Havada bir iş başarmanın coşkusu yoksa olmaz
30 Ekim 2018
Bugün Cumhuriyetimizin kuruluşunun 95inci yılı. Buyurun 2023’e 5 kaldı. Hesapta 2023 hedeflerine doğru koşuyor olacaktık bugünlerde. Onun yerine Cumhuriyet tarihinin en derin ekonomik krizlerinden birini yaşıyoruz. Halen ne yapmayı planladığımızda meçhul doğrusu. Ama asıl ortadaki bu derin coşku eksikliği beni endişelendiriyor. Büyük hedefler olmayınca, o hedefler etrafında duyulması gereken heyecan da olmuyor. 21inci yüzyılda, bir havaalanı inşaatı ile coşku eksikliği giderilemiyor.
[Devamı]
Endonezya’da 3 tane, Türkiye’de daha yok.
26 Ekim 2018
Bu haftaya “benim dikkatimi doğrusu Endonezya çekti” diye başlamıştım. Oradan devam edeyim. Bilin bakalım, Endonezya’da üç tane olup, Türkiye’de daha hiç olmayan nedir? El cevap: Unicorn (tekboynuz)’dur.
[Devamı]
Benim dikkatimi doğrusu Endonezya çekti
23 Ekim 2018
Doğrusu ben artık pek sıkıldım. “Kediye kedi dememek” ve ciddi bir tedbir almamak için düzenlenen panayır gösterileri kabak tadı verdi artık. Burada “kedi” diyorum ya, aslında aklımda hadisenin Can Yücel versiyonu var. Onu da söyleyeyim. Kriz başlayınca, krize yönelik tedbir alınır, mavra yapılmaz.
[Devamı]
Ticaret savaşları çağında, Kuşak ve Yol Girişimi’ne nasıl bakalım?
19 Ekim 2018
Önce Kuşak ve Yol Girişimi (Belt and Road Initiative-BRI) konusunda aklımdaki iki soruyu sorup kısaca cevaplayayım, sonra da anlatayım. Birinci soru açıktır: “İçinde bulunduğumuz ticaret savaşları çağında, 2015’te Çin Devlet Başkanı Şi Cinping tarafında ortaya atılan Kuşak ve Yol Girişimi (Belt and Road Initiative) hala geçerliliğini korumakta mıdır?” El cevap: Evet. İkinci soru: “BRI salt bir lojistik projesi midir?” El cevap: Hayır. Üçüncü soru: “Türkiye’nin bir BRI stratejisi var mıdır?” El cevap: Hayır, yoktur.
[Devamı]
Bizim buradan olsa olsa yeni “sütlü Nuriye”ler çıkar
16 Ekim 2018
Memleket bu aralar “enflasyonla topyekûn mücadele” halinde. Belediye zabıtası görev başında, “Herkes satış fiyatlarında yüzde 10 indirim yapacak, yap!” askeri disiplini içinde mücadelemiz sürüyor. Dükkan kapılarına afiş filan da yapıştırıyoruz. Hiç değilse, bu derin durgunluk hali içinde, azıcık bir canlılık olur. Gerçi kâğıt, ithal malı olduğu ve lira, dolar karşısında yerlerde süründüğü için pek pahalı ama olsun. Yine de fena olmaz. Hem bir şey yapıyormuş gibi yapmış oluruz, iyi gider. Peki, bu nedenle enflasyon düşer mi? Komik olmayın, elbette hayır. Üretici fiyatlarındaki yüzde 40’ı aşkın artış, tüketici fiyatlarına yansıtılmaz mı? Ne münasebet. Ne olur? Yeni yeni “sütlü Nuriyeler çıkar. Sizi bilmem ama bu “enflasyonla topyekûn mücadele” geyiği bana 12 Eylül karanlıklarını hatırlatıyor
[Devamı]
Hayabusa2, Mascot’u, 4 Ekim’de Ryugu’ya indirdi
09 Ekim 2018
Her geçen gün 1990’ları bugünlere daha çok benzetiyorum doğrusu. Aynı dağınıklık, aynı hercailik, aynı bir noktaya bir türlü odaklanamama. 1990’larda da ekonominin işleyişine dair çok fazla hurafe dolaşırdı etrafta. Ortada olup bitenin ne olduğunu anlayamayınca, panik, bizim türümüzü hurafelerin peşine takar. Malum bizim türümüz, Yuval Noah Harari’nin pek güzel anlattığı gibi, hikaye anlatmayı seven bir türdür.
[Devamı]
Türk lirası artık kurtulmuş sayılır mı?
01 Ekim 2018
Geçenlerde televizyonlardan birinde patetik bir haber vardı. Muhabir “Türk lirası Amerikan doları karşısında hızla değer kazanıyor. Peki lira, dolar karşısında değer kaybederken, fırlayan fiyatlar geri geliyor mu?” diye soruyor ve liradaki bu kısmi toparlanmanın hayat pahalılığı açısından bir ferahlamaya yol açıp açmadığını soruşturuyordu. Oradan aklımda kaldı. Öyle başlayayım. Türk Lirası ve Ayşe teyze artık kurtulmuş sayılır mı? El cevap: Hayır. Gelin bakın anlatayım neden.
[Devamı]
Ali Rıza Amca yine derin bir merak içindeydi
24 Eylül 2018
20 Eylül Perşembe günü gazetelerin ilk sayfasında memlekette zinhar kriz olmadığına dair resmi açıklama yer alırken, spor sayfalarında görülen hava bir başkaydı doğrusu. Akşama UEFA Avrupa Lig’inden takımlarımızın maçları vardı. O sabah, Ali Rıza Amca, Beşiktaş’ın maçı hangi kanalda yayınlanır diye yine derin bir merak içindeydi. Ortada bir gariplik vardı. Bir süredir izlemek istediği futbol karşılaşmalarının hangi kanalda yayınlanacağını ancak yayın saatinden birkaç saat önce öğrenebiliyordu. Bugüne kadar hiç olmayan bir şey oluyordu. Ortada normal olmayan bir iş olmalıydı. Acaba bu neyin alametiydi? Bitmeyen kur intibakı krizinin elbette. Gelin anlatayım.
[Devamı]
Para bol bulamaç olunca, yatırımcı ne yapar?
17 Eylül 2018
Her şey bundan 10 yıl önce başladı. Türkiye kendini, kendi planlamadığı, kendisinin yönetmediği, dinamiklerini anlamakta bugün bile zorlandığı bir iktisadi sürecin içinde buldu. Şimdi içinde bulunduğumuz sıkıntının tohumları bundan 10 yıl önce atıldı. Doğrusu ya, o gün olup bitenlerin bugünlere yol açabileceğini daha düşünmüyorduk. Dert başka bir yerdeydi. Küresel ekonominin bileşik kaplar gibi işlediğini pek güzel gördük. Vaşington’da Amerikan ekonomisi ile ilgili olarak alınan kararlar, bugün Türkiye ve Arjantin ekonomilerindeki riskleri biriktirdi. Gelin bakın nasıl oldu?
[Devamı]
Bütün bu işin Türkiye’nin ihracatına bir faydası olur mu?
10 Eylül 2018
Türkiye dünyanın en büyük 17inci ekonomisi ama dünyanın en büyük 32inci mal ihracatçısı. 2017 yılı itibariyle şimdilik durum böyle. 2016’da da 30uncu filandık. Nedir? Türkiye ihracat yapmayı bilmiyor. Doğrusu ya, ben bunun önemli bir mesele olduğunu düşünüyorum. Bugün müsaadenizle bu konuya bir giriş yapayım. Hazır Türkiye’nin temel ihracat pazarı olan Avrupa Birliği ekonomileri toparlanırken, lira, dolar ve Euro karşısında tir tir titrerken, bu durumun ihracatımıza kısa vadede somut bir faydası olabilir mi diye bir bakalım. Türkiye içinde bulunduğu krizi bir fırsata çevirebilir mi? Doğrusu ya, ben emin değilim. Önce bu haftayı görmek istiyorum. Gelin anlatayım.
[Devamı]