Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    İhracatımızın yapısı ve küresel kriz

    Fatih Özatay, Dr.25 Nisan 2010 - Okunma Sayısı: 858

     

    Küresel krizin 2009 yılında ekonomimizi küçültmesinin nedenlerinin başında yurtdışına sattığımız mallara olan talebin azalması geliyor. İhracatımızın hızla azalması bu krize özgü; 2001 krizinde aynı olgu yaşanmadı. Son yıllarda ihracatımızın yapısında gerçekleşen değişikliğin de bu gelişmede rolü var.
    Piyasa ekonomilerinin normal büyüme hızlarının oldukça altında ya da üzerinde büyüdükleri dönemlerde milli gelirin her bileşeni aynı biçimde hareket etmiyor. Gıda harcamalarındaki dalgalanma şiddeti daha az olurken, otomobil gibi dayanıklı tüketim malları ile yatırım mallarında dalgalanma çok daha şiddetli gerçekleşiyor. Bunun nedeni açık olmalı.
    Mesela ekonomilerin çok yavaş büyüdükleri ya da küçüldükleri dönemleri düşünelim. Yarın işsiz kalma olasılığınız varsa, o kadar da gerekli olmayan ya da daha sonra da satın alabileceğiniz mallara yaptığınız harcamalarda frene basıyorsunuz: "Yeni televizyon şimdilik beklesin; eskisinin nesi var?" Aynı olgu zorunlu tüketim harcamaları için geçerli olmuyor oysa. Ya da aynı ölçüde geçerli olmuyor. Ekonomilerin çok hızlı büyüdükleri dönemlerde ise bu davranışın tersi gözleniyor.
    Piyasa ekonomilerindeki tüketicilerin ve yatırımcıların bu davranış biçimi o ülkelerin ithalatına da yansıyor. Küresel krizde ihracatımızın hızla düşmesinin bir nedeni ihracatımızın yarısının Avrupa Birliği ülkelerine yönelik olmasıydı. Bu ülkelerin ekonomisi küçülürken bizden satın aldıkları mallara olan talep de düştü. Ama ihracatımızdaki azalmanın tek nedeni bu değil. Bir diğer önemli neden daha var: Son yıllarda ihracatımızın yapısı sermaye malları ve dayanıklı tüketim malları lehine değişti.
    Tablo 1'de ihracatımız içinde çeşitli mal gruplarının payları var. Mesela otomobil ihracatımızın toplam ihracatımız içindeki payı 1996'da sadece yüzde 1.2. Oysa bu pay 2007'de yüzde 6.4'e çıkmış. Aynı olgu yatırım malı olarak düşünebileceğimiz ulaşım araçları (kamyonet, kamyon, otobüs gibi) için de geçerli. Bu mal grubunun payında da büyük artış var. Öte yandan demir-çelik ürünleri hem bu tür malların ana girdisi, hem de konut sektörünün. Onun da ihracatımızda önemli payı var.
    Tablo 2'de bu mallarda yaptığımız ihracatın yıllık yüzde değişimleri var. Ele alınan dönem 2008'in ilk çeyreği ile 2009'un son çeyreği arası. Karşılaştırmayı daha sağlıklı yapabilmek için son sütunda aynı dönemde toplam ihracatımızda gerçekleşen hareketler de veriliyor. Yukarıda belirtilen özellikler sanıyorum tablodan açık biçimde görülüyor. Özellikle 2008'in son çeyreği ile 2009'un ilk yarısını kapsayan dönemde demir-çelik grubu hariç söz konusu mal gruplarında yapılan ihracattaki düşüş diğerlerine göre çok daha fazla. Demir-çelik ürünleri ihracatındaki azalma ise daha sonra şiddetleniyor.

    Bu yazı 25.04.2010 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

     

    Etiketler:
    Yazdır