Arşiv

  • Mayıs 2024 (2)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Faiz düşüşü hayra alamet mi?

    Fatih Özatay, Dr.09 Ağustos 2009 - Okunma Sayısı: 990


    Faiz düşüşü hayra alamet mi?

    Liranın değerlenme eğilimine girmesinin, ya da faizlerin düşüyor olmasının arka planında sağlam bir ekonomi politikası çerçevesi olmadığını belirttim son yazımda. Küçülen ekonomimizin ve artan işsizliğin doğurduğu bir sonuçtu bu. Bir ölçüde de son günlerde artanküresel risk alma iştahının.

    Faizlerin düşüyor olmasının nedenlerinden biri olarak bankaların ve şirketlerin kredi piyasasındaki davranışlarını gösterdim. Bankalar bu ortamda riskleri artan şirketlere kredi açmaktansa, tekrar arzı artan Hazine tahvillerini satın almayı tercih ediyorlardı. Ek olarak kriz öncesi döneme kıyasla daha çok likit kalmak istiyorlardı. Gerçi bu ikincisi davranış biçimini, son günlerde olumlu esen rüzgarlar nedeniyle, krizin hararetli zamanlarındaki kadar yoğun biçimde görmüyoruz.

    Öte yandan üretimi azalan ve işçi çıkarmak zorunda kalan şirketlerin, iç ve dış talebin kıpırdama emaresi göstermediği bir ortamda borçlanmaları, özellikle de yatırım kredisi talep etmelerinin bir anlamı yoktu. Bu durumda hem kredi arzı hem de kredi talebi azalacaktı.

    Bu davranış biçimlerinden ortaya çıkan doğal sonuç, bankaların ellerindeki kaynakları giderek daha fazla miktarda Hazine tahvillerine yöneltmeleri. Bütçe açığı ve dolayısıyla Hazine'nin borçlanma gereksinimi artıkça, artan tahvil talebini karşılayacak tahvil arzı da oluşuyor.

    Ek olarak ileride daha düşük bir politika faizi beklentisi tahvil talebini şimdi artırıyor. Bu hareketlerin sonucunda Hazine tahvillerinin fiyatı artıyor, faizleri düşüyor. Grafikte banka mevduatlarının krediye dönüşüm oranı var. Küresel krizin giderek derinleştiği 2008'in sonbahar aylarına kadar bu oran artıyor: Bankalar topladıkları mevduatı giderek daha fazla krediye dönüştürüyorlar. Oysa ekim ortasından itibaren bu oran düşmeye başlıyor. Son aylarda düşüş hızında bir duralama var, ama sonuçta bu oran en üst düzeye ulaştığı döneme kıyasla 12 puan daha düşük.

    Bankaların tuttukları tahvillerin gelişimine bakınca da benzer bir saptama yapmak mümkün oluyor. En son mayıs ayına ait aylık veriler var. Gerçekten de ekim ayından itibaren toplam kaynaklarına oranla tahvillerin payı artıyor. Kredilerin payı ise hemen hemen aynı oranda düşüyor.

    Kısacası şu: Sonuca bakarken bu sonucun nasıl ortaya çıktığıyla da ilgilenmek gerekiyor. Özellikle faiz konusunda bu genel doğru daha bir geçerli. Faiz düşüşü sonucuna yol açan nedenler pek de sevimli değiller.
    Grafik 1: Mevduatın krediye dönüşme oranı: Ocak 2008-Temmuz 2009 (%)

    Bu yazı 09.08.2009 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

     

    Etiketler:
    Yazdır