Beş yıllık deneyin ardından rasyonele döndük mü?
17 Eylül 2024
12 Eylül 2019'da Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde kurulan Borçlanma Genel Müdürlüğü 14 Eylül 2024 tarihli Resmi Gazete ile sessiz sedasız kapatıldı. Hazine borç idaresinde 2019 öncesi
[Devamı]
Ekonomik veriler ne gösteriyor?
14 Eylül 2024
2023 genel seçimleri sonrasında hükümet ekonomi politikasında değişime giderek faiz ve vergilerde artış sürecine gitmişti. Geldiğimiz noktada para politikasında faiz oranı %50 + 3 oranına yükseldi ve beklentiler faizin bir süre bu zirvelerde kalacağı yönünde.
[Devamı]
3-Y’den kaynaklanan ikilemi aşmak mümkündü oysa…
13 Eylül 2024
“Ben söylemiştim, uyarmıştım” gibi hatırlatmalar sevimsiz olur genellikle. Ama yılda bir-ikiyi aşmamak koşuluyla yapılabilir diye düşünüyorum. Bu (kendi kendime ihsan ettiğim) hakkı kullanarak başlıyorum. İki eski yazımdan alıntı yapacağım. İkisi de Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminin hemen arkasından:
[Devamı]
Mühendis tercüman olunca
11 Eylül 2024
Yeni mezunuz; vakit geçirmeden yüksek lisans programına kaydolduk. Boykotlu yıllar; dönem bitiyor, bir sonraki neredeyse hemen başlıyor; amaç boykotla yitirilen dönemin (dönemlerin) kısmen de olsa telafi edilmesi. Dersten hemen sonra Şefik yanıma geldi: “TCDD, ODTÜ mezunu makine mühendisi arıyormuş, yüksek lisansa izin verebilirler, bir bakalım” dedi. Gittik, Yol Dairesi Başkanı ile görüştürdüler. ODTÜ’lüyüz, o nedenle kendimizi büyük mühendis sayıyoruz; “biz geldik” mealinde bir şeyler söyledik. Başkan, “tamam, personel dairesine gidin, gerekli işlemleri tamamlayın” dedi. Ebette gururumuz okşandı.
[Devamı]
Orta Vadeli Program ne söylüyor, biz ne anlamalıyız?
08 Eylül 2024
Dezenflasyon sürecini yeterince desteklemediği için eleştiri konusu olan kamu maliyesinin 2025 ve sonrasında nasıl şekilleneceği 5 Eylül’de yayınlanan Orta Vadeli Programla (OVP) açıklandı.
[Devamı]
OVP: Hedefler ve gerçekler
07 Eylül 2024
Uzunca bir süredir hükümetin yürüttüğü makro-finansal dengelenme programının tek ayaklı—para politikası ağırlıklı—gittiğini ve bu programın sağlıklı işlemesi için mali ve yapısal konularda hükümetin mutlaka sürece destek vermesi gerektiğini iletiyordum. Bu çerçevede hükümetin sunacağı en önemli yol haritası 2025-27 yıllarında izlenecek Orta Vadeli Program olarak karşımıza çıkıyor.
[Devamı]
Her an görülecek bir yerde asılı olması gereken bir grafik
06 Eylül 2024
Eylül 2021’de başlayıp Şubat 2023’te biten faiz indirim süreci enflasyonu patlattı. Ne yazık ki Ağustos aylık enflasyonu da yüksek: 2003’ten bu yana en yüksek ikinci ağustos enflasyonu. Enflasyonu patlatmak çok kolay, düşürmekse zor.
[Devamı]
İkinci çeyrekte ekonomimiz yerinde saydı
04 Eylül 2024
Önemli verilerin açıklandığı bir hafta yaşıyoruz. Pazartesi günü ikinci çeyreğe ilişin büyüme verisi açıklandı. Salı ise Ağustos ayı enflasyonunu öğreneceğiz. İTO’nun daha önce açıkladığı İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi’nin aylık artışı yüzde 1,7’de kaldı. ‘Kaldı’ sözcüğüne takılmayın lütfen; o da dünya genelinde bakıldığında oldukça yüksek –yüzde 22,8 yıllık enflasyon anlamına geliyor. Ama işin olumlu tarafını görmemek olmaz. Sonuçta, Merkez Bankası üçüncü çeyrekte aylık enflasyonların yüzde 2,5, dördüncü çeyrekte ise yüzde 1,5 civarına düşmesini istiyor. Bu çerçevede bakıldığında yüzde 1,7 hiç fena değil. Bakalım Ağustos TÜİK enflasyonunu da İTO endeksi ile ölçülen enflasyon gibi yorumlamak mümkün olacak mı?
[Devamı]
Ekonomi yönetimi nasıl güven tazeler?
24 Ağustos 2024
Uzunca bir süredir, ekonomi yönetiminde yer alan çeşitli kurumlar tarafından sıkça yalanlama/düzeltme mesajları yayımlandığını görüyoruz. Bu açıklamaların devam ediyor olmasını, kamuoyu nezdinde güven sorunun bir türlü çözülememesine bağlıyorum. Son haftalarda döviz mevduat hesapları ile kur üzerinde stresin artması ve sermaye çıkışlarının gözlemlenmesi de bu konuya olumsuz yönde katkı sağlıyor.
[Devamı]
Stagflasyon
23 Ağustos 2024
Son zamanlarda Türkiye’nin stagflasyonda olup olmadığı tartışılıyor. Şimdi değilse bile “stagflasyon yakın mı” sorusu gündeme geliyor. Stagflasyon İngilizce kökenli bir sözcük. Durgunluk ile enflasyonun birlikte yaşanması anlamına geliyor. Elli yıl önce geliştirilen ve uzun ömürlü olmayan ‘makroekonomik dengesizlikler’ yazınında anlamı farklıydı. Zaten o modeller ‘sabit fiyat’ modelleriydi; enflasyon yoktu. Kapitalistler optimum kararlarını gerçekleştirebilirken işçiler hem işgücü piyasasında hem mal piyasasında yayınlanıyorlardı. Yani, şirketler satmak istedikleri malları satabilirken ve çalıştırmak istedikleri sayıda işçi bulabilirken; işsizlik ile mal talep fazlası aynı anda oluyordu. Neyse bunu bırakıp, fiyatların sabit olmak bir tarafa uçtuğu günümüze döneyim.
[Devamı]