Arşiv

  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Yunanistan için IMF'siz çözüm inandırıcı mı?

    Fatih Özatay, Dr.18 Şubat 2010 - Okunma Sayısı: 911

    Yunanistan AB'nin avro bölgesinde. Bu nedenle, yerine getirmesi gereken yükümlülükler AB'nin diğer üyelerine göre daha fazla. Özellikle kamu bütçesi ve kamu borcu konusunda uyması gereken sınırlamalar var. Ama sadece küresel kriz sırasında değil, öncesinde de bunlara uymadığı anlaşılıyor. Üstelik son günlerde çıkan haberlere göre, kamu borcunu ileride artırma potansiyeli taşıyan bazı yükümlülüklere de girmiş. Yunanistan'ın avro bölgesinde olması nedeniyle ortaya çıkan yükümlülükleri denetlemekle görevli olan kurumlar var AB'de. Atlamışlar...
    Buraya kadar bilinmedik bir şey yok. Şimdi siz kendinizi piyasalarda işlem yapanların yerine koyun. Yüklü miktarda Yunanistan tahvili tutuyorsunuz. Bu tahvillerin değerinin düşmemesi Yunanistan'ın alacağı ciddi bütçe önlemlerine bağlı. Bu önlemlerin ciddi olduğuna inanırsanız panik halinde Yunanistan tahvillerini satmaktan vazgeçeceksiniz. Zararın neresinden dönsek kardır demeyeceksiniz. Bu durumda Yunanistan da karlı çıkacak o tahvillerin sahipleri de.
    Peki, şimdi sizin açınızdan bir sorun yok mu? Yunanistan'ın aldığı önlemlerin ciddi olduğuna, bunların sürdürüleceğine, bu sayede Yunanistan'ın bütçe açığının giderek azalacağına ve borcunun düşeceğine nasıl inanacaksınız? Şüphe etmekte haklısınız; Yunanistan bütçe rakamları ile yıllarca oynamış. Dahası, bu bütçe rakamlarının avro bölgesine ilişkin mevzuata uygunluğunu denetleyecekler de bu 'oynamayı' atlamış. Şimdi bunların ilki 'artık ciddiyim' diyor, diğeri ise 'ben de bu ciddiyeti denetleyeceğim; merak etmeyin' sözünü veriyor.
    Burada bir sorun var. AB, özelikle avro bölgesindeki sorunların, merkezinde IMF olan bir programla çözülmesini istemiyor. Sonuçta IMF'nin avro bölgesindeki para politikası için söyleyeceği bir şey yok. O sadece Yunanistan'ın değil tüm avro bölgesinin politikası. Buna karşın, IMF Yunanistan'ın maliye politikası için bir şeyler söyleyebilir ve kurumsal reformlar isteyebilir. Ama sonuçta üye ülkelerin maliye politikalarının en azından sonuçlarının avro bölgesinin mevzuatına uygunluğu da AB'nin işi. Üstelik o ülkelerin kurumsal yapıları da AB tarafından belirlenmiş.
    Bu durumda avro bölgesinde IMF'nin ağırlıklı bir programı AB'nin istememesinin anlaşılır nedenleri var. Nedenlerin anlaşılır olması, o nedenlerin haklı oldukları ya da bu krizin çözümünde işe yarayacakları anlamına gelmiyor elbette. Oysa Yunanistan ciddi bir programla bu sorunlarını çözüm sürecine sokabilir. Bizim 2001 krizinden sonra başardığımız gibi, Yunanistan da başarabilir.
    Başaracak programı uygulayabilir mi? Elbette o başka bir konu. Çok ciddi bir mali disiplin gerekiyor öncelikle Yunanistan'a. Öyle lafla da olmuyor bu iş. Bunu, hemen şimdi göstermeye başlaması gerekiyor. Bu da yetmiyor; mutlaka taze para ile desteklenmesi gerekiyor Yunanistan'ın. Aksi takdirde vadesi gelen her kamu borcu ödemesi kalp çarpıntısına, giderek kalp krizine neden olacak Yunanistan Hazinesi'nde. Taze paranın AB'den gelmesi önünde bazı engeller var. Mesela Almanya kamuoyunun buna karşı olduğunu gösteren anketler yayınlanıyor. Üstelik Yunanistan'ı kurtarmanın başka 'yaramaz çocuklara' da kötü örnek olmasını istemiyor AB.
    Elbette AB Yunanistan'ı bir yandan çok ciddi bir bütçe politikasına zorlarken, diğer yandan da Yunanistan'ın borcunun sürdürülebilirliğini sağlayacak mekanizmalar tasarlayabilir; bazı yollarla Yunanistan tahvilleri satın alınabilir. Ama dönüp dolaşıp temel soruya dönüyoruz: Bütçenin ciddi biçimde disiplin altına alındığını kim kanıtlayacak? 
    Kısacası, sadece AB'nin muğlak destek açıklamaları ve mali disiplin yolunda Yunanistan'ın atacağı iyi niyetli adımlar yetmeyebilir. Hem taze, para hem de mali disiplini tescil açısından bakınca en ideal çözüm IMF gibi görünüyor. Bakalım AB ve Yunanistan ne yapacak. Ne yazık ki 'bakmaktan' başka çaremiz yok. Oysa Yunanistan'ın durumu çözüm sürecine girmezse, Portekiz ve İspanya derken ortalığın yine karışması olasılığı var. Karıştırmayacak çözüm yolu varken. Haydi, hayırlısı...

    Bu yazı 18.02.2010 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır