Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Eğitimde kalite sorunu

    Fatih Özatay, Dr.17 Ağustos 2009 - Okunma Sayısı: 965

    İnsanlarımızın bilgi ve becerilerinin daha üst bir düzeye çıkmasının kişi başına gelir düzeyimizi ve büyüme hızımızı artıracak unsurların başında geldiğini ekonomi teorisi söylüyor bize. Elbette bugünden yarına olacak bir şey değil bu. Söz konusu olan uzun dönem.

    Kalite sıralamasında başlarda yer almayan vakıf üniversitelerini bir tarafa bırakalım ve ilk sıralarda yer alanlara bakalım. Son günlerde gazetelerimizin eğitim ile ilgili sayfalarında okumuşsunuzdur. Bu üniversitelerin herhangi birinin belli bir bölümüne burslu öğrenci olarak girilebilecek en düşük puanı alalım. Bir de bir burssuz öğrencinin bu bölüme girmek için sahip olması gereken puana bakalım. Arada büyük bir fark olduğunu göreceğiz.

    Bunun tam doğru olmadığı birkaç bölüm olabilir; ama büyük çoğunlukla doğru bu belirttiğim olgu. Sadece bu yıla özgü de değil. ÖSYM'nin internet sayfasında biraz dolaşarak bu bilgileri rahatlıkla bulabilirsiniz.

    Şimdi şu soruyu sorarsam, böyle de basit soru sorulur mu diyeceksiniz. Ama soruyorum: Bu önde gelen vakıf üniversiteleri, önde gelen devlet üniversiteleri gibi yüksek puan almış öğrenci çekebilecek düzeyde iseler, neden burssuz programlarına yüksek puan almış öğrencileri çekemiyorlar? Yanıtı elbette belli. Çünkü burssuz programlarda öğrenciler para ödeyerek okuyorlar. Çoğu velinin bu parayı verecek gücü yok.

    Bazı vakıf üniversitelerinin öğretim kadroları çok iyi. Uluslararası düzeyde önde gelen üniversitelerde doktora çalışmasını tamamlamış genç bilim insanlarını, devlet üniversitelerine kıyasla kadrolarına çok daha kolay katabiliyorlar. Ama bu üniversitelerde parayla okuyacak gücü olmayan öğrenciler, kalite sıralamasında çok arkadan gelen bazı devlet üniversitelerine kaydolmak zorunda kalıyorlar. Bu çok büyük bir israf Türkiye için.
    Oysa çözülebilecek bir sorun bu. Daha önce de üzerinde durdum. Mesela üzerinde düşünülebilecek bir çözüm biçimi şu olabilir. Bu öğrencilere öğrenim dönemini kapsayacak şekilde kredi açan, açılan bu kredileri mezuniyetten makul bir süre sonra, makul bir faizle ve taksitlerle geri alan bir sistem. Ticari bankalar eliyle de kurulabilir bu sistem.

    Sisteme katılacak bankaları özendirici bazı unsurlar tasarlanabilir. Hatta bankaların risk algılamasını azaltmak için, geri dönmemeleri durumunda bankalara açtıkları kredilerin bir kısmını ödeyen kredi garanti sistemi benzer bir sistem bile düşünülebilir. Ticari bankalar kredi açtıkları öğrencilerin iyi işler bulup borçlarını geri ödeyeceklerinden emin olmak için, daha iyi bölümlere sahip üniversitelerde okuyanlara daha uygun koşullarla kredi açabilirler. Bağımsız bir derecelendirme kuruluşu her bölüm için üniversiteleri sıralar. Ekonomide ilk 10 üniversite şu, sonraki 10 bu gibi. Kaç tane üniversiteniz olduğu, ya da çocuklarınızın ortalama kaç yıl eğitim aldığı gibi sayısal ölçütlerden çok daha önemlisi eğitimde kalite sorunu. VOX'un internet sayfasına 14 Ağustos tarihinde konulmuş bir araştırma sonucu var. Çalışma, Latin Amerika ülkelerinin önemli bir kısmında eğitim alan kişi sayısının çokluğuna ve bu eğitim süresinin uzunluğuna rağmen, neden bu ülkelerin büyüme performanslarının diğer ülkelere kıyasla düşük olduğunu sorguluyor.

    Bu önemli soruya verdiği yanıt şu: Okula gitme süresi ya da eğitim alan sayısı gibi sayısal ölçütlerin büyüme açısından olumlu bir anlam taşımaları için, bu eğitimin kavrama yeteneklerini artırması gerekiyor. Yani, sayılar tek başlarına önemli değiller, önemli olan kalite. Çalışma, bu sonuca ikna edici bazı yöntemler kullanarak ulaşıyor.

    Bir hatırlatma: OECD'nin Pisa test sonuçları vardı. Kriz öncesi yazılarımda değiniyordum. Türkiye ve Meksika gibi ülkeler sıralamada çok arkalarda yer alıyorlardı. Bir de meraklısına not: İlgilenenlerin sözünü ettiğim yazıya ulaşabilecekleri adres şöyle: Yazarları E. Hanushek ve L. Woessmann; http://www.voxeu.org/index.php?q=node/3869.

    Bu yazı 17.08.2009 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır