Arşiv

  • Mayıs 2024 (1)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Bankalararası davranış farklılığı

    Fatih Özatay, Dr.07 Mayıs 2009 - Okunma Sayısı: 1184

    Küresel kriz ekonomimizi dört ayrı kanaldan etkiliyordu. Bunlardan bir tanesi de yurtiçindeki bankaların kredi musluklarını kısması şeklinde ortaya çıkıyordu. Bugün banka gruplarına göre kredi açma davranışına bakmak istiyorum.

    Elimizdeki son veriler 17 Nisan haftasına ait. Bankalar üç ayrı gruba ayrılıyor: Kamu, özel ve yabancı bankalar. Mevduat bankaları ile ilgiliyim. Yine verilerin kaynağında yapılan sınıflamaya göre yurtiçinde açılan krediler 'TL' ve 'döviz' cinsinden olmak üzere ikiye ayrılıyor. Bir de yurtdışında açılan krediler var. Ama bunun toplam krediler içindeki payı sadece yüzde 0.5.

    Dolayısıyla, sadece mevduat bankalarının yurtiçinde açtıkları kredilere bakıyorum. Zaman boyutunda ikili bir karşılaştırma yapıyorum: Birincisi, bu kredilerin tepe noktasına ulaştıkları tarihten 17 Nisan'a kadar gerçekleşen yüzde artışı (ya da azalışı) hesaplıyorum. İkincisi, 17 Nisan'ı bir de yılbaşına göre karşılaştırıyorum.TL cinsi krediler 3 Ekim 2008'de en yüksek değerlerine ulaşıyorlar. Buna karşın, yabancı para kredilerin zirveye ulaştıkları tarih 24 Ekim 2008. Tablo 1'de bu karşılaştırmalar yer alıyor. Tablonun son sütununda, kredi cinslerinin toplam krediler içindeki yüzde payları veriliyor. Böylelikle, herhangi bir kredi cinsindeki değişimin toplam kredi piyasası açısından önemi hakkında daha rahat bir fikir elde ediliyor. Tablo 2'de ise TL krediler ile döviz cinsi kredilerin toplamı için aynı karşılaştırma yapılıyor.

    Şimdi birkaç saptama: TL ve döviz cinsi kredilerin farklı olan zirve noktalarını tek bir tarih gibi düşünelim. Bu zirve değerlerin toplamı ile 17 Nisan'daki toplamı karşılaştırırsak, kredilerde yüzde 8.1 oranında azalma gerçekleştiğini görüyoruz. Bu enflasyondan arındırılmamış bir değer. Aradaki enflasyonu da dikkate alınca bu küçülme oranı yüzde 11.8 oluyor; az değil.

    Buraya kadar çok fazla yeni bir şey yok. Yeni saptama banka gruplarına bakınca ortaya çıkıyor: Kamu bankalarının tavrı diğer iki banka grubuna göre çok farklı. Kamu bankalarının kredilerinde artış var. Demek ki bu bankaların risk algılamaları farklı. Acaba bu farklılığın arakasındaki neden ne?2008 sonundan bu yana bakıldığında ise, yabancı sermayeli bankaların krizin ilk dönemine kıyasla biraz daha iyimserleştiklerini saptamak mümkün. Tabii ki bu iyimserleşme özel bankalara göre. Yoksa kamu bankalarına kıyasla hâlâ oldukça karamsarlar.

    Bu yazı 07.05.2009 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır