Arşiv

  • Mayıs 2024 (3)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    İhraç pazarlarımızda çeşitlenme var mı?

    Fatih Özatay, Dr.22 Nisan 2010 - Okunma Sayısı: 1157

    Bu köşede, pazartesi günü, 2001 krizi ile küresel kriz sırasında gerçekleşen ihracat hareketlerinin çok farklı oldukları sonucuna ulaşılmıştı.
    2001 krizinde (reel) mal ve hizmet ihracatımızda bir düşüş gerçekleşmemişti. Oysa şu sıralar toparlanmakta olan ihracatta son krizin başlangıç döneminde önemli bir düşüş gerçekleşti. Bu toparlanmaya karşın, ihracatın krizden önceki zirve değerinin hala altında seyrettiğini de hatırlatayım.
    İhracatımızın bundan sonra izleyeceği yol ekonomimizin büyüme hızının alacağı büyüklük açısından temel belirleyicilerden biri olacak. Mal ihracatımızın yaklaşık yarıya yakın bir kısmı Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelere yönelik. Yapılan tahminler AB'nin toparlanma hızının yavaş olacağını gösteriyor. Açık ki ihracatımız açısından olumsuz bir olgu bu. Ek olarak, AB'nin bazı ülkelerinin (Yunanistan, İrlanda, İspanya, İtalya ve Portekiz gibi) içinde bulunduğu zorlukların AB'nin toparlanma hızını yavaşlatma riski taşıması pek de sevimli değil.  Bu durumda ihracatımızda AB'nin payını azaltacak bir yön değişikliği arzulanır bir gelişme olacak.        
    Peki, son veriler bu açıdan ne söylüyor bize?
    Tablo 1'de önemli pazarlarımıza yaptığımız ihracatın gelişimi hakkında bilgi var. Çeşitli bölgelerin ihracatımız açısından önemi hakkında bilgi vermek için tablonun en altında, bu bölgelere 2009 yılında yapılan ihracatın toplam ihracatımız içindeki payları gösteriliyor. Tablonun diğer bölümlerinde yer alan değerler ise üç aylık ihracatın bir yıl öncesinin aynı dönemine göre yüzde artışını ifade ediyor. Şubat 2010 için aynı artış hızı ise son üç ayın toplamından elde ediliyor.
    Tabloya ilişkin dikkate alınması gereken bir diğer nokta da şu: Avro-dolar kurundaki oynaklıktan kurtarmak gerekiyor yıllık artış hızlarını. Bu nedenle AB'ye yapılan ihracatımızın hepsinin avro cinsinden olduğunu kabul ettim ve AB'ye yapılan ihracat için verilen dolar cinsinden değerleri avroya çevirdim. Diğer bölgeler için verilen yıllık artış hızları ise dolar cinsinden ihracattan elde edildi.
    Bu basit hesaplamadan çıkan sonuç şu: 2009 yılının özellikle ilk dokuz ayı dikkate alındığında tabloda verilenlerden bir bölge dışında kalanların hepsinde ihracatımızda düşme var. Küresel krize karşın ihracatımızın tek arttığı bölge ise Kuzey Afrika bölgesi. Bölgeye bütün olarak değil de tekil ülkeler bazında balkınca ise, bu olgunun asıl olarak Mısır ve Libya için geçerli olduğu anlaşılıyor. Bir ölçüde Cezayir'i de katabiliriz bu gruba.
    Dolayısıyla, ihracat pazarlarımızın çeşitliliği açısından şimdilik radikal bir değişiklik yok gibi görünüyor. Bakalım bundan sonrası nasıl gelişecek? 

    Bu yazı 22.04.2010 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

     

    Etiketler:
    Yazdır