küreselleşme, serbest piyasa ve demokrasi denemeleri de dikkate alındığında devlet kurmanın meşakkatli bir iş olduğu anlaşılıyor.

    Bu köşe yazısı 26.06.2015 tarihinde Milliyet Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır