Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Erken seçim ne zaman?

    Fatih Özatay, Dr.01 Kasım 2009 - Okunma Sayısı: 1004

     

    Erken seçim yapılabileceğine ilişkin haberler artmaya başladı. Seçim tarihi ne olabilir? Elbette çok farklı boyutları olan bir soru bu. Sadece ekonomi açısından ele alacağım bu soruyu. Açıkçası çok zor bir soru.

    Şüphesiz ilk bakılacak gösterge işsizlik oranları olacak. Özellikle de tarım dışı işsizlik oranı. İşini kaybedip köyüne geri dönmüş birinin tarımda 'çalışıyor' görünmesi, herhalde seçim sandığına işini kaybetmemiş olduğu duruma kıyasla farklı yansıma potansiyeli taşıyacak.
    Genel ya da tarım dışı, hangisine bakarsak bakalım işsizlik oranlarının son bir yıl içinde önemli ölçüde arttığını biliyoruz. Son aylarda bir miktar iyileşme var gibi görünse de, açıklanan son rakamlar bir yıl öncesine göre genel işsizlik oranının 2.9 puan, tarım dışı işsizlik oranının ise 3.8 puan daha yüksek olduğunu gösteriyor. Şüphesiz seçimin tarihine karar verecekler açısından önümüzdeki dönemde işsizliğin nasıl bir seyir izleyeceği daha önemli.

    Resmi kaynaklara bakalım. Yenilerde açıklanan Orta Vadeli Program'da 2009 yılı işsizlik oranının yüzde 14.8 olacağı tahmini var. Diğer bir ifadeyle bir yıl öncesine kıyasla genel işsizlik oranının 3.8 puan daha yüksek olabileceğini söylüyor bize en son resmi belge. Dahası 2010'daki işsizlik oranının yüzde 14.6 ile bundan farklı olmayacağını belirtiyor. 2011 için ise ılımlı bir iyileşme öngörüsü var: Yüzde 14.2.

    Kısacası işsizlik rakamları seçimi öne almak açısından çok yardımcı değil. Ama normal zamanında seçim yapılması için de kuvvetli bir gerekçe sunmuyor: Öngörülen iyileşme pek dişe dokunur cinsten değil birincisi. İkincisi, o zamana kadar ne tür şoklar gerçekleşeceği belli olmaz. Şoklar kötü yönde gerçekleşir, mesela dünya ekonomilerinin toparlanma hızı çok yavaş olursa, öngörülen ılımlı iyileşme de olmayabilir.

    Olası işsizlik gelişmelerinden pek bir şey çıkaramadık. Gelin işin 'bahane' boyutuna bakalım. "Tamam, işsizlik arttı, üretim azaldı. Ama ne yapalım ki bu küresel bir sorun. Bizim bu gelişmede günahımız yok. Üstelik krizden en az etkilenen ülkeler arasındayız." Bahaneden kasıt bu. Bahanede yer alan yargıların ne derece doğru olduklarını, özellikle de şu 'az etkilenme' iddiasını bir tarafa bırakalım. Nasıl olsa istatistikler arası bir savaşa gebe bu konu; ileride bol bol okur, işitiriz.

    Daha önemlisi şu: Bu bahanenin bir raf ömrü olduğu aşikâr. Şimdi işsizlik 2011'de hala yüksekse bu bahane işe yaramaz. "Peki siz ne yaptınız?" diye sorarlar; dilin kemiği yok elbette, haksız da olmazlar ama. Uygun bir bahane açısından bakınca mümkün olduğu kadar erken bir seçim daha avantajlı gibi görünüyor. Ama salt bahaneye dayalı bir seçim propagandası da olmaz herhalde. Olsaydı demokrasi tarihine Türkiye'nin mümtaz bir katkısı olurdu.

    Üçüncü bir önemli değişken bütçe olanakları. Öyle ya, seçim öncesi adettendir; siyasi iktidarlar harcamaları artırırlar. Oysa şu andaki bütçe imkânları pek müsait değil harcamaları artırmaya. Şimdiden başlayarak en azından 2010'nun ilk yarısında bütçeyi biraz toparlarsak (biraz fiyat ayarlaması-biraz tepki çekmeyecek alanlarda vergi) manevra alanımızı artırabiliriz. Biraz sonra değineceğim nedenle yüzde 4 dolaylarında bir ekonomik büyüme olabilir 2010'da. Vergi gelirleri de biraz yükselir. 2010 sonlarında doğru bir miktar harcama yapacak duruma gelebiliriz.

    Bu bizi işin sanal boyutuna götürüyor: 2009'da üretim o kadar düşük oldu ki, üretimi etkileyen faktörlerde küçük bir iyileşme bile 2010'da 2009'a kıyasla daha çok üretim yapmamızı sağlayacak ve büyüme hızımızı artırmak için yeterli olacak. Mesela yurtdışı biraz toparlanırsa biz de bir miktar ihracat artışı gerçekleştirebiliriz. Oysa üretim
    düzeyimiz 2008'e kıyasla çok da sevimli bir düzeyde olmayacak, ne gam. Sanal falan, ama "Artık işler rayına giriyor, arkası da gelecek" propagandasına zemin hazırlar bu büyüme.

    Bu durumda ekonomik durum açısından seçim tarihine yaklaşılınca 'kötülerden en az kötü olanı' seçilmek durumunda kalınıyor. Bu durumda da son değindiğim iki faktör daha belirleyici oluyor: Ekonomik durum açısından 2010 uygun bir seçim tarihi değil gibi görünüyor.

    Bu yazı 01.11.2009 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır