Arşiv

  • Mayıs 2024 (1)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    2010'da da büyümeme riski

    Fatih Özatay, Dr.16 Nisan 2009 - Okunma Sayısı: 885

    Çok gecikti falan ama sonuçta doğru yol bulundu. Makroekonomik göstergelere ilişkin tahminler yenilenerek daha gerçekçi bir tablo oluşturuldu. Seçimden önce yapıldığı gibi inat edilip tahminler değiştirilmeden bırakılsaydı ne olurdu? Açıklanan rakamlar yeteri kadar olumsuz. Ama bu inatçılık durumunda, "ne yaptıklarını biliyorlar mı" sorusu yaygınlaşıp yönetime duyulan güven iyice erozyona uğrayacağından, daha olumsuz rakamlar gerçekleşme olarak karşımıza çıkardı.

    Büyüme hızı eksi yüzde 3.6 olarak açıklandı, bütçe açığının gayrisafi milli hasılanın yüzde 5'i kadar olacağı belirtildi. Yüzde 3.6'lık küçülme tahminine paralel olarak cari işlemler açığının oldukça azalacağı ifade edildi. Açıklanan rakamlar içinde gerçekçi olmayanı işsizliğe ilişkindi. 2009 sonu için yüzde 13.5 düzeyinde bir işsizlik tahmini oldukça iyimser kalıyor.

    Hatırlarsanız daha önce TEPAV'da yaptığımız çalışmadan elde ettiğimiz tahminleri vermiştim 2009 için (rapora şu adresten ulaşılabilir: http://www.tepav.org.tr/tur/index.php). Buna göre her şey kendi haline bırakılırsa, yani önlem alınmazsa ve şubat sonundaki dışsal koşullar da yıl boyunca değişmeden kalırsa, ekonomi yüzde 5.5 oranında küçülüyordu. Ek önlemler alındığında, yani IMF ile anlaşıldığında, kredi garanti sistemi devreye sokulduğunda ve yurtiçinde üretilen mallara olan talebi artırmak amacıyla harcama eğilimi yüksek gruplara yardım edildiğinde bu tahmin daha az karamsar bir hal alıyor ve eksi yüzde 3.6 oluyordu.

    TEPAV tahminleri çerçevesinde bakıldığında, yetkililerin IMF ile anlaşılacağı ve kredi garanti sisteminin yürürlüğe koyulacağı hakkındaki açıklamaları da dikkate alındığında yüzde 3.6 küçülme tahmini gerçeğe uzak değil. İç talebi artırıcı önlemler ne ölçüde hayata geçirilecek bilemiyorum. Bütçe kısıtı nedeniyle bu cephede yetersiz tedbir alınırsa küçülme hızı şüphesiz daha yüksek olur. Bizim 'eylemsizlik' halinde tahmin ettiğimiz yüzde 5.5 ile açıklanan yüzde 3.6 arasında bir yerde seyreder.

    İç talebe ilişkin tedbirlerin bu aşamada belirsizliği bir tarafa bırakılırsa, büyüme hızı esas olarak kontrol edemeyeceğimiz iki unsur tarafından şekillenecek: Pazartesi günkü yazımda incelediğim bu iki unsur ihracatımızın ana belirleyicilerinin başında gelen dış talep (mal sattığımız ülkelerin büyüme hızı) ve küresel mali sistemdeki depremin sona erip ermeyeceği idi. Aynı nedenle 2010 büyüme hızı için yapılan tahmin (yüzde 3.3 büyüme) de iyimser kalabilir. Küresel mali sistemde İsveç'in 1990'nın ilk yarısında yaptıklarına, bizim ise 2001 krizinin hemen arkasından yaptıklarımıza benzer radikal uygulamalar henüz yok ortada. Reel sektörde toparlanma emareleri ise henüz görünmüyor.

    Bir önceki yılın üretim düzeyinin çok düşük olması, elbette içinde bulunulan yıl üretimde biraz kıpırdanma olsa bile büyüme hızını artırıyor. 'Baz etkisi ' olarak adlandırılan bu etki (100 araç üretirken 120 araca çıkarsam büyüme hızı yüzde 20 oluyor, oysa 50 araçtan 80 araca çıkarsam  büyüme hızı yüzde 60 oluyor) falan tamam da, söz konusu iki dışsal koşul olumlu yönde değişmezse 2010'da büyümeme riski bile olabilir. Ama bu risk şimdilik yüksek görünmüyor. Biraz daha veriye ihtiyaç var daha kesin konuşmak için.

    Bu yazı 16.04.2009 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır