Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Mali danışma kurullarının gerekliliği

    Fatih Özatay, Dr.08 Mart 2010 - Okunma Sayısı: 861

    Siyasilerin işbaşında kalmak amacıyla ekonomik istikrarı bozucu uygulamalara gidebileceklerini biliyoruz. Bunu gösteren çok sayıda kuramsal ve uygulamalı çalışma var. Üstelik bu tür politikaların gelişmiş demokrasilerde de yürürlüğe konulduğunu gösteren sayısız bulgu mevcut. Türkiye'deki deneyimimizden de özellikle seçim öncelerinde bu tür istikrarı bozucu politikaların uygulanabildiğini biliyoruz.
    İktisatçılar bu tür uygulamaları en aza indirecek çözümler peşindeler. Para politikası açısından getirilen çözüm 1990'lı yılların başlarından bu yana uygulamada: Bağımsız merkez bankaları. Oysa aynı uygulamaya maliye politikası açısından gitmek mümkün görünmüyor. Bağımsız bir merkez bankasının para politikasını bağımsız biçimde yürütmesi gibi, bağımsız bir maliye politikası kurumunun bütçe büyüklüklerini belirlemesi ve maliye politikasını o büyüklüklere uygun biçimde yürütmesi demokrasiyle bağdaşmıyor çünkü. Dünyada böyle bir uygulama da yok. 
    Geçen perşembe günü buraya kadar yazdıklarımı daha ayrıntılı biçimde tartışmıştım. Şu soru ise askıda kalmıştı: Maliye politikasında ekonomik istikrarı bozucu uygulamaları nasıl önleyeceğiz? Çoğu ülkenin bu soruya yanıtı iki 'ayaklı' olmuş: Birincisi orta vadeli mali kural uygulamasına gitmişler. Bu kurala uyulacağına ilişkin güven vermek üzere yasal değişiklikler yapmışlar. Türkiye de bu tür bir uygulamaya gideceğini açıkladı. Yasal değişikliklerin ise 'yolda' olduğu duyuruldu.
    Mali kural getiren ülkeler bununla yetinmemişler ve bir de 'mali danışma kurulları' oluşturmuşlar. 'İkinci ayak' dediğim ve bizde eksik olan ve gündeme hiç gelmeyen kısım bu. Bu tür bir danışma kurulu gereksinimi nereden çıkıyor? Daha önce bu köşeye taşıdım; hatırlayacaksınız: Hem bütçe gerçekleşmelerine ilişkin açıklanan rakamların
    gerçeğe uygun olduklarının bilinmesi gerekiyor, hem de büyüme, enflasyon, gelir artışı vesaire gibi önemli makroekonomik değişkenler için ileriye yönelik yapılan varsayımların gerçekçiliği hakkında uzman görüşüne ihtiyaç var.
    Bunlar olmadıkça mali kuralın sadece bir 'formül' olarak kalması tehlikesi var. Oysa mali kural getirdiğimize göre, demek ki maliye politikasının ileride alacağı biçim hakkındaki belirsizliği azaltmak gereksinimi var. İnsanlar önlerini daha rahat görsünler ki yatırım yapabilsinler arzusundayız.
    O zaman mali kurala ilişkin uygulamanın güvenilir olmasını sağlamak gerekiyor.
    'Mali danışma kurulları'na ilişkin farklı uygulamalar var. Ama genellikle bağımsız bu danışma kurulları. Ekonomi politikası alanında uzman akademisyenlerden ve yine aynı alanda uzman bürokratlardan oluşuyor bu bağımsız kurullar. Bağımsız merkez bankalarının hesap verme sorumlulukları da vardır. Bu kurullar için bu zorunlu değil. Ama hesap vermenin özellikle kaliteli yayınlar yoluyla gerçekleştirilmesinin bu kurulların saygınlığını artıracağı düşünülüyor.
    Elbette bunlar kurumsal düzenlemeye ilişkin teknik ayrıntılar. Başka ayrıntılar da var. Ama şu aşamada bizim açımızdan işin özü önemli. Bu 'öz' hak ettiği kadar tartışılır ve haklı bulunursa sıra bu kurulların yapısını konuşmaya gelir. O aşamada özellikle farklı ülke uygulamalarına bakmak yararlı olur. Hangi ülke hangi yanlışı yapmış? Hangisininki bizim koşullarımıza daha uygun? Bu soruların yanıtları o aşamada araştırılır.
    Şu aşamada tartışmamız gereken öz tekraren şu: Birincisi açıklanan bütçe rakamlarını mercek altına almak ve kamuoyuna bu rakamların 'sıhhati' açısından bilgi vermek gerekiyor. İkincisi, bütçeye ilişkin harcama ve gelir büyüklüklerinin ileride alabilecekleri değerleri etkileyecek önemli makroekonomik değişkenler hakkında kamu otoritelerinin yaptıkları tahminlerin değerlendirilmesi ve kamuoyuna bu değerlendirmenin duyurulması lazım. Üçüncüsü, uygulanan ekonomi politikasının 'uygulanması gereken' ile karşılaştırılmasının yararı var.
    Mali danışma kurulları öze ilişkin bu üç unsurdan ilk ikisini mutlaka yerine getirmeye çalışıyorlar. Üçüncüsünü yapan kurullar da var yapmayanlar da. Bazı örnekler: ABD Kongresi Bütçe Ofisi, Japonya Maliye Sistemi Danışma Kurulu, Almanya Vergi Tahminleri Çalışma Grubu, Kore Ulusal Parlamento Bütçe Ofisi, Meksika Kamu Maliyesi Çalışmaları Merkezi.
    Meraklısına not: Daha fazla ayrıntı için Journal of Economic Surveys, 2009, Cilt 23(1), sayfa 44-81'deki 'Independent Fiscal Agencies' makalesine bakmakta yarar var.

    Bu yazı 08.03.2010 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır