Arşiv

  • Mayıs 2024 (2)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    İkinci çeyrek iyi olacak; ya sonrası?

    Fatih Özatay, Dr.05 Temmuz 2010 - Okunma Sayısı: 889

    Büyüme açısından bundan sonra neler olabileceği ile ilgiliyim bugün. İlk aşamada güncel verilere odaklanacak ve ilk çeyrek ile ikinci çeyrek arasında belirgin bir farklılık olup olmadığına bakacağım. Amacım önce ikinci çeyrek büyümesinin ilk çeyreğe göre ne düzeyde olabileceği hakkında kestirimde bulunmak, sonra da yılın ikinci yarısına ilişkin bir şeyler söyleyebilmek.
    İlk olarak olumlu gidişatını sürdüren bir gösterge ile başlayayım: Bankalarımızın açtıkları toplam kredi miktarının enflasyondan arındırılmış hali nisan 2009'dan beri sürekli artıyor. Mayıs sonunda ulaştığı değer krizden önceki düzeyinin üzerinde. Yılın ilk çeyreğinde reel kredi miktarı bir önceki çeyreğe göre artmıştı. Mayıs sonu itibariyle bir önceki çeyreğe göre artış hızı ise daha da yükseldi. Yılın ikinci çeyreğindeki büyümeye oldukça olumlu bir katkı yapmış olması gerekir kredi genişlemesinin.
    Reel kredi miktarındaki bu olumlu gelişmeye karşın bankalarımızın ve şirketlerimizin yurtdışından sağladıkları net kredi miktarının toplamı hala negatif düzeyde. Farklı bir ifadeyle, bu kesimler, nisan 2010 itibariyle toplamda net dış borç geri ödeyicisi durumundalar. Özellikle şirketler kesimi hala önemli miktarda yurtdışına kaynak aktarıyor. İlk çeyrekteki bu olumsuzluk nisan ayında da sürdü.
    Burada bir hatırlatmakta yapmakta yarar var: Bir yıl önce bankalarımızın yurtiçinde yabancı para cinsinden kredi açmalarını kolaylaştıran bir düzenleme yapıldı. Bu düzenlemenin verilere etkisi yurtiçi kredi miktarını artırıcı, yurtdışından sağlanan kredi miktarını ise azaltıcı yönde olabilir. Bu durumda, reel kredilerdeki olumlu gidişat 'o kadar olumlu' ve bunun karşılığında ise net dış kaynak rakamları da 'göründüğü kadar olumsuz' olmayabilirler. Yine de net etkinin ilk çeyreğe göre büyümeyi artırıcı yönde olduğu belirtilebilir. 
    Şimdi sıra ihracatta: En güncel veri TİM'in açıkladığı mayıs ayı verisi. Ancak buradan dolar cinsinden tüm ihracatımızı öğreniyoruz; dolayısıyla avro-dolar kurunda son zamanlarda gerçekleşen büyük oynamaların etkisinden arındırıp bakamıyoruz ihracata. Dolar cinsinden ölçüldüğünde (mevsim etkilerinden arındırılmış) nisan ve mayıs aylarındaki ortalama ihracatımız, yılın ilk çeyreğindeki ortalamaya göre epey yukarıda. İhracattan da ikinci çeyrek büyümesine olumlu katkıdan bahsedebiliriz. 
    Peki, ekonomiye duyulan güven ne durumda? Özel kesim yatırımlarıyla Merkez Bankası'nın yayınladığı reel kesim güven endeksi arasında yakın bir ilişki var. Bu endekse göre yılın ilk dört ayında güven sürekli artmıştı. Son iki aydır ise güvende azalma gerçekleşiyor. TEPAV'ın yayınladığı perakendeci güven endeksinin haziran ayı verisi de benzer bir gelişmeye işaret ediyor. Ama güven göstergelerindeki bu olumsuz gelişmenin daha çok ikinci yarıdaki büyüme üzerine etkili olmasını beklemek gerekir.
    Yılın ilk altı ayına ilişkin kapasite kullanım oranları da var. Buna göre yılın ikinci çeyreğindeki kapasite kullanım oranında ilk çeyreğe göre bir artış var. Hemen her yıl bu tip bir artıştan söz etmek mümkün. Ama bu yılki artışın mevsimselliğin üzerinde olduğu görülüyor. Yılın ilk çeyreğindeki  (mevsim etkisinden arındırılmış) sanayi üretimi, 2009'un son çeyreğine kıyasla yüzde 2.6 oranında daha fazlaydı. Nisan ayındaki üretim değeri ise yılın ilk çeyreğindeki ortalamasından yüzde 2 daha yukarıda. Bir hız kesme var gibi; ama mayıs ve haziran rakamları geldiğinde bu izlenim ortadan kalkabilir. 
    Bütün bunlar ne diyor? Yılın ikinci çeyreğinde bir yıl öncesiyle karşılaştırıldığında önemli bir büyüme hızı gerçekleşeceğini biliyoruz. Burada benim üzerinde durmak istediğim bu değil; bir çeyrek öncesine kıyasla büyüme. Son açıklanan büyüme rakamı bu açıdan olumlu değildi: Bir çeyrek öncesine kıyasla büyüme hızımız sadece yüzde 0.15 olmuştu. Yukarıda üzerinde durduğum veriler, büyük ihtimalle yılın ikinci çeyreğindeki büyümenin bu çok düşük hızdan daha fazla olacağını ima ediyorlar. Ne kadar fazla? İşte bunu söylemek bu aşamada zor. Yakında açıklanacak mayıs ayı sanayi üretimi bu açıdan daha iyi fikir verecek.
    Yılın ikinci yarısı için aynı olumlu yorumu yapmak mümkün değil ama. Güven göstergelerindeki kötüleşmenin arkasındaki temel neden Avrupa Birliği'nde olan biten. Orası daha durulmadı. Bu nedenle bizde ekonomiye duyulan güvende aşınma sürebilir. Bu da yatırım ve tüketim harcamalarını olumsuz yönde etkileyebilir. Üstelik Avrupa Birliği ülkelerinin aldıkları önlemlerin büyüme hızları üzerine olumsuz etkileri olacak. İhracatımız bundan kötü yönde etkilenecek. Yılın sonunda kriz öncesindeki zirve üretim değerine hala ulaşamama olasılığı var kısacası.

    Bu yazı 05.07.2010 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır