Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Kapasite kullanımını daha doğru ölçebiliriz

    Fatih Özatay, Dr.14 Aralık 2009 - Okunma Sayısı: 928

     

    Son aylarda kapasite kullanım oranlarına (KKO) ilişkin açıklanan veriler bizleri şaşırtıyor. Şu anlamda: Belli bir aya ait KKO o ayın sanayi üretimi verilerinden bir ay önce açılanıyor. Kasım ayında yapılan açıklamaya göre, içinde bulunduğumuz yılın ekim ayına ait KKO, bir yıl öncesinin aynı dönemine göre 4.9 puan düşmüştü. Oysa geçen hafta içinde ekim ayı sanayi üretimi açıklandı. Buna göre sanayi üretimi bir yıl öncesinin aynı ayına kıyasla yüzde 6.5 arttı.

    Açıklanan KKO'lar sanayideki kapasite kullanım oranları. Dolayısıyla, 4.9 gibi yüksek bir değer alıyorsa KKO'daki düşüş, doğal olarak o ayın sanayi üretiminde de benzer bir gelişme bekliyorsunuz. Elbette KKO kavramı bazı sektörler için muğlak bir kavram. Ama dikkat: Kapasite kullanımında düşüş 4.9 puan, sanayi üretiminde artış ise yüzde 6.5. Hani birisi 0.5 puan düşse, öbürü de yüzde 1 artsa, bu muğlaklığı da dikkate alarak bu ters hareketi sorun etmeyeceksiniz.

    Soru şu:  Neden KKO ile sanayi sektörü büyümesi arasında bu denli büyük bir fark ortaya çıkıyor? Bir arkadaşım bu tutarsızlığı doğurabilecek olası bir nedene dikkat çekti. Şu: Her firmanın beyan ettiği aylık verilerden elde edilen KKO'lardan, tüm sanayi için tek bir kapasite kullanım oranı hesaplamak için, her firmanın KKO'su ağırlıklandırılıyor. TÜİK'in web sayfasında biraz araştırınca, kullanılan ağırlıkların bir önceki yılın üretim değerleri olduğu ortaya çıkıyor.

    Bu yöntem sorunlu. Bu sorunu daha iyi anlatabilmek için basit bir örnek hazırladım. Tüm sanayide üç tane fabrika olsun. Tablo 1'de bu varsayımsal fabrikaların 2008 yılına ait üretim rakamları veriliyor.
    Bir sonraki sütunda ise bu üretimlerin toplam üretim içindeki paylarını gösteren ve sanayinin KKO'sunu hesaplamak için gereken ağırlıklar yer alıyor. Diğer üç sütunda ise her fabrikanın 2009'un farklı aylarına ait varsayımsal kapasite kullanım oranları gösteriliyor. Bizim açımızdan son satır önemli. Bu satırda üç fabrikadan oluşan sanayimizin toplam KKO'su yer alıyor.

    Burada önemli nokta şu: Birinci fabrika 2008'de üretim yapmamış, bu nedenle 2009 için KKO hesaplanırken endekste 'sıfır' ağırlıkla yer alıyor; üretimi ne olursa olsun. Tüm sanayinin KKO ocak ayında yüzde 45.7 olarak hesaplanıyor. Oysa ilerleyen aylarda ekonomi toparlanıyor ve birinci fabrikada da üretim başlıyor.
    Mart ayında bu fabrikada KKO yüzde 50'ye, ekim ayında da yüzde 100'e ulaşıyor. Ama o ne! Sanayi sektörünün KKO'su hiç değişmiyor. Değişmiyor; çünkü hem diğer iki fabrika hep aynı KKO ile çalışıyor, hem de bizim zavallı birinci fabrikamızın endeksimiz açısından hiçbir önemi yok, ağırlığı sıfır.

    Olabilir mi böyle bir şey? Birinci fabrikanın sadece ihracat yaptığını düşünün. Kriz nedeniyle ihracatımız bıçak gibi kesildiği için bu fabrika üretimini durdurmuş olsun. Ama sonra yavaş yavaş ihracat açılıyor, bizimki de üretime başlıyor. Oysa üretimi ve artan kapasite kullanım oranı hiç dikkate alınmamış oluyor mevcut hesaplama yöntemiyle. Peki, başka bir yöntem olabilir mi? Elbette olabilir. Tablo 2'de farklı bir yöntem önerisi var. Şu: Her fabrikanın ağırlığı hesaplanırken, tam kapasitede çalışması halinde üreteceği miktarın sanayinin toplam üretim miktarı içindeki payı dikkate alınıyor.
    Bu daha doğru bir yöntem. Böyle hesaplanınca sanayinin KKO'su Tablo1'dekinden çok daha farklı çıkıyor. İki fark var. Birincisi, sanayide üretimin düşük olduğu ocak ayında, mevcut yöntem ile hesaplanan KKO'ya kıyasla daha düşük bir KKO var aslında sanayide.

    İkincisi, birinci fabrikanın devreye girmesi ile sanayide mart ve ekim ayında artan üretim ve kapasite kullanım oranını rahatlıkla yansıtıyor yeni yöntem.
    Bir de uyarı: TEPAV'daki arkadaşlarımız TÜİK'i arayarak ağırlıklandırma yöntemini sordular. Yetkililer bizi TÜİK'in web sayfasına yönlendirdiler. 'Mevcut yöntem' diye bahsettiğim benim web sayfasındaki açıklamalardan 'anladığım' yöntem. Yanlışlık yapmış olabilirim; sevinerek düzeltirim, elbette açıklama gelirse.

    Bu yazı 14.12.2009 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

     

    Etiketler:
    Yazdır