Arşiv

  • Mayıs 2024 (1)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Kritik veriler dönemi

    Fatih Özatay, Dr.15 Ekim 2009 - Okunma Sayısı: 998

     

    Ele alacak çok konu var; mesela enflasyon hedeflemesi rejimlerinin bundan sonra nasıl değişebilecekleri üzerinde durmak istiyorum. Özellikle hızlı kredi genişlemesine karşı IMF'nin son raporunda tartışmaya açtığı para politikasının olası tepkisi ne olmalı sorusu üzerinde söyleyeceklerim var. Merkez Bankası'nın 2004'te yaşadığı önemli bir deneyim var çünkü. Şu 'dış kaynak  büyüme' sorununu da tartışmak gerekiyor. Küresel kriz sonrasının koşulları 2001 sonrasından farklı; bu ortamda sadece mali disiplinle neden ekonomiye duyulan güven artırılamaz bahsine yeniden dönmek istiyorum.
    Ama öte yandan başladığım işi de bitirmek gerekiyor. Sanayi üretimindeki, iç kredi arzındaki ve biraz da ihracattaki son gelişmeleri incelemiştim son iki yazımda. Diğer konular
    daha zevkli elbette, ama son gelişmelere de değinmemek olmaz.  Bugün eylül ayına ait kapasite kullanım oranları ve ağustos ayı ödemeler dengesinden bazı ayrıntıları
    kısaca ele alacağım. Ama öncelikle ihracatla ilgili bir hatırlatma yapayım.
    Pazar yazımda ekim ayının ilk sekiz gününe ait ihracat rakamlarına göre ihracatta bir yıl öncesine kıyasla çok yüksek bir artış olduğunu söylemiştim. Ama geçen yılın aynı döneminde ramazan bayramı tatili olduğunu hatırlatarak, işgünü sayısındaki bu düşük düzeyin etkisi arındırıldıktan sonra bu artışın sürüp sürmeyeceğine bakmak gerektiğini belirtmiştim. İlk sekiz gündeki artış yüzde 133 düzeyindeydi. İlk on üç güne ait rakamlar ise artışın yüzde 40'a düştüğünü gösteriyor. Muhtemelen ayın ilerleyen günlerinde bu artış hızı daha da düşecek, ancak uzun bir aradan sonra ihracatın arttığının da altını çizmek gerekiyor. Gerçi 2008'in ekim ayı ihracat rakamı da bir yıl öncesine göre daha düşük düzeydeydi; bu artış o düşük düzeyin üzerine olacak. Olsun; bu da bir şeydir.
    Eylül ayına ait verilere göre imalat sanayimiz kurulu kapasitesinin yüzde 70'ini kullanmış. Bir yıl öncesine göre 9.7 puan daha düşük bir düzey bu. İki olumsuzluk taşıyor bu yeni veri. Birincisi, geçen yılın eylül ayındaki kapasite kullanım oranı da bir yıl öncesinin aynı dönemine göre daha düşük bir düzeydeydi (3.4 puan). Dolayısıyla 'düşük bir orana göre daha düşük' bir kapasite kullanım oranı söz konusu. Kapasite kullanım oranları tüm 2009 boyunca bir yıl öncesine göre daha düşük düzeylerde gerçekleşti. Ama aradaki fark mart ayından itibaren azalıyordu. Eylül ayında bu eğilim kırıldı; tekrar bir artış gerçekleşti. Bu da ikinci olumsuzluk. İhracat için yaptığım uyarı burada da söz konusu. 2009'un eylül ayındaki düşüklüğün bir kısmı ramazan bayramı nedeniyle daha az çalışılmasına bağlı olabilir.
    Bankalarımızın net dış kaynak kullanımları (net dış borçlanmaları) uzun bir aradan sonra haziran ayında artıya dönmüştü. Son iki ayın rakamları bankaların yine 'net dış kaynak aktaran' konumlarına geri döndüklerini gösteriyor. Benzeri bir gelişme şirketler kesimi için de söz konusu. Şirketlerimizin yurtdışına aktardıkları net kaynak miktarı oldukça dalgalı bir seyir izledikten sonra mayıs ayından itibaren azalmaya başlamıştı. Oysa ağustos ayında dışarıya aktarılan kaynak miktarı çok yüksek bir düzeyde gerçekleşti. Her ikisi de olumsuz bu gelişmelerin.   Elbette birkaç aylık verilerden yola çıkarak eğilim belirlenemez. Ama bu veriler toparlanmanın bundan sonra alacağı şekil açısından olumlu mesajlar vermiyor.
    Toparlanma olacak; ama hangi hızda olacağını kestirebilmek için daha çok veriye ihtiyaç var. Çoğu göstergenin 2008'de olumsuz yönde hareket ettiği aylara girdik. Bu aylara ait verilerin, 2008'in aynı aylarında aldıkları değerlere kıyasla belirgin bir iyileşme gösterip göstermeyecekleri kritik önemde.
    Bir de dilek: çalışma günü sayısından ve mevsimlik hareketlerinden arındırılmış verileri hesaplamak sonuçta çok kolay bir iş. TÜİK bunları ham (arındırılmamış) verilerle
    aynı zamanda yayınlarsa hepimizin işini kolaylaştıracak.

    Bu yazı 15.10.2009 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

     

    Etiketler:
    Yazdır