Arşiv

  • Mayıs 2024 (1)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Gelelim sevilen iktisatçılar bahsine

    Güven Sak, Dr.30 Mayıs 2009 - Okunma Sayısı: 1075

    Bir süre önce "kimse iktisatçıları sevmiyor" diye başlamıştık ama iki yazıdan sonra lafı bir yere bağlamadan bırakmıştık. Müsaadenizle bugün vazifemizi yerine getirelim. İlk önce işe Andres Velasco ile başlayalım. İşte size başarılı ve de ülkesinde sevilen bir iktisatçı. Ama merak etmeyin, geçen yıl en nefret edilenler listesinde birinciliğe güreşirdi. Bu neyi gösterir? Herkesin bilmediği konularda çok konuştuğunu olsa olsa. Şili'de de öyle, burada da öyle. Andres Velasco bu hafta Wall Street Journal'ın orta sayfasındaydı. Bu aralar herkes onu çok seviyor. Bir iktisatçı için bu aralar bulunmaz bir nimet. Bakın Moody's, Şili'nin kredi değerliliği notunu daha yeni yükseltti. Herkes aşağı doğru giderken herkes "ABD'nin notu ne zaman aşağıya doğru revize edilecek?" diye merak ederken Moody's bugünlerde Şili devlet iç borçlanma senetlerine (DİBS) yatırım yapılabileceğini açıkladı ve Şili'nin notunu yükseltti. Hem de bunu Şili'nin sosyalist hükümetinin tam da iç talebi canlandırmak ve ülkenin üretim kapasitesini korumak için bir dizi kamu harcaması artışını 4 milyar dolar tutarında bir ekonomik paket açıkladığı günlerde yaptı. Boru değil, Şili hükümeti bu günlerde kişi başına 70 dolar tutarında "harcama çeki" dağıtma kararını açıkladı. (Evet, evet bildiğimiz harcama çeki, iç pazarı canlandırmanın önemi üzerinde çalışıyor Şili.) Şili Merkez Bankası aynı günlerde faiz oranını biraz daha aşağı çekti. Latin Amerika'da hakikaten bir şeyler oluyor. Çok alametler belirdi. Dünya artık o bildiğimiz dünya değil. Bütün bu gelişmelerin elbette bir siyasi sonucu da oldu. 2006'da göreve gelen Başkan Michelle Bachelet'ye destek oranı krizin başladığı Ağustos 2008'den beri azalmadı, tam 25 puan yükseldi. Bachelet ilk kadın Şili devlet başkanı olarak seçildiğinde oyların yüzde 53.5'ini almıştı. Şimdilerde destek tutarı yüzde 67'lerde dolaşıyor. Arada yüzde 40'ları görmüştü. Tüm bunlar başına Andres Velasco sayesinde geldi. O kadar öyle geldi ki, düne kadar Velasco politikalarını eleştiren Senatör Eduardo Frei, herhalde onun sayesinde gelecek yıl birleşik solun adayı olarak Şili devlet başkanı olabilecek. Hayat işte böyledir. Ağzı olan konuşur. Konuşur da konuşur. Andres Velasco Şili Maliye Bakanı. İktisatçılar ise onu bu toprakların yetiştirdiği bir başka değerli iktisatçı, Dani Rodrik ile birlikte çalıştığı Harvard Kennedy Kamu İdaresi Okulu'ndan tanırlar. Hatta halen anılarımızda büyük bir iktisat şöleni olarak yaşayan ODTÜ İktisat Kongresi'nden de bilirler. (Hadi ama bu konuda bir şey yapalım. Bu kongreyi yeniden başlatalım.) Velasco, 1960 Santiago doğumlu. Allende darbesinden sonra ailesi ile birlikte 16 yaşında ülkesinden ayrılmak zorunda kalmış. Ağustos 1976'da önce bir avukat ve darbe karşıtı olan babasının kaçırıldığını duymuş okuldaki futbol maçından eve geldiğinde. O vakitler öyle zamanlarmış. Sonra Venezüella elçiliğine sığınan babasının, Venezüella'ya ait bir uçakla ülke dışına çıktığını öğrenmiş. Daha sonra aile ABD'de buluşmuş. 2007'de Monocle dergisine bunları da anlatıyor Velasco. Ama ülkesinden hiç kopmamış. Bu arada Yale ve Columbia üniversitelerinde okumuş. İlk olarak 1988'de "Cunta artık gitsin mi" referandumunda gözlemci olmak için geri dönmüş. Darbeciler referandum yaparken, muhalefet de oyları saymak için bir sistem kurmuş o vakit. Sonra ülkenin iktisat politikası tartışmalarında hep yer almış. Gazetelerde yazmış. Monocle dergisindeki röportajda üzerinde tişört ve de şortlaymış ve de kucağında yeni doğmuş çocuğu varmış. Velasco iyi bir makro iktisatçı olarak üzerine düşeni yapmış aslında. 2006'da işler iyi giderken, Şili için önemli bir yabancı para girdisi olan bakır fiyatları yüksek seyrederken gelen parayı hükümete harcatmamış. Kara günler için bir fon kurdurtmuş. Şili 2006'dan beri bütçe fazlası vererek, para biriktirmiş. Biriken kaynak bu günlerde milli gelirin yüzde 30'una erişmiş durumda. Şimdi Şili hükümeti, Şili milletinin olanı Şili halkına dağıtıyor. Neden? Çünkü zaman öyle gerektiriyor. İç talep her yerde ve her zaman önem taşıyor. Sosyal riskleri arada bir azaltmak gerekiyor. Dün bakırdan gelen paraları bolca harcatmadığı için Velasco'ya kızanlar şimdi ona şükrediyorlar. İyi bir makro iktisatçı, La Fontaine'nin çalışkan karınca ile tembel ağustosböceği hikâyesini hemen tanır ve de anlar. İşler iyi giderken gelenin tamamını değil, bir bölümünü harcamak gerekir. Ortalama gelirinizi aştığını düşündüğünüz cari geliri biriktirmek gereklidir. Nitekim Velasco'nun yaptığı tam da budur. Bakın nasıl anlatıyor? "En iyi uzmanları topladım. Uzun vadede ortalama bakır fiyatının ne olabileceğini sordum. Yarım kilosu 1.21 dediler. O zaman bakır fiyatı 3.5 dolar civarındaydı. 1.21'in üzerini bir fona aktaran bir düzenleme hazırladık. 1.21'in üzerini harcatmadım." Şili'de böyle oldu. Peki Türkiye'de nasıl oldu? Türkiye'de yavaşlama eğiliminin başladığı 2006 yılından itibaren biz de benzer biçimde cephanemizi bu günler için hazırlayabilirdik. Ancak bizde durum öyle olmadı. Faiz dışı bütçe fazlası her geçen sene giderek aşağıya doğru indi. Şekilde bunu net olarak görebilirsiniz. Çünkü biz, 2007'de iki seçim yaşadık. 2008'de siyasi belirsizliklerle uğraştık. 2009'da genel seçim şiddetinde geçen yerel seçimler vardı. Kriz kapımıza geldi çattı ama kamunun bugün elini oldukça rahatlatacak o müreffeh günlerden geriye hiçbir şey kalmadı. Şimdi krize karşı mücadele etmek için, elimizdeki tek şey gelecekteki gelirlerimizden kullanmak. Bunu sağlama alacak orta vadeli bir mali perspektifi ve kuralı ise hâlâ ortaya inandırıcı biçimde koyabilmiş değiliz. Ağustosböceklerine duyurulur.

    Bu yazı 30.05.2009 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

     

    Etiketler:
    Yazdır