Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Küçülme dönemi bitti mi? Nasıl ölçeceğiz?

    Fatih Özatay, Dr.03 Aralık 2009 - Okunma Sayısı: 966

     

    Önemli veriler açıklanacak önümüzdeki günlerde: Önce ekim ayı sanayi üretim endeksi, sonra üçüncü çeyreğe ilişkin milli gelir ve kasım ayı kapasite kullanım oranı, sonra da eylül dönemine ait işsizlik verileri. Özellikle ilk üçü için iki tür karşılaştırma yapılacak; bir yıl öncesinin aynı dönemine göre ve bir dönem öncesine kıyasla.
    Bir yıl öncesine kıyaslamak bazen sorunlu oluyor. Özellikle de ekonomik faaliyet düzeyinde aşağıya doğru ya da yukarıya doğru bir dönüşün gerçekleşmesini beklediğimiz dönemlerde. Bu sorunu aşmanın bir yolu bir ay öncesine (çeyrek yıllık veriler için bir önceki üç aya) göre kıyaslama yapmak. Ama incelediğimiz
    seri ekonomik nedenler dışındaki nedenlerle önemli dalgalanmalar gösteriyorsa, bu kıyaslama hiçbir anlam taşımıyor.
    Böyle yaparak elde edilen büyüme ya da küçülme oranları iki unsurun karışımından oluşuyor çünkü; ekonomik nedenler ve mevsimlik nedenler. Oysa biz sadece ekonomik nedenlerle ilgiliyiz. Mesela turizm gelirlerini ele alın. Yazın artıyor, kışın azalıyor.
    Kış aylarındaki azalma 'kış' olduğu için normal bir azalma mı, yoksa bizim otel fiyatları yükseldi ve Türkiye'ye olan ilgi azaldı da ondan mı kaynaklandı? Beldi ikisi de...
    Milli gelir, sanayi üretimi ve kapasite kullanım verilerimiz çok belirgin biçimde mevsimlik hareket barındırıyorlar. Mesela birinci çeyrekte milli gelirimiz dördüncü çeyreğe göre hep düşer. Dördüncü çeyrekte de üçüncü çeyreğe göre belirgin bir azalma gerçekleşir. Benzeri bir durum aylık frekansta yayınlanan diğer iki seri için de geçerli. Oysa özellikle kapasite kullanım oranı ve sanayi üretimi yayınlandığında ertesi gün basında bir ay öncesi ile kıyaslama yapıldığını görüyoruz. Bu elbette yanlış bir bilgilendirme oluyor.
    Bu durumda, mevsimlik hareketlerden arındırılmış seriler kullanmak gerekiyor. Bu da sorunlu; gerçek hayatta sadece serinin kendisini gözlüyoruz, mevsimlik kısmını ve mevsimlik olmayan kısmını bilmiyoruz. Bu durumda istatistiki yöntemler kullanarak gerçekte elimizde 'tek parça' halinde olan seriyi 'iki parçaya' ayırmamız gerekiyor. Bu iki parça gerçekte olmadıkları için de tahmin edilmeleri gerekiyor. Kullandığımız mevsimlik hareketlerinden arındırma yöntemine göre farklı parçalar elde etmeniz mümkün. Bu durumda, bir dönem öncesine kıyasla farklı büyüme hızları elde edeceğimiz de açık.
    Bir örnek vereyim. Gayri safi milli hasılamızın (GSYH) gerçek (reel) değerini alalım. İki tane çok bilinen arındırma yöntemi var. Daha eski olan ve X12 olarak bilinen yöntemi kullanırsanız, 2007 yılının ikinci çeyreğinde GSYH'nin birinci çeyreğe göre yüzde 0.2 oranında azaldığını hesaplıyorsunuz. Daha yeni olan bir başka yönteme (Tramo-Seats) göre ise meğerse aynı dönemde GSYH'nin yüzde 1.7 oranında arttığı olduğu 'ortaya çıkıyor'. Ne olacak şimdi; o çeyrekte büyüdük mü, yoksa küçüldük mü? 180 derecelik farklı benzeri bir durum 2003'ün ilk çeyreği için de var. Daha yenilerde, 2008'in ikinci çeyreğinde her iki yöntem de küçüldüğümüze işaret ediyor. Ama ilkine göre küçülme hızımız yüzde 4.4 iken, ikincisine göre yüzde 1.7 oluyor. Oldukça farklı oranlar bunlar.   
    Gerçek hayatta 'tek parça' olarak karşımıza çıkan ama bizim birden fazla parçaya ayırmamız gereken her değişken için aynı durum söz konusu. Mesela ekonomide büyüme ve küçülme devrelerini belirlemek için, GSYH verisi önce mevsimlik hareketlerinden sonra da eğiliminden (trendinden) arındırılmak zorunda. Geriye kalan parça ise devresel (ya da döngüsel) kısım oluyor; onunla ilgiliyiz.
    Bir akademik çalışma hatırlıyorum 90'ların ilk yarısından; farklı eğilim hesaplama yöntemleri kullanarak farklı devreler hesaplıyordu GSYH için. İşin ilginci aynı serinin farklı devreleri arasında negatif ilişki olduğunu gösteriyordu. Yani, birine göre ekonomi genişleme dönemindeyken, diğerine göre yavaşlama döneminde oluyordu. Bir de genişleme döneminde olunduğunu düşünerek maliye ve para politikasını sıkan ekonomi politikası yapıcılarının yerine koyun kendinizi.
    Çok şükür ki, kimse bu kadar mekanik karar almıyor. Ama yine de bu tür tahmin yöntemleri ile ulaşılan sonuçları değerlendirirken dikkat etmek gerekiyor. Mesela yakında açıklanacak üretim, kapasite ve GSYH verileri için ilk olarak ham verilerden yola çıkarak zinhar bir dönem öncesine göre artış ya da azalış hesaplamamalı. İkincisi de mevsimlik hareketlerinden arındırılmış serilerle hesaplayacağımız dönemlik büyüme (küçülme) hızları düşük düzeylerdeyse, hemen "büyüme başladı ya da yine küçüldük" gibi 'derin' sonuçlara ulaşmamalı.

    Bu yazı 03.12.2009 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

     

    Etiketler:
    Yazdır