Arşiv

  • Mayıs 2024 (2)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Harcama çeki zamanında işe yaramış gözüküyor

    Güven Sak, Dr.22 Ekim 2009 - Okunma Sayısı: 1039

    Yok canım burada değil orada. TEPAV, Türkiye için bu yılın başında, harcama çeki önerisini gündeme getirdiğinde hükümetimiz pek oralı olmamıştı. Hatırlayın lütfen, "canım zaten onlar işe yaramıyor" gibi, "yerim dar, yenim dar" kabilinden yanıtlar hemen yetiştirilmişti. Halbuki işi ciddiye alan, kendi ülkelerindeki küçülmeyi sınırlandırmaya çalışan ülkelerde bu tür tedbirler o dönemde denendi. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) bu sürekli denemeler çağında, iktisat politikası aktivizmi açısından en hareketli ülkelerden biriydi. ABD'de 2008 krizi tedbirleri arasında ilk sırayı alanlardan biri de hanehalkına doğrudan tüketim desteği dağıtılmasıydı. Benzer bir tedbir aynı zamanda örneğin Şili'de de uygulamaya konulmuştu. Bakın şimdi ABD deneyimi ile ilgili akademik raporlar gündeme gelmeye başladı. Elâlem tedbiri uygulamaya koymakla kalmadı, bakın sonuçlarını da değerlendirmeye başladı. Sinirlenmezseniz, bizim buralarda pek ciddiye alınmayan bu tedbirin iktisadi etkilerine bir bakalım. Merak edenleri aşağıya bekleriz efendim. Türkiye'nin son derece kısır iktisadi gündeminden başınızı kaldırmak belki de iyi gelebilir. Claudia R. Sahm, Matthew D. Shapiro ve Joel B. Slemrod'un Ekim 2009 tarihli çalışması National Bureau of Economic Research tarafından yayımlandı. Çalışmanın başlığı "2008 Vergi İadesine Hanehalkı Tepkisi: Anket Sonuçları ve Etkiler" (Household Response to the 2008 Tax Rebate: Survey Evidence and Aggregate Implications). Amerikan hükümeti Nisan 2008 sonlarından başlayarak gelişmekte olan iktisadi krize müdahale etmeye başladı. Biz o sıralarda büyüyen fırtınayı faltaşı gibi açılmış gözlerle seyrediyor ve de krizin bizi teğet geçmesini bekliyorduk. Hatırlayın "gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkelerin bu krizde birbirinden ayrışabileceği"ni iddia edenler bile vardı etrafta. Nisan 2008 sonundan başlayarak ABD hükümeti 96 milyar doları harcama çeki biçiminde dağıtmak üzere faaliyete geçti. Doğrusu ya hızlı da davrandılar. Harcama çekleri vergi borçları ile birebir bağlantılı olmamakla birlikte, o vakit, vergi iadesi olarak adlandırıldı. Vergi mükellefi hanelere ya da bireylere birer çek gönderildi. Bireylere gönderilen çekler 300 ila 600 dolar tutarındaydı. Evlilere ise 600 ila 1200 dolar tutarındaydı. Harcama çeki almaya hak kazananlar ya vergi mükellefiydi ya da en azından 3000 dolarlık 2008 yılı gelirine sahiptiler. İşte yapılan çalışmanın amacı bu harcama çeklerinin tüketici harcamaları üzerindeki etkisini belirlemekti. Bu amaçla destek alanlara birer anket gönderildi ve işte çalışma bu anket sonuçlarından türetildi. Dolayısıyla merak ettiğimiz soruların cevabı bu anketten çıktı. Çalışmayı okuyunca, ilk tespit şudur: 96 milyar dolar, 120 milyon kişiye, harcama çeki biçiminde, Mayıs ve Haziran 2008'de dağıtılabilmiştir. İdare, kime ne kadar para dağıtacağına hemen karar verebilmiş ve dağıtımı son derece etkin bir biçimde yapabilmiştir. Bu altı çizilmesi gereken ilk tespittir. Yapabilmek kendi başına önemlidir. Gelelim ikinci tespite, harcama çekleri, tüketim harcamaları üzerinde, kısa vadede göz ardı edilemeyecek bir etki yaratmıştır. Bir iki aylık bir sürede harcama çeklerinin beşte biri doğrudan tüketime dönüşmüştür. Kredi kartı borçlarını kapatarak yeniden harcama kapasitesi yaratanları da dikkate alırsanız, dağıtılan tutarın üçte birinin 2008 yılı içinde tüketim harcamasına dönüştüğünü görebilmek mümkün olmaktadır. Araştırmacılara göre harcama çeklerinin tüketim harcamaları üzerinde ihmal edilemeyecek bir etkisi olmuştur. Tüketim harcamalarında gözlemlenen çöküş bu tedbir dikkate alınarak analiz edilmelidir. Buradan Türkiye ile ilgili bir üçüncü tespitte bulunabilmek mümkündür. Zamanında harcama çeki bir yöntem olarak denenmiş olsaydı, başka tedbirlerle birlikte ekonominin küçülme eğilimini sınırlandırabilmek mümkün olabilirdi. Peki, hangi şartla, büyük bir hızla ödemeyi yapabilmek şartıyla elbette. Dolayısıyla kime nasıl ulaşabileceğiniz hakkında bir fikriniz yoksa, böyle bir tedbiri uygulayabilmek son derece problemli olacaktı. Bunu da herhalde analize bir biçimde dahil etmekte fayda var. Tarihi başa sarmak elbette mümkün değil. Kaçan fırsatın kazası olmaz. Aynı nehirde iki kere yıkanılmaz. Şimdilerde yeni şeyler düşünmek gerekiyor. Bekleyin lütfen

    Bu yazı 22.10.2009 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır