Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Son gelişmeler

    Fatih Özatay, Dr.12 Temmuz 2009 - Okunma Sayısı: 901

    Cuma günü haziran ayına ait kapasite kullanım oranları açıklandı. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla daha düşük bir kapasite kullanımına işaret ediyor açıklanan rakam. Bununla birlikte, bu orandaki düşüşte iyileşme olduğunu da belirtmek gerekiyor.Çeyrekler itibarıyla bakarsak, ortalama kapasite kullanım oranında bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla azalma, 2008'in son çeyreğinde 11.2 puan olmuş. Aynı değer, bu yılın birinci ve ikinci çeyreğinde ise sırasıyla 16.1 ve 12.2 puan olarak gerçekleşmiş. Haziran ayında ise, bu fark 9.6 puana gerilemiş durumda. Bu açıdan bakıldığında, bu oldukça olumsuz rakam bir olumluluk barındırıyor içinde.

    Mevcut durum böyle; peki, ilerisine yönelik açıklanan veri var mı? Özellikle bu kriz ortamında büyüme hızımızın ileride alacağı değere ilişkin önemli göstergelerden biri de ihracat. Dolayısıyla, sürekli izlenmesi gereken verilerden biri. Haziran ayında, bir yıl öncesinin aynı ayına kıyasla yüzde 33 oranında düşmüştü. Temmuz ayının ilk dokuz gününe ait geçici rakamlara göre de düşmeye devam ediyor: Bir yıl öncesinin aynı ayına göre yüzde 25'lik bir azalma var ihracatta.

    İleriye ilişkin ipuçları veren bir diğer önemli değişken yurtiçi kredi hacmi. Kredi cephesinde son aylarda gözlenen eğilimde bir farklılık yok: Tüketici kredileri yavaş yavaş artıyor. Temmuz ayının başındaki tüketici kredisi stoku yılbaşına göre yüzde 3.5 oranında daha yüksek. Aynı dönemde gerçekleşen enflasyon oranının bu değerden daha düşük olduğu dikkate alındığında, bu artış reel bir artışa karşı geliyor.

    Bu gelişme mayıs ayının başından itibaren gözleniyor. Banka grupları açısından bakıldığında ise, daha önce düştüğüm not temmuz başındaki veriler için de geçerli: Kredi artışı banka gruplarının hepsinde gözlenmiyor. Şöyle: Şubat başından bu yana kamu bankalarının açtıkları tüketici kredilerindeki hızlı artış sürüyor. Yılbaşına göre yüzde 11.2 oranında daha yüksek kamu bankalarının tüketici kredileri. Özel bankaların tüketici kredileri aynı dönemde yüzde 2.2 oranında düşmüş, yabancı sermayeli bankalarınki ise yüzde 1.3 oranında artmış. Kısacası reel artış sadece kamu bankalarından kaynaklanıyor.
    Kredi piyasasına bir bütün olarak bakıldığında ise, tüketici kredilerindeki eğilime benzer bir eğilim saptamak mümkün olmuyor: Evet, toplam kredilerin düşme eğilimi durdu, ama haftalardır yukarıya doğru bir hareketlenme de yok. Haziran sonu kredi stoku rakamını, yılbaşındaki kredi stoku ile karşılaştırınca, yüzde 2 oranında daha düşük bir değer ortaya çıkıyor. Öte yandan, tüketici kredilerindeki banka grupları arasındaki asimetrik gelişim, aynı şiddette olmasa da, burada da geçerli.

    Hem sorunlu olma potansiyeli taşıyan kredileri yeniden yapılandırarak geri dönmeyen kredi miktarının artması tehlikesini azaltmak, hem de yeni kredi açılmasına bir miktar da olsa destek vermek açısından önemli bir yasa geçti Meclisten: Kredi garanti sistemine yönelik mevcut ya da yeni kurulacak kurumlara Hazine desteği verilmesi haziran ortasında yasalaştı. Bu olanaktan küçük ve orta ölçekli şirketler yararlanacak. Ama yasalaşan kredi garanti sistemi 10 Temmuz itibarıyla uygulamaya henüz girmemişti bu yazı yazılırken.

    Küresel risk algılamasına gelince. 2007'nin başındaki çok düşük değerlerle karşılaştırıldığında daha yüksek bir düzeyde. Ancak, 2008'in ekim ayında çıktığı çok yüksek noktadan bu yana, ara sıra kesintiye de uğrasa, oldukça belirgin bir düşme eğilimi gösteriyor. Algılanan riski ölçen endeks 2007 başında 12 düzeyindeydi, 2008'in 27 ekiminde 80'e çıktı, şu sıralarda 30 düzeyinde geziniyor.

    Bu yazı 12.07.2009 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır