Arşiv

  • Mayıs 2024 (3)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Yine güven üzerine

    Fatih Özatay, Dr.05 Nisan 2009 - Okunma Sayısı: 1047

    Tüketici ve yatırımcı davranışlarının temel belirleyicilerinin başında ekonominin geleceğine duydukları güvenin geldiğini biliyoruz. Hem iktisat kuramı bunu söylüyor, hem de etrafımızda olan biten böyle olduğunu gösteriyor. Etrafımızda olan biteni daha 'kitabi' bir şekilde; bir takım teknik modeller yardımıyla incelediğimizde de aynı sonuç ortaya çıkıyor. Özel sektör yatırım harcamalarını önemli ölçüde etkiliyor güven. Tüketicilerde de böyle ortamlarda 'bekleyelim hele, bir görelim, sonra ona göre davranırız' davranışının çok yaygın olduğunu gösteriyor uygulamalı çalışmalar.

    Ekonomiye duyulan güveni ölçmek bu çerçevede büyük önem kazanıyor. Türkiye'ye yönelik olarak bu işlevi yerine getirmeye çalışan çeşitli endeksler var. Bunlar ekonomi basınınca yakından izleniyor ve değişikliklerinden okuyucular haberdar ediliyor. Söz konusu güven endekslerinden bir tanesi de Merkez Bankası'nca yayınlanan reel kesim güven endeksi. Bir parantez açmama izin verin: (Bu endeks 1987 aralık ayından bu yana var. Ancak 2007 yılında kapsamda bir değişiklik yapıldığı için eski gözlemlerle yenilerini karşılaştırmak sorunlu hale geldi. Merkez Bankası bu çok önemli endeksi eskisi ile karşılaştırılabilir halde de yayınlayamaz mı?)

    Türkiye açısından bakılınca eski krizlerden elde edilen ders şu: Ekonomiye duyulan güven kriz ortamlarında hızla azalıyor ve harcamaların kısılması yoluyla krizin derinleşmesinde önemli bir rol oynuyor. Ama tersi de doğru. Sorunların üzerine giden ciddi bir ekonomik program uygulanmaya başlanırsa, güvende toparlanma oldukça kısa sürede gerçekleşiyor. Grafik 1'de ocak 2000 ile aralık 2002 dönemi için reel kesim güven endeksinin hareketleri gösteriliyor. 100'ün üzerindeki değerler (yatay çizgi) güvenin arttığı, altındakiler de azaldığı anlamına geliyor. Hızla bozulma ve toparlanma açıkça görülebiliyor. Şüphesiz 'hız' göreli bir kavram; o dönemde 'hızlı toparlanma' 11-12 ay sürmüş. Endeksin son dönemlerdeki gelişimi güvenin yine hızla bozulduğunu ve yerlerde süründüğünü gösteriyor (Grafik 2).

    Şimdi soru şu: Ciddi bir ekonomik programı yürürlüğe koyarsak 2001'deki gibi güvende hızla iyileşme sağlayabilir miyiz? Kısmen evet, kısmen hayır. 'Kısmen hayır' çünkü; daha önce defalarca vurguladığım gibi, güvendeki azalmanın önemli nedenlerinden biri dışarıdan kaynaklanıyor. Bu dışsal unsur son zamanlarda olumlu yönde gelişiyor; ama  sürekliliğinden emin olamayız. 'Kısmen evet' çünkü; bizim yapacaklarımız da önemli.

    Grafik 1: Merkez Bankası Reel Kesim Güven Endeksi (2000 Ocak-2002 Aralık)
    Grafik 2: Merkez Bankası Reel Kesim Güven Endeksi (2007 Ocak-2009 Mart)

    Bu yazı 05.04.2009 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır