Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Elektrikte fiyat indiriminden neden vazgeçildi

    Güven Sak, Dr.03 Temmuz 2010 - Okunma Sayısı: 1029

    Geçen hafta pek eğlenceliydi. Elektrik fiyatları önce bir indirildi. Sonra ertesi gün fiyat indirimi geri çekildi. Sonra da elektrik fiyatları zamlandı. Enerji Bakanımız, "Sanırım süreç ihmal edildi" dedi, gazetelere göre. Sizce ne oldu? Siz de hemen "Bu ne laubalilik" mi dediniz? Doğrusu ya ben önce öyle dedim. Ama sonra merak edip bir baktım. Şimdi öyle düşünmüyorum. Gelin bakın nasıl düşünüyorum? Merak edenleri aşağıya beklerim efendim. Önce aklımdakini hemen bir söyleyeyim: Elektrikte fiyat indiriminin geri çekilmesi hayırlı bir gelişmedir. Bu yıl, Allah'ın izniyle başlayacağımız, nasıl uygulanacağını bilmediğimiz bir biçimde başlayacağımız kurallı Maliye politikası süreci için hayırlı bir haberdir. Evet, bu şerden doğan bir hayır olmuştur. Başlangıçta bir hata yapılmış, sonra o hata hemen düzeltilmiştir. Ama sonuçta hayırlı olmuştur. Seçime doğru yol almakta olan bir hükümetin, önce bir indirim yapıp sonra da fiyat artırımına gitmesi, mesela benim aklımda 'dümende biri var' fikrinin yerleşmesine yardımcı olmuştur. Evet, mali kural için kurumsal altyapı daha tam gelişmiş değildir. Sistemin nasıl işleyeceği belli değildir. Ama bakın ortada galiba işi kontrol etmeye niyetli bir koordinatör vardır. Bu kadar komedinin içinde, niyetli biri iyidir. Bu durumda, yapılması gereken ortadaki iyi niyetin altının kalın kalın çizilmesidir. Gelin bugün öyle yapayım. Elektrik fiyatları hakikaten indirilmiş olsaydı yazacaklarımın tam tersini yazmaya başlayayım. Elektrik fiyatları hakikaten indirilmiş olsaydı; bu, son derece trajikomik olacaktı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) daha yeni elektrikle ilgili kamu iktisadi teşebbüslerinin (KİT) alacaklarını tahkim etmek üzere, bir yasa tasarısı getirmiş olan hükümetin kurallı Maliye politikası konusunda samimiyeti hiç tartışmasız sorgulanacaktı. Artık temizlenmek için, kliniğe yerleşen alkoliğin, hastane odasındaki dolabına içki şişelerini dizmeye başlaması gibi olacaktı. En azından benim için öyle olacaktı. Ne kadar bozulduğumu da muhtemelen yazacaktım. Siz de ileride, "Biliyordun da neden söylemedin" denmesinden korkar mısınız? Ben korkarım. Şimdi bari o gün muhtemelen yapacağımın tam tersini yapayım ve hatadan dönmenin bir erdem olduğunu yüksek sesle dile getireyim. İşte bu yazı, o yazıdır efendim. Türkiye'nin geçmiş dönemden kalan, bu hükümetin geçmiş döneminden kalan, temel meselelerinden birini enerji sektöründeki KİT'lerde biriktirilen mali riskler oluşturmaktadır. Dünya petrol fiyatlarındaki değişmelere dayalı olarak, teknik olarak zamanında yapılması gereken fiyat ayarlamalarının, siyasi nedenlerle yapılmaması, enerji sektöründeki KİT'lerin mali yapılarını önemli ölçüde bozmuştur. Bu, dünün gerçeğidir. Kurallı maliye politikasına geçmeden önce hükümetin düzeltmeye çalıştığı alanlardan birini de bu mesele oluşturmaktadır. Dünün KİT zamlarının nedeni de evvelki günün zamanında yapılmayan KİT fiyat ayarlamalarıdır. KİT'lerin bozulan mali yapılarını iyileştirmeye yönelik olarak 'Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Bir Kısım Borç ve Alacaklarının Düzenlenmesine Dair Kanun Tasarısı' daha yakınlarda TBMM'ye sunulmuştur. İlgili komisyonda görüşmeleri devam eden tasarı ile enerji alanında faaliyet gösteren Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ), Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ), Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ), Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt AŞ (TETAŞ) ile Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ) arasındaki borç ve alacakların, herhangi bir faiz ve gecikme zammı uygulanmaksızın takas ve mahsup suretiyle tasfiye edilmesi ve oluşan bakiyenin TEDAŞ bilançosunda muhasebeleştirilmesi hedeflenmektedir. Konuyla ilgili bir değerlendirme, TEPAV'ın, artık gelenekselleşen 'Mali İzleme Raporu'nun son sayısında zaten bulunmaktadır. İyi ki o vardır. Bu durumda yapılması gereken ilk tespit herhalde şudur: BOTAŞ gibi kurumların ertelenen borçları bulunmaktadır, bunların bir bölümü artık hiç ödenmeyecektir. Halbuki ilgili kuruluşlar bu alacakları karşılığında teslim etmeleri gerekeni zaten teslim etmişlerdir. Maliyete katlanmışlardır, şimdi paralarını alamamaktadırlar. Özel olsalar batarlardı ama ürettikleri malın niteliği gereği şimdi fiyat artırarak, dünün yanlışlarını hepimize ödetebilme lüksleri vardır. KİT olmak böyle bir şeydir. Ortada elbette rahatlıkla eleştirilebilecek, sakil bir durum vardır. Büyük bir olasılıkla, ödenmeyen alacakların karşılığında ortaya çıkan finansman ihtiyacını karşılamak için, teknik olarak yapılması gereken fiyat indirimi yapılamamaktadır. Yapılamadığı için herhalde otomatik fiyatlandırma mekanizması da işletilememektedir. Sistem, tamam bozulmaktadır. Ancak bu bozukluk bir nevi "dün yediğiniz hurmalar, bugün bir yerinizi tırmalar" prensibine dayanmaktadır. Dün elektrik ucuz satılmış, bütçede belediyelerin sokak aydınlatmaları gibi bazı kalemler için gereken kaynak ayrılmamıştır. Sonuçta olan tüketiciye ve sanayiciye olmaktadır. Bunların hepsi kötüdür. Ama BOTAŞ gibi enerji KİT'lerinin batağını bugün kontrol altına almamak da iyi olmayacaktır. Yarın için daha da kötü olacaktır. Bu ilk noktadır. Hükümetin, elektrik fiyatını indirdikten sonra zammı geri alıp, fiyatları artırması ortada bir koordinasyon problemi olduğuna elbette işaret etmektedir. Ama aynı zamanda alınan her kararın artık bir merkezi kontrol altında olduğunu da göstermektedir. Evet, vaziyet şık değildir. Hata olmadan düzeltilememiştir ama düzeltilmiştir işte. Hatayı düzeltmiş olmak iyidir. Ekonomik koordinasyonun gelişmekte olduğuna işaret etmektedir. Bu da kötü değildir ve de buyurun size günün ikinci tespitidir. Gelelim üçüncü tespite, yapılan indirimin geri alınması, hükümetin enerji KİT'lerindeki batağın geçmişini tahkimle düzeltirken, bataklığı tamamen kurutmaya da özel bir önem verdiğini göstermektedir. Alkoliğimiz hastaneye şişe şişe içkileri ile birlikte yatıyor değildir, bu illetten kurtulmaya sanki kararlıdır. Bu adım, bu çerçevede, mali kural uygulamasının kredibilite kazanması yolunda bir adım olmuştur. Ve iyidir. Şerden hayır çıkması herhalde böyle bir şeydir. Şimdi "canım, sen de seni bir nevi 'aman da bizim oğlan tay tay durdu' sevindirikliği içinde gördük" diyeceksiniz. Doğrudur. Ama her şeyin kontrolden çıktığı bir ortamda, düzgün olanı vurgulamamakta da vebal vardır. Elektrik fiyatlarındaki indirimin geri alınmış olması, teknik fiyatlama uygulamasına ve dahi bürokrasimizin teknik becerisine ilişkin soru işaretlerine yol açmış olmasına karşın, hayırlı bir gelişmedir. Ve öyle de karşılanmalıdır.

    Bu yazı 03.07.2010 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır