Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    İktisat kuramı deprem geçiriyor

    Fatih Özatay, Dr.21 Aralık 2009 - Okunma Sayısı: 828

    Küresel krizin sayısız kötü sonucu var. Bunlardan biri de yerleşik iktisat kuramını derinden sarsması oldu. İktisatçılar giderek artan sıklıkta iktisat biliminin içinde bulunduğu 'kötü' durumdan nasıl çıkarılabileceğini tartışıyorlar. Bu konu hakkında biri ağustosun sonunda, diğeri de kasımın başında olmak üzere iki yazı çıktı bu köşede. Büyük ihtimalle bundan sonra daha fazla yazı kaleme alacağım bu ilginç konu üzerinde.
    Özellikle doktora düzeyinde yapılan çalışmalarda çok sık kullanılan modeller finansal piyasaları tatmin edici biçimde içerecek bir şekilde oluşturulamıyorlar. Bazı hallerde finansal piyasalar bu modellerde yer bile almıyor. Yer almayınca da bu modeller gerçek dünyadan büyük ölçüde kopuyorlar.

    Finansal piyasaları içermeyen bir modeli kullanarak şu tüm dünyayı derinden sarsan küresel krizi nasıl öngöreceksiniz? Öngörmek çok şey istemek olur. Bu modelleri kullanarak krizin yarattığı sorunları nasıl anlayacak ve nasıl çözüm üreteceksiniz?
    Bu modellerde tek sorun finansal piyasaların yeterince yer almaması değil. Bir de farklı amaçları olan tüketicilere, ya da şirketlere de yer vermiyorlar. Genellikle, tek tip tüketici tek tip şirket varsayımı var. Açık biçimde gerçekçi olmayan bu varsayımları biraz gevşetip, farklı amaçlar peşinde koşulmasına izin vermeye kalkınca ise modeller işin içinden çıkılmaz bir hal alıyorlar. Çözülmeleri zorlaşıyor.

    İşin bu tarafını unutursanız bu modellerin çok 'havalı' olduklarını kabul etmek gerekiyor. Mesela yaygın olarak kullanılan bazı tip makroekonomik modelleri 'dinamik stokastik genel denge' başlığı altında toplamak mümkün. Şu isme bakın; hem 'dinamik', hem 'stokastik' (olasılıklara dayanıyor, kesinlik yok), hem de 'genel'. Üstüne üstlük bir de 'denge' var.

    'Hava' sadece isimden kaynaklanmıyor. Bu modelleri kurduktan sonra, çözmek için dinamik optimizasyon yapacaksınız. Ortaya ister istemez karmaşık sonuçlar (doğrusal olmayan ilişkiler) çıkacak; matematiksel olarak çözebilmek için bunları doğrusallaştıracaksınız. Bu doğrusallaştırma ele aldığınız değişkenlerin uzun dönem 'denge' değerleri etrafında olacak. Sonra gerçek hayatta gözlediğiniz ilişkileri yansıtabilmeleri için doğrusal hale gelen ilişkileri 'kalibre' edeceksiniz. Sonra da modelinizi 'derinden sarsacak' şoklar vereceksiniz, sonuçları inceleyeceksiniz.

    Kusura bakmayın; son paragraftaki bazı satırlar Çince gibi gelmiş olabilir. Özellikle böyle anlaşılmaz yazmaya çalıştım; bu modellerin 'hava'sı hakkında fikir verebilmek için. Şimdi, yukarıdaki paragrafın son satırına bakıp, "Ne var bunda, bak işte derinden sarsıcı şokların etkileri incelenebiliyormuş?" diyebilirsiniz. Ancak bu modellerle inceleyebildiğiniz şoklar bizim anladığımız şoklar değil. Mesela teknoloji düzeyini değiştirecek bir şokun sonuçlarına bakabiliyorsunuz da, çok büyük bir finansal kurumun batmasının yaratacağı etkileri analiz edemiyorsunuz.

    Çok tanınmış bir iktisatçı (Charles Goodhart) bakın bu modeller hakkında ne diyor: "Dinamik stokastik genel denge modelleri benim bir iktisatçı olarak ilgilendiğim her şeyi dışarıda bırakıyorlar". Bu konuda ilginç bir yazı için William Buiter'in 6 art tarihli yazısını internetten bulup okumanızı tavsiye ederim. "Son teknoloji akademik parasal iktisadın talihsiz yararsızlığı" gibi bir başlık taşıyor.

    Bu yazı 21.12.2009 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır