Arşiv

  • Mayıs 2024 (2)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    İki krizin ihracat öyküsü

    Fatih Özatay, Dr.19 Nisan 2010 - Okunma Sayısı: 1229

     

    Yolculuğumuza devam ediyoruz: Bugün sıra küresel kriz ile 2001 krizi sırasında yaşanan ihracat gelişmelerinde. Bu karşılaştırmaların amacı sadece geçmişi incelemek değil. En önemli amacı da değil. Önümüzdeki dönemin olası gelişmeleri hakkında ipucu elde etmek asıl amaç. Bakalım yolculuk sonunda ileriye yönelik çıkarsamalar yapabilmek mümkün olacak mı?
    Bugün ele aldığım ihracat verisi, sadece mal ihracatı değil. Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) hesaplarında yer aldığı şekliyle mal ve hizmet ihracatı. Bir anlamda Türkiye'nin döviz gelirlerinin toplamı. Bir diğer farklılık da, bu verilerin fiyat çeşitli kur hareketlerinden arındırılmış gerçek (reel) veriler olması.
    İlk grafikte, 2001 krizinden önce GSYH'nin ulaştığı tepe noktası (2000'nin son çeyreği) ile krizden sonra tekrar aynı noktaya geri döndüğü 2003'ün ilk üç çeyreği arasında geçen sürede gerçekleşen ihracat değerleri var. Aynı grafikte 2000'nin sonundaki zirve değeri 100 olacak şekilde 'normalleştirilmiş' GSYH hareketleri de yer alıyor. İhracat verisi de benzer bir şekilde normalleştirilmiş durumda. Grafik 2'de ise son kriz sırasında her iki değişkende gerçekleşen hareketler gösteriliyor. Bu krizden önceki zirve GSYH değeri 2008'in ilk çeyreğinde.
    Grafiklerde yer alan düz çizgiler GSYH, kesikli çizgiler ise ihracat için. Her iki grafikte (bundan önceki yazılarımda olduğu gibi) yatay eksende yer alan '0' noktaları sözünü ettiğim zirve GSYH değerlerine karşı geliyor. Diğer rakamların anlamı da açık: Mesela '2' rakamı GSYH'nin zirveye ulaştığı dönemden iki çeyrek sonraki dönemi gösteriyor.
    İşte şimdi çok farklı iki hareket yakaladık: Dünkü yazımdaki grafiklerde, bankalarımızın ve şirketlerimizin yurtdışından sağladıkları net kaynak (borç) miktarı açısından fazla bir farklılık göze çarpmıyordu söz konusu iki krizde. Oysa ihracat açısından büyük farklılık var. 2001 krizinde GSYH hızla düşerken ihracat hiçbir zaman krizden önceki zirve değerinin altına inmemiş. Bir dönem hariç hep yükselmiş. O dönemde dış kaynak miktarının hızla kuruduğu ve daha sonraki bir yazımda ele alacağım yurtiçi banka kredilerinin hızla daraldığı dikkate alındığında, bizi ayakta tutan unsurlardan birinin ihracattaki artış olduğu açık biçimde ortaya çıkıyor.
    Oysa son krizde GSYH hızla düşerken ihracatımız da hızla düşmüş. Bir anlamda GSYH'deki düşmenin temel nedenlerinden birisi olmuş. Küresel kriz sırasındaki hareketler açısından bir diğer dikkat çekici olgu ise, ihracatın krizden önceki zirve değerinin hala oldukça altında seyrettiği gerçeği.
    İlerisi için bu kısa analizden çıkan mesaj açık:
    Mal ve hizmet sattığımız ülkelerin alım gücünün yükselmesi üretimimiz açısından çok önemli. Bu çerçevede AB ülkelerinin bir an önce ayağa kalkmaları yararımıza olacak. Oysa orada olan biteni ibretle seyrediyoruz. Hala Yunanistan'ı kurtarıyor 'gibi' yapmakla meşguller. Bu durumda, önümüzdeki dönemde ihracat pazarlarımızı daha fazla çeşitlendirme kapasitemiz büyük önem taşıyacak. İlerisine yönelik olası gelişmeler hakkında daha sağlıklı değerlendirmeler yapmak için bu analiz bir ipucu veriyor: Bundan sonra pazar çeşitlenmesinin nasıl gittiğine de odaklanmak gerekecek.    



    Grafik 1: 2001 krizi sırasında mal ve hizmet ihracatı ve GSYH hareketleri (2000'nin 4. çeyreği  2003'ün 3.çeyreği)




    Grafik 2: Küresel kriz sırasında mal ve hizmet ihracatı ve GSYH hareketleri (2008'in 1. çeyreği  2010'un 1.çeyreği)

    Bu yazı 19.04.2010 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

     

    Etiketler:
    Yazdır